Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Şimdi ne olacak?

Şimdi ne olacak?
 

Şimdi’nin doğru değerlendirmesi yarınları ya aydınlığa çıkaracak ya da [bir dönem daha] karanlıklara boğacaktır.

Türkiye ayaktadır…

Peki, ama niçin?

Herhalde tüm halkın hep birden ve aynı zamanlama içinde ayağa kalkmasının nedeni sadece Taksim Gezi parkında olanlar değildir.

Tencere-tava bu kalkışmanın birincil nedenidir.

İkincil neden, “Cumhuriyetin değerlerine karşı sürdürülen eylemlerin odağında yer alan” siyasal gücün tırmanışı karşısında biriken tepkidir.

Laiklik, hukuk devleti, çağdaş yaşam ve aydınlık düşüncenin savunulması bu direnişin özü ve esasıdır.

Tam bağımsız Türkiye talebi, savaş karşıtı düşünceler ve anti demokratik yönelişlere olan itiraz sözünü ettiğimiz bu özün dinamosudur, içeriğidir.

Silivri ve Hastal’a zincirlenen yurtsever düşünce bu içeriğin mayasını oluşturmuştur.

İşte bütün bu unsur, öğe ve öz bir araya gelip, toparlanınca da, ortaya kendiliğinden oluşan bir halk hareketi çıkmıştır.

Bu kendiliğinden hareketin içinde Türkiye Gençlik Birliği’nin öncü güç olarak varlığı önemli bir ateşleyici olmuştur.

Nicelik birikimi olağanüstü bir hızla büyümektedir.

Ama o nicelik birikiminden niteliksel bir sıçrama doğabilmesi için gerekli koşullar mevcut mudur?

İşte günün sorusu budur…

Bu soru, “şimdi ne olacak?” sorusuyla özdeştir.

Bu birikim, niteliksel bir değişim için yeterli midir?

Kendiliğinden oluşan halk hareketi kurmaylık birikimi ile birleşerek mecrasında yürümeye devam edebilecek midir?

Heyecan vardır.

Yiğitlik gelişmektedir.

İnanç, öz güven hiç olmadığı kadar yükselmiştir.

Ama bilinç, hareketi şekillendirecek ölçüde ve gerektiği kadar mevcut mudur?

İşte bu noktada ortaya örgütlü toplum olmanın gereği çıkmaktadır.

Demokratik bir toplumda en önemli demokratik kitle örgütü siyasi partilerdir.

TBMM çatısı altında bulunan siyasi partiler toplumsal muhalefetin yükselen ivmesini yönetip yönlendirebilecek bir çizgide midirler?

Bu soruya olumlu yanıt verildiğinde niteliksel sıçramanın kapıyı çalması yakındır.

Türkiye’nin siyasal yapılanması bu soruya olumsuz yanıt veriyorsa, bir başka deyimle, Meclis’teki muhalefet toplumsal muhalefetin gerisinde kalmışsa, aydınlık günlere ulaşılmasını bir sürede daha beklemek gerekecektir.

MHP lideri bu konuda oldukça açıktır.

Direnişin maddi gücü, düşünce ve felsefesi, Devlet Bahçeli’yi aşmış, de-şifre etmiştir…

MHP’li gençler, Devlet Bahçeli’nin belirlediği siyasetin sınırlarını çatırdatmakta ve taşmaktadırlar.

Eğer bir siyasi parti, “Mustafa Kemal’in askerleri”nin yanında olamıyorsa, onlara omuz verip, önderlik edemiyorsa, yerini, yönünü ve konumunu belirlemiş demektir.

 

Faruk Haksal

 

www.soruyusormak.com

www.dnm-ler.com

www.akceder.com

 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..