Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '13

 
Kategori
TV Programları
 

Şimdi de Evlilik Programlarına taktılar...

Şimdi de Evlilik Programlarına taktılar...
 

prohayat.com


RTÜK  nedir? Bana sorarsanız resmi ve gayriresmi olarak, hükümetin emrinde Basının ve Özellikle medyanın canını yakan bir sansür kurumu. Önceleri yavaş yavaş, biraz da kamuoyunun paralelinde hareket ettikleri için pek fazla dikkati çekmeyen bir kurum olan RTÜK giderek başbelası bir Sansür kurumu haline gelmiştir.  Durmadan bazı canları yakmakta , fakat bunlar, daha büyük Yöneticilerin dikkatini çekmemek için, yavaşça sineye çekilmektedir . Fakat son olay artık işlerin çizmeyi aştığını gösteriyor.

RTÜK , durup durup Televizyonların Evlilik Programlarına korkunç cezalar getirmiştir.

“TV’lerdeki evlilik programlarına rekor ceza geldi. Çiftlerin birbirlerine, ‘’Yeşil pasaportun var mı? Kaç evin var? Bankada paran var mı?’’ gibi sorular sorması, ATV, Flash ve FOX TV’ye rekor düzeyde ceza getirdi.

RTÜK bu programlar için kanallara, ‘’Evlilik müessesesini ticarileştirdikleri, toplumun millî ve manevî değerleri ile, ailenin korunması ilkesine aykırı davrandıkları’’ gerekçesiyle, toplam 1 milyon, 419 bin, 394 lira ceza verdi.” (habertürk.com/11,6.13)

RTÜK’de milletin milli ve manevi değerlerini savunmaya başladı. Nasıl? Evlilik Programlarını cezalandırarak. . Niye cezalandırıyorlar?

Ciftler birbirine:
“Yeşil pasaportun var mı?”
“Kaç evin var?”
“Bankada paran var mı?” diye sorular soruyorlarmış… Bunlar da milletin milli ve manevi değerlerine aykırıymış.! Ve özellikle , Esra’nın programı başta olmak üzere , diğer programlara da korkunç para cezası…

Ama ne münasebetsizlik..!
Size ne, kişilerin birbirine sorduğu bu sorulardan? Bu sorular kimin milliyetini, maneviyatını ilgilendirebilir ki?

Bazı münasebetsiz kişiler, birbirlerine bazı gereksiz görülen sorular sorabilir… Bunu , bu programları yöneten medyatörler sormuyor ki… Onlar mümkün olduğu kadar bu ortamın, insanca, akıllıca yönetilmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama bazı sorulara sinirlenmiyorlar mı? Onlar da sinirleniyorlar… Bunlar çoğu kez canlı programlar olduğu için; elerinden geldiği kadar durumu kurtarmaya, düzeltmeye çalışıyorlar…

Demek ki bu programlar bazılarına batıyor… Ondan sonra gelsin , milletin morali, maneviyatı…!

Aslında, benim anladığım kadarıyla RTÜK’ü harekete geçiren bazı softa insanlarla; bu programlara girmiş ama sonunda kovulmak durumuna gelmiş bazı münasebetsiz insanlar. Kurumlara ellerinden kötülüğü yapmak için, sonunda RTÜK’e başvuruyorlar, şikayet ediyorlar… Yazık.

Aslında bu programlara çeşit çeşit insanlar evlenmek için geliyorlar veya diyelim  başvuruyorlar. Ama bir çoğunun gerçek arzusu evlenmek değil… Çeşitli arzularla buraya gelenler olabilir. Bu insanları, elbette Programların yöneticileri sıkı bir ön elemeden geçiriyorlar; sorup soruşturuyorlar. Ama yine de bazı münasebetsiz insanlar buraya sızabiliyor.

Evlenme programlarına ne gibi insanlar geliyor: Bunların kişiliklerini analiz edip, tipleştirmek oldukça zordur ama biz bir çaba gösterelim. Yani bazı tipleri karikatürize edelim:

1. Genç, fakat biraz gecikmiş, evlenememiş bekarlar.

Genellikle hep iyi niyetle gelip, çok çabuk hayal kırıklığına uğrayan tiplerdir. Bazıları hemen çıkıp giderler; diğerleri ise sonuna kadar şansını denemek arzusundadırlar. Kovulsalar bile gitmezler.

2. Çok genç olup, çok kısa bir evlilikten sonra  boşanıp , yeniden evlenmek arzusunda olanlar.

Kısa bir evlilikten sonra (bazen iki) derin bir hayal kırıklığına uğramış, uzun yıllar evlenmemeye yemin etmiş; ama sonradan kendine yakın bir tipi ekranda görünce koşa koşa programa gelmiş insanlardır. Ama ikinci evliliğini yapacak olanlar son derece müşkülpesent olmaktadırlar. Karşıdakine bin bir soru sorarak, muhataplarını bıktırmaktadırlar.

