Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Siluet 5

Siluet 5
 

www.burgazadabarbayani.com


Vapur adaya yaklaşırken adam bir adaya dost olmanın yakınlığı ile işte geldim dedi. Görmeyi sevdiği her şey ve sevdiği her şeye uzaktan baktığı yerdi onun için. Hem uzak hem yakın, hem deniz hem martı. Tek başınaydı ve tek başına olmayı seçerek kendi ilkini yaşıyordu.

- Sen hiç yalnız olmamışsın ki.
- İşte yalnızım bak kimse yok
- Hayır hep hayatına birilerini dahil etmiş ve asla onları bırakmamışsın bu haksızlık.
- Yalnız olmamayı seçmek mi, seçmemek mi?
- Her insan önce yalnız olmayı bilmeli.
- Niye o zaman hep birilerini arayıp duruyoruz o zaman
- Yalnızlıklarımızın keyfini sürmek için olamaz mı?

Siluetinin gölgesi ile birlikte dalgalar arasındaki yüzme cabası adamı gülümsetti, ne güzel sezonu açtın, bak yüzüyorsun bu gün sana kıyağım bu. Vapur adaya yanaştığında adımlarını ayarladı, ne hızlı ne de yavaş varmalıydı. Niye bu disiplinli olma hali ki. Ne gereksiz işte buradasın istedin ve yaptın. Bir gün kaçamağı. Barba ya iskeleden kaç adım var. Haydi bu gün sayalım. Peki adanın geri kalanı niye sana yabancı. Kaç adım oldu ya, karıştırdım. Düşüncenin biri diğerine niye böyle saygısız olur ki aynı beyinden türemişken hem de.
Masasına baktı ve sevindi boştu. Ama inadına oturmadı öndeki başka bir masaya geçti. Hemen arkasında bir çift oturuyordu.

- “Çift” ne demek şimdi iki mi, dört mü ne.
- Tamam kızma bir kadın ve bir adam.
- Ama bu tek.
- Nasıl tek yahu.
- Kadın ve adam
- İşte çift
- Of gene demogoji yapıyorsun
- Evet ama niye illa çift diyoruz ki?

Siluetine baktı dönüp, arkamda kaldın pardon dedi. İdare et güneşle senin hesabın benle değil…
Arka masadaki adam karşısındaki kadına uzandı elini tuttu ve…

- Ne hızlı geçiyor zaman ve ne kadar yön vermeksizin yaşıyorum, şaşıyorum. İkinci bir şansı yaşıyorum senle biliyorum. Bazen korkuyla yanlış yapıyorum, çok sevdiğimi acımasızca ortaya koyup bocalıyorum
- Korkma, bak beraberiz işte gene…

Don Kişotu daha çok seviyorum bu günlerde. Aşk, suçlarımızın af edildiği andır. Sarılmak ve yarını suçlarımızdan arınıp yürümek gereklidir.
Etrafın ne kadar sesiz olduğunu düşündü, yaşasın sesizlik. Uzakta pusların adındaki şehre baktı. Herkes orada senin tüm kalanların orada, sense onlara sadece bir pusun ardından bakıyorsun. Bir vapur yakınlığında, gelmeyecek bir vapur kadar da uzak. Seçimler gitmekle ve gidebilmekle ilintili gailba.

- Uykularımda senle savaşıyorum. Bazen tenine yabancı bir el uzanıyor ve sen tenine konuk ediyorsun o dokunuşu. Bazen bana bakıyor ve gülümsüyorsun geldim işte sarıl bana diyorsun.
- Bunlarla yaşayamazsın biliyorsun, seni sevmediğimi de biliyorsun, bırak artık ve bunları da düşünme kendine haksızlık bu ve bana da.
- Biliyorum haksızlık bu sana yaptığım affet.
- Seninde benimde yaşanılacak hayatlarımız var ve yaşanmalı. Kendine bunu yapma.
- …
Kadın usulca masadan kalktı, iskeleye yanaşmakta olan vapura doğru hızla yürüdü. Adam ardından baktı. Yanına gitmek ve bırak artık bakmayı demek geldi içimden siluetime takıldım yerimden kalkamadım adam upuzun baktı. Siluetime kızdım, oysa onu bu gün denize bile sokmuştum, şimdi ise akşama yatan güneşle upuzun yerde dinleniyordu. Haksızlıktı bu o denize girmişti…


 
Toplam blog
: 97
: 635
Kayıt tarihi
: 04.01.07
 
 

öylecene yazmak istiyorum... Hepsi bu. ..