Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '08

 
Kategori
Blog
 

Şimdi gitmek zamanı, hadi bana eyvallah

Şimdi gitmek zamanı, hadi bana eyvallah
 

Meçhule gidiş, dönmemecesine(Pek romantik ve acıklı oldu değil mi?)


Aslında sessizce, kimselere duyurmadan gitmek isterdim ama olmuyor işte. Geçmişte kalan onca “paylaşım”, içinde sevinçleri, üzüntüleri ve didişmeleri de içerdiğinden “Hadi bana eyvallah” demeden gitmek zor geliyor bana.

Bu güzel kategoriye abone olurken(20 Şubat 2007) nasıl “İşte ben geldim” dediysem, giderken de “İşte gidiyorum” demem lazım. Helallik alıp sevdiklerimden, vedalaşmam lazım.

“Ellerimle büyüttüğüm, solar iken dirilttiğim” blog kategorisinde yazmayacağım artık!

“Culduz mu? Bırak onu ayol, hep blog kategorisinde yazıyor işte!” diye başlayan dedikodular teee Alamanyalara kadar geliyor ve kulağıma çalınıyordu uzun zamandan beri.

Çok söz söylendi Blog kategorisine dair! Ama bir Allahın kulu çıkıp da bu kategoriyi “tanımlayacak” iki kelam etmedi! Evet; Sevgili Aydın Tiryaki Bey’in “teknoloji” ana başlığı ile önerdiği bu kategori zamanla “sosyal” bir içeriğe büründü. Ve yine evet; kimilerinin ısrarla vurguladığı gibi bizler burada bir “aile” gibiydik ve durmamacasına “paylaşıyorduk”!

İyi ama “Nasıl paylaşıyorduk”? Bugüne kadar bu kategoride çıkan altmış yedi (67) yazım bu konuyu irdeler! Fena mı oldu? “Paylaşamadığımız” birçok şey olduğunu öğrendik ve bunları tartıştık! Gidip de “Aşk ve evlilik” kategorisinde tartışacak değildik herhalde!

İster beğenin, ister beğenmeyin… Buluşmaların, buluşma duyurularının, 100. 500. yazı kutlamalarının, doğum günü bildirilerinin, siteyle ilgili şikâyet ve önerilerin, blog üyelerinin güncel olaylar karşısındaki tepkilerinin ele alındığı ve tabiri caizse siteye “cuk” diye oturan yegâne kategoridir Blog kategorisi.

Editörler önermez! Ana sayfada link verilmez! Tek avantajı, “seyir defteri” ile dönüşümlü olarak ana sayfada küçük bir yer kaplaması. Ne porno yazılarıyla yarıştırabilir, ne de editörlerin link verdiği malum kategorilerle ( O kategorileri de kendiniz bulun artık).

Doğum günlerinde veya 100. , 200. blog kutlamalarına gelen “hatır “ yorumları kimsecikleri aldatmasın. Bir kereye mahsus “jestler” blog kategorisinde yayımlanan yazıların “çok tıklandığını” ve “çok yorum” aldığını göstermez!(İnanmayan bugünden başlayarak blogda çıkan yazıları geriye doğru bir inceler)

En çok okunan ilk yirmi (20) yazımın içinde bir tane blog kategorisinden yazı var. O da meşhur “sıralama” yazım. Aldığım yorumlar da pek farklılık göstermiyor. Diğer yazılarıma ne kadar yorum alıyorsam, blog kategorisindeki yazılarıma da o kadar yorum alıyorum.

Hem ben size giderayak bir şey söyleyeyim mi?

Yazıda “kategori” olmaz!

Ama yazarın önceden belirlenmiş bir “çizgisi” olur! Her konuda yazabilir ama üslubunu ve çizgisini şaşmaz! Söz konusu çok “tık tıklanmaksa”, bunun yolunu çocuklar bile biliyor artık. Belli başlı konular ve kullanılan anahtar sözcükler size istediğiniz tıktık oranını sağlar zaten(Örnekleri çok).

Yeter ki olası bir “Mal beyanı” soruşturmasında size sorulacak “Nereden aldın bakim sen bu tıktıkları?” sorusuna verecek bir yanıtınız olsun. Öyle ya… Sayfalarımız sadece arşivimiz değil, tüm gözlere açık “Sicil dosyamız” aynı zamanda.

Evet dostlar… Lafı uzatmayalım. Bundan sonra “Arkeoloji” de mi olur, yoksa “Bebek bakımı” kategorisinde mi olur bilemem. Kendimize yeni bir mekân arıyoruz işte. Açıkta kalacak değiliz. İcabında yeni bir kategori icat eder, ayda zar zor dördü bulan yazılarımızı orada yazarız.

“Serbest meslek” oluyor da, “Serbest kategori” niye olmasın?

Bu da bir fikir işte. Dedikoduları, imalı ve de kinayeli laf sokuşturmalarını önlemese de.

Nasıldı o türkü?

Gidiyom elinizden

Kurtulam dilinizden

Yeşilbaş ördek olsam

Su içmem gölünüzden!

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..