Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '13

 
Kategori
Anılar
 

Şimdi moda bu

Bugün, hep birlikte gerilere gidip, biraz nostalji yaşayalım ne dersiniz? Şimdi gözlerinizi kapatıp, benimle zaman yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?

Eski resimlere, baktığımızda, kıyafetlerimiz ve yaşam tarzımız, bize şimdi komik gelsede, zamanın en güzel modası bunlar degil miydi sizce? Şimdinin, yırtık kotları ele geçmeyecek kadar kıymetliydi o zamanlar. Kot pantolonu olanları, parmakla gösteriyorduk. Ne kadar bol olursa pantolon paçaları, havamızda o kadar fazla oluyordu. Bir de, pantolon markası yabancı etiketliyse değmeyin keyfimize.

Kot pantolonla, aynı devreye rastlayan mini etekler çıktı. Tam buna adapte olmaya çalışırken, etekler uzadı birden. Etek boyları ya çok kısaydı ya çok uzun. Kısaya mini, uzuna maksi dendi. Ailelerin değer yargılarına göre, etek boyları ayarlandı. Seçim bize bırakılsaydı eğer, eminim hepimiz, mini giyerdik. Saçlar uzadı bir zaman sonra. Erkekler, ne kadar uzunsa saçları o kadar ilgi gördüler. Arkadan bakınca, bayan zannettim esprileri günümüzün gerçeğini anlatıyordu. Erkeklere çıkarda bu moda, kadınlar dururmu, onlarda aslan başı çıktı. Tek tip kızlar kol gezer oldu ortalarda.

Bu dönemlere rastlayan, siyah beyaz yayın yapan televizyonlar girdi hayatımıza. Kendi ne kadar siyah beyaz olsa da zamanın en renkli olayı oldu. Hiç Türkçe yayın olmasada, akşamları televizyonu olan evlere toplanılır, pür dikkat anlamadığımız yayınları izlerdik. Çoğu zaman kesilen yayınlarla birlikte, bir araya gelen komşularımız sohbet etmeye başlarlardı.

Geçmişi düşündüğümde, ilk aklıma gelen şey, komşularımızla olan sıcak ilişkilerimizdir. Pişen yemekten, ilk önce komşularımıza verirdi annem. İyi ve kötü günlerimizde komşularımız olurdu yanımızda.

 Komşu çocuklarla sokakta oynar, acıktığımızda bir dilim ekmeği birlikte paylaşırdık. Birlikte kızamık olduk Suçiçeği döktük. Bir evde yanan sobanın başına hasta olan çocuklar yatırılır, annelerde sohbet ederlerdi. Böylece, paylaşmayı öğrendik. Ne bizlere söz hakkı verilmediği için kişiliğimizden bir şey kaybettik, nede aynı tastan su içtiğimiz için mikrop kaptık. Saygı duymanın erdemini, sevilmenin hazzını ve tüm insani değerlerimizi paylaşarak öğrendik.

Çok kıyafetimiz yoktu, oynayacak oyuncağımız hiç olmadı. Fakat ideallerimiz vardı. Elimize geçen her gazeteyi okurduk. Elimize geçen bir kitabı okumak için yarış yapardık. Düşünür tartışırdık. Kısacası duyarlıydık.

Şimdi çok kıyafetleri var gençlerin. Ellerinde paha biçilmez telefonları, konuşmayı unutacak kadar kısa mesajları var. Hiç bir idealleri olmadığı gibi, konuşacak bir şeyleri de yok ayrıca. 

Haber seyretmeyen, okumayan, araştırmak yerine internette çetleşen gençler yetiştirir olduk.

Tabii ki, burada gençleri suçlamıyorum. Sınav gerçekleriyle, hayata yarış atları gibi hazırladığımız bu gençler, hiç birşeye zaman bulamıyorlar. Sınavı geçip, bir okula girme telaşındaki gençlerimize verilen mesajda, oku ve bir an önce hayata başla olmuyor mu? İdealleri yerine, ne çıkarsa bahtıma modunda gezer oldu gençlerimiz. Kısa yoldan hayata başlamak ve para kazanmak, tek düşündükleri şey oldu. Onlara ne çocukluklarını doyasıya yaşatabildik. Ne de gençliklerini yaşayabilecekleri zaman sunabildik, Ne de idealleri için çabalamaları gerektiğini öğretebildik. DEMEK Kİ ŞİMDİ MODA BU.

  

 
Toplam blog
: 47
: 402
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

İzmir'de doğdum.  Adana!da yaşıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Uzun zaman bir gazetede köşe y..