- Kategori
- Şiir
Şimdi buz gibi toprakta o sıcacık diz...
msn den
Parmağımı tuttun kalabalık caddelerinde bu şehrin
Çukurlarına düşüp kaybolmaktan korktun güpegündüz
Sevgisizlikten korkup ceketimin altına saklandın
İtilip kakılınca sen avucuma döktün gözyaşını
İnciten sözleri cebime saklayıp büyüdüğün güne sakladın
*
Kabusları çökünce acımasız hayatın
Rüyalarında haksızlıklar yürüyünce üstüne
Beni de çağırdın göğsümde uyumak için
Yatağın buz gibi soğuyunca dizimde uyudun
*
Baş edemeyince yalnızlığınla
Korkularından kaçamadığında sesimi aradın
Kokumdan aldığın cesaretle dikleştin çaresizliğine
Çirkinleşince dostların yüreğime sığındın
*
Başın ağrıdığında göğsümü yumrukladın
İçinden çıkamadığında başına çullanan dertlerinin
Yağmurundan dolusundan kaçıp kışların
Kabanın ısıtmayınca gövdeni boynuma sarıldın
*
Sevincin sığmadığında minicik kalbine
Hoplayıp zıplayarak uçarcasına gelip sarıldın
Bir kelebek gibi kah omzumda kah şapkamda
Yanımda yükseklerde uçan kuşlar kadar hürdün
*
Şimdi buz gibi toprakta o sıcacık diz
Ararsan duvarda buruşuk ceketim kirli şapkam
Zor çıkan kuru öksürüğüm duvarlarda yankılanan
Unutmadıysan özenle seçilmiş nasihatlerim kaldı sana
Bir de parmağım yerine sımsıkı tuttuğun kol.
Ra 08ağustos2013