Şimdi Erzurum'da Olmak Var

Yanıyor…Buralar yanıyor. 45 dereceyi gösterdi termometreler Antalya da.

_40’larda, adam boyu karların içinde kış geçiren ,doğu bölgemizin insanları için”nasıl dayanıyorlar”diye düşünürüz,onlar için üzülürüz.Özellikle okula gitmekte zorlanan çocukları ,hastaneye kızakla veya yol açma aracı ile götürülen hastaları, ekranda gördüğümüzde içimiz sızlar.

Sanırım, ülkemiz dört mevsimi de hakkıyla yaşayan ender ülkelerden…

Gençler,çocuklar; yaz gelsin diye dört gözle beklerler,okul sıkıntısı bitsin denize girelim, gezelim diye.Benim gibi emekli,orta yaş ve üzeri olanlar hele sıcak nedeni ile beden sağlıkları tehlikeye girmesi söz konusu olanlar,Haziran gelince ,”Temmuz Ağustos’u nasıl atlatacağız bakalım” demeye başlar.

Gündüz ,şöyle böyle geçer de geceleri elinizde yastık oda oda serin bir köşe aramak yok mu …İşte o zaman”Şimdi Erzurum da olmak vardı” demenin zamanı…

Şehirde apartmanlarda oturanlara göre, bizler biraz daha şanslıyız.Antalya’da Kepez civarındaki Duacı köyünde oturuyoruz.Şehre göre özellikle ,akşamları ,5-6 derece daha düşük oluyor,ayrıca apartmanlardan oluşan beton sıcağı ve hava akımını engelleyen binalar insanları daha da bunaltıyor şehirde.

Ama bizim de şehirde oturanlara göre, ulaşım sorunumuz daha fazla.Eee o kadar nimete bu kadar külfet; olacak doğal olarak.

Hafif raylı sistem denilen, tramvay için, şantiye alanına dönen Antalya caddeleri trafik cinneti geçirmek için bire bir.Bizim köye gönderilen dolmuş sayısı da trafik karmaşası yüzünden yarıya indirildi.Biz de ülke ve aile ekonomisine katkı sağlamak amacı ileJJJ dolmuşla inelim diyoruz bazen şehre…Sanki İstanbul…Bir saat gidişte, bir saat gelişte dolmuş bekliyoruz.

Çalıştığımız zamanlarda biz de şehirde oturuyorduk.Kiralık evimizde,klimamız bile yoktu. Sonraları, oldukça zorlanarak bir Serçe alabilmiştik.Onunla çocukları alıp yakın yerlere, kendimizi birkaç günlüğüne de olsa atmayı başarabildik.

Özellikle yazın da çalışmak zorunda olanlar; o hep kızdığımız minübüs otobüs şoförleri, inşaat işçileri,hala daha klimasız yerlerde çalışan esnaf,memur kesimi…Allah yardımcıları olsun.

Geçen hafta; İzmir'den gelen, kızımız ve damadımız ile birlikte; Antalya'nın Finike istikametinde olan , Ulupınar adlı, balık lokantalarının olduğu çok güzel bir yere gittik. Yer minderleri ve yer sofrasının olduğu, üstleri otlarla kaplı, açık kulübemsi yerlerde oturuluyor. Etrafınız ; içinde ördeklerin yüzdüğü sularla kaplı. Minik şelalelerin sesleri , ruhunuzu dinlendiriyor. Antalya merkeze , yaklaşık 80 km.Biraz uzak ama gittiğinize değiyor. 5 kişi 100 ytl kadar bir para ödedik. Servisten de memnun kaldık. Yolunuz düşerse öneririm.

Hava sıcak, gündem sıcak… Güzel birliktelikler geçirmek, okul, iş sıkıntısı olmadan yaşamdan keyif almak için; yaz, yine de yaşanası bir zaman dilimi. Şöyle böyle, geçecek. Önemli olan, ülkemizin sıcak gündemi.

Umarım; onun da güzle beraber ateşi düşer….

Selamlarımla…

v