Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '14

 
Kategori
Deneme
 

Şimdi ne olacak dersen...

Şimdi ne olacak dersen...
 

Ve uzun hasretlerin, sabırla beklenen özlemlerin, umutsuzlukları dibe vurduğu uzun zamanların son deminde olduğunu düşünerek demlenmekteyim... Demli bir çayın kokusu yayılmış dört bir yana... Buram buram kokmakta... Oysa ki kimse bilemez ki bu koku burun deliklerimizi sızlattığı gibi... Yüreklerimizi kaç kere sızlattı derinden... Geçen zamanlarımın hesabını kimseye sormadan... Kendimden sorunlu Sınırsız Sevgimle... Gün geldi içimize limonun en ekşisi sıkıldı... Ama... Hep bir şekerimiz vardı hayatımız da... Oda yoksa tatlandırabilecek güzel günlerin hatırı... Sıkışınca girdi devreye... Hiç bir şey kolay değildi... Hele ki kelimelerle anlatılanlar kadar... Elbette zordu... Ama tüm zorlukları en yakınlarını kaybetmiş iki yürek olarak daha en zoru nasıl olabilirdi ki... Hatırlasana kayıplarımızın ilk günlerini... Hiç sanki yaşayamayacakmışız gibi... İtiraf etmeliyim ki YAŞAYABİLİYORSUN....

Belki bir yanın hep yarım ama... Yarım yamalak yaşamayı öğreniyorsun bu sefer de... Geçmişin çoğu zaman geleceğine istem dışı set vursa da zaman denilem şey hiç atlayamayacağını düşündüğün duygularından ve geçmişinden oluşan duvarı sana atlama gücünü veriyor... Farkın da olmadan... Ve farkına vardığında çok geç kaldığını düşünsende bir hamle yapıp atlamak istiyorsun... Belki de hayatının en son hamlesi olduğunu düşünerek...

Evet geçmiş geçmişte kaldı... Ama geçmişin de bizim geleceğimizin bir parçası olarak kalacağını bilerek... Hayatta kalan son sevdiklerimize tutunarak... Onları da kaybetmemek adına yaşanacak ne varsa çıkıyoruz bu yola... Hayatı belki de ilk defa planlamadan... Planlanan hayat hep süprizlerle dolu... Ve çoğu da acı....

Yaşanalardan ve yaşatılanlardan ders çıkartarak...

Sonra düşünmeyi önemseyerek olumlu olumsuz... Ama olumlu yanlarıyla artılarının eksileriyle birlikte olduğunu bilerek... Ama eksilmeden daha bir yola...

Şimdi çıkmayı göze aldığımız bu yolda...

Sonunu tamamlayamam ve bağlayamam kelimelerimi... Şu anda ki gibi... Öylesine dökülüversin gitsin....

Derken Hayat öyle süprizlerle dolu ki... ŞİMDİLİK nelerle karşılaşacağımızı biz de bilemeyiz... Şimdilik belki de kısa bir kaçıştır hayattan... Kendimize tanıdığımı sorunları çözmede moladır... Kimbilir...Kimse hayatında sıkça mola vermek istemez... Ama bazen koşan hayatı şimdiliklerle geçirebiliriz... Ve karşımızdaki insanlar ve hayat bazen bu şimdiliklerimizi anlayamazlar... Oysa ki verdiğimiz molalar söyleyemediklerimiz birer kaçış değil... Geleceği düzene sokmak olabileceğini bilememeleri gibi Şimdilik ...

Şimdilik deerken aslında hayatımıza giren öyle ya da böyle bir biçimde yer etmiş insanların insani çığlıklarına cevap vermek gerek belki de sessizce... Hayatını bize adadığını söyleyen ömrünü öyle ya da böyle bizimle geçirdiğini dile getiren hayatının en güzel yıllarını çaldığını söyleyenler... Bilmezler ki çaldığını düşündüğü insanların hayatlarından bilerek ya da bilmeyerek neleri alıp götürdüklerini ve neleri bıraktıklarını...

Şimdi sanırım koca bir mola zamanı... Sessiz ama bir o kadar sesli serzenişlerine içten yanıt nasıl verilebilir ve hayatlarına nasıl bir gökkuşağı katabiliriz diye düşünürken...

