Şimdi gel de Sen sev Beni

Şimdi gelsen bende bir kış mevsimi göreceksin. Küçücük bir yaprak bile kalmadı umutlarıma ektiğim ağaçların çıplak dalları üzerinde. Yokluğun yok olmadı mesela. 18'imde taşıdığım kömürlerin ağırlığı duruyor üzerimde. Bir de yüreğimde taşıdığım ağırlıklar var. Daha 23'ümde girdiğim harpler, muharebeler, savaşlar var benim, yalnızlığın kurduğu tiranlıklara karşı verdiğim...

 Ben vuruldum... Ama alnımın ortasından ya da kalbimin kenarından falan değil. Tam sana ait bir yüreğim varken vuruldum, sana yazdığım mektupların ortasından. Yalnızlık şimdi bir bana mahsus oldu. Hoş yalnızda değilim aslında sadece gerçeklik olmadığı için hayatımda, yalnızlık diyesim geliyor. Ve ne zaman seni ansam kalem elimden düşmüyor. Bekliyorum seni, sırtıma o hain, o çakal ve o sinsi kadınların bıraktığı ihanetten yapılma mızrak, kalbimde eski bir şiir defteri ki o defter anlatacak beni sen vardığında, varabilirsen tabi!

 Yoruldum... Çok yoruldum ve galiba sevgilim bu kez doğru yerden vurdu beni umutsuzluk. Ne kafamı çıkarabiliyorum, ne kolumu oynatabiliyorum. Oysa sana ulaşabilsem kirişe bir ok yerleştirip vurmasını bilirim ayrılığı. Bir gelsen, silebilirdim yaşanmaman gereken hatıraları, getirebilirdim kötü rüzgarların götürdüğü saçlarını. Sallanırdın salıncakta çocuklar gibi ve elleri üşüyen bir çocuğun elinden dikensiz bir kırmızı gülle seni korkutabilirdim. Gerçi sen sevmezdin beni. Zaten ben sevilecek biri değilim, eminim! Çünkü öyle durgun bir göl değil benim sevgim, anladım. Taşıp giden coşmuş bir dere, anlardın.

Şimdi soracaksın belki bana sevmek için ne yaptım? Doğrudur bir şey yapamadım. Yapmadım. Aldım mı şöyle gümüş rengi parlayan bir tek taş? Hayır. Ya deri koltuklara sahip rengi güzel bir araba? Hayır. Ama ben aldatmadım desem, e o da sana yetmez. Para olmayınca saadet olmuyor sevgilim. Paramız kadar adamız bu devirde. Paramda var şimdi ama ben artık adam olmam gayrı bu dertlere düşeli...

Şimdi gel de biraz sen sev beni. Hiç fedakarlık yapmayalım mesela. Sana kavuşmak için attığım adım kadar sevsen beni. Üzerine pul biber ekilmiş sıcak domates çorbasının hatırına sevsek birbirimizi. Kimseler anlamasa bizi, Fransızca sevsem seni. Senin gözlerin kahverengi olsa, benim ki zaten mavi. Sen sıcak kumsallara benzesen, ben, sen de kalan denizin ufacık dalgalarına. Ah keşke vurulmasaydım. Kalbim kuru bir nehre dönüşüyor şimdileri. Hani şair ne diyor; Artık gelsende bir gelmesende bir. Hah işte benim ki buna benziyor. Gerçi kalbim hala kurumadı ama sana gelecek gücüm yok artık. Şimdi yalnız sen gelip sevebilirsin beni. Benden bu kadar sevgili.

Ben bu cephede vuruldum. Bu çatışmada vuruldum. Benim görevim bundan gayri gülmek ve iyimiş gibi görünmek taklidi...