Şimdi “ciddi” olma zamanı…

Milliyet Gazetesi İnternet sitesinden bir haberi aynen aşağı aktararak başlamak istiyorum.

“Yükseliş İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Vakfı'nın oluşturduğu Milli Uyanış ve Güç birliği Platformu için dün Ankara Ticaret Odası'nda (ATO) toplantı yapıldı. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) etkisiz kılmak için uğraşıldığını söyledi.
Milli Uyanış ve Güç birliği Platformu'nun kamuoyuna açıklanması için düzenlenen toplantıda konuşan Tolon, sözlerine "Lozan'ın intikamını almak isteyenlerle, Sevr'i hortlatmak isteyenlerle mücadele halindeyiz. Türkiye her yönüyle kuşatılmıştır" diye başladı. Köşe tutmuş birilerinin, portföylerinde ordudan başka bir şey olmadığı için sürekli orduyla uğraştığını savunan Tolon sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Cumhuriyeti'ni, ulusal birlik ve bütünlüğü, üniter devleti korumakla yükümlü kılınmış ve bu amaçla and içmiş TSK’nin muvazzafları gibi emeklileri de, son nefesine kadar bunu yerine getirmekle yükümlüdür. İşte bu görevi yerine getirecekleri engellemek, 2007 gibi Türkiye’mizin, biri cumhurbaşkanlığı, diğeri genel seçimler olmak üzere fevkalade önemli olaylarla karşılaşacağı bu süreçte silahlı kuvvetleri etkisiz kılmak, yapabilirlerse halkın gönlündeki ve zihnindeki güveni kırmak için uğraşıyorlar. İçeriden, dışarıdan uğraşıyorlar. Kiralık aydınlarıyla, satılmış aydınlarıyla uğraşıyorlar."
Hareketi şahlandırın Tolon, toplantıya katılanlara "Milli uyanış hareketini şahlandırarak bir yanardağ haline getirmenizi ve 14 Nisan'da Ankara'da yapılacak büyük mitingde meşalenizi yakmanızı, sesinizi çıkarmanızı diliyorum" çağrısı yaptı.”

Bu habere birçok “Yorum” yazılmış. Her habere gelen yorumların içeriği olumlu da olabilir, olumsuz da. Elbette okuyucuya “Yorum” olanağı sağlanmışsa, okuyucu da bunu kullanacak ve fikrini ortaya koyacaktır.

Bu habere de dediğim gibi bir çok “Yorum” yazılmış. Genelde de Tolon paşayı destekler yorumlar. Ancak içinden bir yorum var ki, okuyunca kelimenin tam anlamı ile “Şok” oldum. Yorum aynen şöyle; “En büyük tsk! Tabi bir de FENERBAHÇE…”

Bu yorumu yazan kişi ne yapmaya çalışıyor?
Bir; Türk Silahlı Kuvvetlerini alaya alıyor.
İki; Genel Kurmay Başkanı ile alay ediyor.
Yorumu yapan kişiyi tanımak istedim. Geçmiş yorumlarını okudum. Belli ki her yazdığı yorumun içine “Fenerbahçe”yi katacak kadar fanatik bir taraftar. Yazdığı tüm yorumların büyük bir bölümü de konularını “Ti” ye alan türden…

Elbette konulara “espri” ile yaklaşmak mümkün. İlla ki her konuya “Ciddi” yaklaşacak değiliz. Yeri geldiğinde, konunun “Komik” tarafını da görüp, olayı o şekilde de yorumlayacağız.

Ama…
Konu –belki de sadece bizim gibi düşünenler açısından- o kadar önemli, o kadar ciddi ki “Ti” ye alınacak, işin “Komik” tarafından bakılacak bir tarafı yok. Bu kez, millet olarak “Uyanık” olmamız gereken günleri yaşadığımızın farkında olarak “Ciddi” yaklaşma zorunda olduğumuz bir konuda…
Bu yorum yakışık alıyor mu?

Belki…
Çok da üzerinde durulmayacak bir şey. Ama bir iki derken, insanlarımızın geleceklerini “Ti” ye alma alışkanlığı edinmelerinden endişe ederim…
Bu endişe içinde de çok da “Kasıtlı” olduğunu düşünmediğim bu yorum üzerine ülkemin “Ciddiye” alınması gereken konularında daha dikkatli olunması gerektiğine inandığımı vurgulamak istiyorum.
Şu bir gerçek ki, dış güçler, içerideki yandaşlarının da desteği ile ülkeyi bölme ve parçalama çabalarına cumhuriyetin kuruluşundan bu yana hiç ara vermediler. Bu gün de aynı amaçlar doğrultusunda faaliyet göstermeye ne yazık ki devam ediyorlar…

Bir de biz üstüne üstlük olayları önemsemez işi komediye dökmeye çalışırsak, ekmeklerine yağ süreceğimiz ortada.

Oysa…
Her an uyanık ve güçlü olduğumuzu bilmeleri ve bizim de bunu tavırlarımız ve söylemlerimiz ile bildirmemiz gerekir.

17 MART 2007