3. Eşini kaybetmiş veya boşanmış piri faniler.

Bunlar genellikle yıllar önce eşini kaybetmiş (veya boşanmış) insanlardır. Çocuklarını yetiştirmiş, evlendirmiş fakat onlardan hiçbir hayır görmeyince, yine , yeniden kendi mutluluğunun peşine düşmüş  kişilerdir. Dört duvar çok korkunç gelmektedir. Yalnızlığa tahammülleri kalmamıştır. Soluğu evlenme programlarında alırlar. Burada ekmek elden, su gölden yatmayı severler. Kolay kolay da beğenmezler ha…

4. Evlilik programına gelen , sütten yandığı için ayranı üfleyerek içmek isteyenler.

Evlenme programına gelmiş, fakat ölçütleri bakımından, sordukları sorular açısından ve müşkülpesentlikleri yüzünden; “Bu adam (kadın) imkanı yok evlenemez…”denilen tiplerdir. Ama bakarsınız aniden bir sürpriz yapabilirler.

5. Buraya evlenmek için gelen, fakat biraz sonra ekranların insanı meşhur yapma gücünü görüp,  programdan gitmemek için her türlü numarayı çevirenler.

Bir süre sonra bazı tipler, “Ekranın Gülleri” olmaya başlarlar…Gider gider gelirler. Espritüellikleri , bazı becerileri yüzünden (örneğin, çok güzel şarkı söyleyebilirler,,) , moderatör tarafından da sahneden çıkarılmak istenmezler. Çünkü bu tipler, ekranı canlandıracak, heyecan yaratabilecek tipler olabilir. Genellikle erkekse yakışıklı, kadınsa güzel tiplerdir…

6. Programlara katılıp, bekarların dizildiği locada yer alıp, orada filmler çevirmek arzusunda olanlar.

Bazıları da buraya film çevirmek arzusuyla gelirler. Evlenmek için değil, locada kıkırdamak, arkadaş olmak, sonra dışarıda buluşmak en büyük arzularıdır. Burada skandallar yaratmak da bu cins insanların başlarının altından çıkar. Moderatör, böyle tipleri yakaladığında bir güzel fırça atmaktan çekinmez. Bazen rezil bile olurlar; ama  kovulana kadar aldırmazlar..

7. Evlenmek için gelen fakat evlilikten müthiş korkanlar.

Bazıları da gerçekten evlenmeye gelmişlerdir ama öylesine müşkülpesenttirler ki ; belki on, belki yirmi kısmet gelmesine karşın, hiç birisine evet diyemezler. En büyük savunma mekanizmaları : “Hiçbir elektrik alamadım…” durmadan bunu söylerler. Bunlara bir türlü elektrik alamayanlar  da diyebiliriz…

8. Evlilikten bir menfaat, bir çıkar sağlamak amacıyla gelenler,

İşte bunlar en çok o soruları sorarlar. “Evin var mı? Kaç tane var? Kaç tane emeklilik maaşı alıyorsun? Ne kadar alıyorsun? Kime, kimseye bakıyor musun?
Kendilerine sorulacak olsa, ortaokul mezunudurlar, ev kızıdırlar, hiç çalışmamışlardır. On tane kardeşleri vardır… Bir de son soruları vardır ki, evlere şenlik: “Beni taşıyabilir misin?” Bunları taşımak için salak olmak gerekir!

9. Aşık olduğunu sandığı kızı hemen tutup götürmek için gelenler.

Bunlar hızlı aşıklardır. “Geldim hemen seni alıp götürmeye,”  diye işe başlarlar. Ama karşıdaki kız, nazlanmaya başlayınca , çok çabuk cayarlar.  Pılıyı pırtıyı alıp savuşurlar. Yazık olur böyle aşıklara, çünkü bunların şiirleri her zaman ceplerindedir.

10. Kaçkınlarlar.

Bunları nerede görseniz tanırsınız. Ebedi bedbahtlar; kadının karşısında iki laf söyleyip konuşamayanlar; daha kadını tanımadan onunla ve locadaki herkesle kavgaya tutuşanlar. Durmadan rol kesip, rol çalanlar… Elbette tanırsınız…Hem eğlenceli bazen de çok dramatik tiplerdir. İçinizden acırsınız. Ama yapacak bir şey yoktur. Çünkü Onlar da bu dünyanın adamıdırlar.

Evlenme Programları gayet eğlenceli programlar. Fakat aynı zamanda da dramatik programlardır… Oraya öyle hayat hikayeleri gelir ki… Biraz daha dinleseniz, “Bu da hayat mı!” be deyip hüngür hüngür ağlayacağınız gelir. Bir sürü garip, trajik hayat hikayesi buradadır. Ama karşıdaki çoğu kez bunları dinlemek istemez. “Bu eski karısını hala unutamamış…” der işi keser bitirir.

Ne diye bu evlilik programlarıyla uğraşırlar ki… Varsın garibanlar buralarda avunup dursunlar, bu programların sahiplerine de para kazandırsınlar… Velev ki bunları memleketin  bütün evlatları izliyor. Kimin kimden şikayeti var ki… Şikayeti olanlar da  kadıya gitsinler efendim!

Bu zamanda artık arabulucu "Bohçacı Zeynep Abla"lar yok ki , laf getirip laf götürsün. Onlar eskide kaldı. Şimdi eş bulmak için internet var; TV var... Ama , derler ki... Aramakla bulunmaz meğer ki Allah rastgetire. İşte o kadar. 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..