Belki de hayatlarına isteyerek veya istemeyerek dahil olduğumuz sessizce bir misafir edasında girdiğimiz hayatlarda biz kendimize yetenlerle mutlu olurken yetemediğine farkedememek belkide en acı olanı... Dahası ise kendini bu hayalin başkahramanı görüp en iyi biçimde yazmaya çalıştığın hayatın aslında sadece bir alışkanlık,yıllarının harcanmış olarak düşünülmesi olsa gerek... Yani İkinci bir sevgi bulamazsak, birincisine uzun müddet bağlı kalırız La Rochefaucauld dediği gibi...

Evet geçen zamanı geri getirebilseydim inan ilk önce hayatımdan kopanları, sonrasında ise borçlu olduğumu düşündürdüğün yıllarını veriridim fazlasıyla...

Şimdi ne olucak dersen...

İlerlediğim bu yolda kendimce doğru olan düz görünse de içindeki engelleriyle son anda çıkan kavisleriyle bu yol benim bu yol bizim... Gün gelecek aynı yürüdüğümüz bu yolda sen benden hızlı giderken gerisinde kalsam da bekliyecek ve belki de dönüp elini uzatabilecek misin? Hızla geçerken zaman hızına yetişmek için var gücümüzle vitesi 5'e taktığımda ani frenle durmak zorunda kalırsam önümdeki engele benimle sarsılmadan durabilecek misin? Özgür hayatın modern kölesi olarak özgürlüğünden ödün verebilecek benimle hayata köle başlayarak özgürlüğün tadını hissettirebilecek misin? Hissettiklerimle söylediklerimi ayırabilecek girdiğim yol ayrımlarımda yanımda olabilecek misin? Ne kadar gerçek olsa da gerçekleri bir pamuk hafifliğinde söyleyip yüreğimi bir cam parçaları gibi kesmelerine engel olabilecek misin?

Sanma ki bu kadar çok soruyu sorarken sana... Haksızlık ediyorum... Sen ise her zaman YÜREĞİMDE olacaksın ... Bunu senin adın benim adım gibi bizim gibi biliyorum...

Bu gün benim için uzun bir gece... Hayatımda şimdiye kadar çok sevdiğim iki şey hiç bir zaman olmamış... Bir alternatifim olmamış şimdi bunun derin boşluğunu yaşıyorum... Seçim yapmaya hiç zorlamamıştım kendime tek bir seçimim vardı hep hayatım boyunca o seçimim çevresinde döndüm durdum... Ve hala da dönüyorum ve döneceğimde durmadan... Taa ki gerçekleri duyuncaya kadar gerçek bu yüzden acı olsa gerek söylenen sözler değidir aslında canını yakan bilipte itiraf edememek belki de canımı yakan... Ama hayatımdaki en gerçekte oyken...

Şimdi ne olacak desen...

Bilmem hiç kendini benim yerime koydun mu iki dere bir arada kaldın mı? Yüreğinin yarısı gitme kal derken diğer yarısı özgürlüğün ve mutluluğunda orada hadi git derken... Ve her iki emeğinde avuçlarından kayarken...Hayat bu kadar zor mu? Yoksa ben yeni mi farkıdayım be hayat CANIM...

Ama üstünlüğü her zaman kabul ederim... Sen söylemiştin zaten... Ben söylemiştim demeden...

Diyecek kelimelerim olsa bilirsin pıtır pıtır dökülürler dilimden... Yanımda gerçeğim diğer yanımda kadim dostum önümde kağıt kalem ve düşüncülerim kalabalığız biraz anlasan... Diyorum ya uzun bir gece düşüncelerin ağırlığından taşıyamıyorum bazen başımı düşüyor... Kelimeleri seçerken dikkat ediyorum her zaman ki gibi başka yüreklere acımı sıçratmayayım diye... Ne zormuş şu hayatta her iki sorumluluğun ve ünvanın olması...

Şimdi ne olacak dersen...

Yenilsem de sana ve hayata yenden başlayacağım... UMUTLA...

Eğer CAN YÜCEL'in söylediği gibiyse HAYAT ;

SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...

Benim de TEK UMUDUM BU...

Şimdi ne olacak dersen??? 

http://youtu.be/8bupweWJAeA

 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..