Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '07

 
Kategori
Sinema
 

Şimdi Irak Sendromu

Şimdi Irak Sendromu
 

— Hey, çatışmaya girdin mi?

— Evet.

— Birilerini öldürdün mü?

— !

Savaştan uzak olan benim gibiler için savaşın anlamı bu diyalogda gizlidir. Askerden dönen arkadaşımıza hemen bu soruları sorarız. Karşımızdaki son soruya cevap vermez, veremez. Bu soru onlar için o kadar çok anlamlıdır ki cevapta ölenler, yaralananlar, yanı başında vurulanlar hepsi vardır. Ama cevap verse de benim gibiler anlamayacağı için susarlar. Ölümle, yaşam arasında çok sert bir sınav vermiştir. Bunu sivillerin anlamayacağını çok iyi bilir. Ne söylerlerse söylesinler karşılarındakiler macera filmi seyreder gibi bakarlar.

Evet değerli dostlarım, sinema korku, komedi, macera, aşktan ibaret değildir. Bazen bizleri tokatlamalıdır. Filmimizde olduğu gibi. Psikolojinin ağır bastığı kendimizi sorgulamamız gerektiğini gösteren şu an değeri anlaşılmayan umarım gelecekte değeri anlaşılacak güzel bir film Home Of The Brave.

Sivil hayatlarında doktor, beden eğitimi öğretmeni, tezgâhtar ve işsiz olan dört kişinin ortak özelliği sadece bölüklerinin aynı olmasıdır. Hepsi de son günlerini saymaktadırlar. BM yardım konvoyunu koruma görevi verilir. Konvoy şehir içinde Iraklı direnişçiler tarafından pusuya düşürülür. Kısa bir çatışma sahnesinden sonra vatana dönüş, sorunlara merhaba!

Yurtlarına dönünce karşılaştıkları ortam onları psikolojik olarak dağıtır. Çünkü Irak’ta her gün birileri ölürken Amerika’da hayat tüm neşesiyle devam etmektedir.

Will Marsh (Samuel Jackson) ailesi tarafından coşkuyla karşılanır. Ancak oğlu babasına sıcak davranmaz. Aralarında kuşak çatışması gibi sorunlar olduğunu düşünürken, oğlunun savaş ve Bush karşıtı olduğu ortaya çıkar. Babası Irak’a gittiği için bir türlü onu affetmez. Savaş dönüşü Will doktorlukta eskisi gibi başarılı değildir. Çünkü askerlik anıları onu çok yormaktadır.

Vanessa Price (Jessica Biel) son görevde kolunu kaybetmiştir. Protez kol ile yaşamını sürdürmeye çalışır. Kocasından boşanmış oğlunun velayetini almıştır. Beden eğitimi öğretmenliğini de sürdürmek zorundadır. Ama tek kolla çok zorlanmakta çektiği acıları çevresine yansıtmamaya çalışmakla beraber başarılı da değildir. Filmin en dokunaklı sahnesinde ise eski kocası ona yardım etmeye çalışır. Ama Vanessa sorunun kendisinden kaynaklandığını belirterek eski kocasını reddeder. Bunun üzerine eski kocası:

—İnsanları kırmak için tek kol bile yetiyor, der.

Tommy Yates (Brian Presley) ise eski işinin başkasına verildiğini öğrenir. Babası ile problemleri artarak devam eder. Üstelik çocukluk arkadaşı Jordan savaşta kollarında ölmüştür. Bu onu yıkmasına rağmen çevredekiler onu anlayamamaktadır.

Jamal Aiken (50 Cent, Curtis Jackson) savaş sırasında masum birisini vurmuştur. Dışarıdan gizlese de bu olay onu yavaş yavaş bitirmektedir.

Dört kişi tesadüf eseri birbirleriyle bir araya gelirler. Tek ortak yönleri aynı bölükte olmaları olan dört değişik kişi çok iyi anlaşırlar. Çünkü neler hissettiklerini çok iyi anlıyorlardır.

Finalde ise Will karısı sayesinde, Vanessa’da yeni tanıştığı bir meslektaşı sayesinde hayata tekrar sarılırlar. (Bir sevişme sahnesinde insan duygulanır mı? Vanessa sevişirken inanın çok duygulandım. Tek koluyla sevişmeye çalışan bir kadın! Tam soyunurken kazağı proteze takıldı ve çıkmadı.)

Jamal ise tükenir. Tommy ise bir türlü sivil hayata uyum sağlayamaz. Tekrar Irak’a geri döner.

Neden geri döndüğünü cevaplamak psikologlara düşer. Çünkü benim çevremdeki gaziler doğu anılarını duygulanarak anlatırlar. Öyle bir anlatırlar ki bu adam bir daha Ankara’dan öteye geçmez dersiniz. Asla milliyetçide değildirler ama mutlaka sonunu şöyle bağlarlar:

—Bugün olsa gene giderim.

Gerçekten bunu ben çözemedim. Çözmek psikologların görevi. Tommy’nin geri dönmesini çok normal karşıladım.

Film çok eleştirildi bence sebebi, ABD kamuoyu savaşla ilgili gerçekleri saklamak istiyor. Sakat bir gazinin hayatını gözler önüne seren bir filmi niye övsünler? Bu film sinemalara gelmeyecek. ABD’de DVD olarak satılıyor. Türkiye’den izlemek isteyenler ise Beşir Tayfur Bey'in http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33340 yazısından programla ilgili bilgileri okuyup indirebilirler. Ayrıca Akşam Gazetesi Yazarı Serdar Turgut'tan http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=71110,10,104 yazısını okumanızı tavsiye ederim.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...