- Kategori
- Spor
Şimdi Nou Camp’da Olmak Vardı
Herkesin bir Xavi'si olsa...
Türkiye’de son yıllarda dibe vuran futbol kalitesi televizyonlardan Avrupa liglerini bu kadar yoğun izleme şansına sahip olduğumuz için şükretmemizi gerektiriyor. Ama El Calassicoyu yerinde izleyememek de bizim eksiğimiz olarak geriye bakiye kalıyor. Harika hareketleri televizyon başında tekrar tekrar izlediğimiz için kendimi avutarak maçı izelemeye başladım ve arada nefes almayı unuttuğumu fark ederek 90 dakikayı tamamladım. Maçın 30. Dakikası geldiğinde Barca 2-0 öndeydi ancak sanki 4-0 kaybedilen bir maçın rövanşını oynuyormuşcasına saldırmaya devam ediyordu. Daha sonra saha içi gerginlikleri hızlarını biraz kesse de ilk yarının sonlarına doğru sağ bek Alves’in son adam olarak yaptığı prese sol bek Abidal’in eşlik ettiğini gördüğümde total futbol tanrısına teşekkür ettim. Ne de olsa o tanrının Hollanda’da yarattığı güneşin temsilcileri Barcelona’ya da ışınlarını göndermişlerdi. Şimdi o temellerin vardığı son nokta bu maç hiç bitmese dedirtti. Sadece 1 kişinin ayağında top varken diğer 9 kişinin sürekli hareket etmesini takip etmek harika bir macera filmi izlemenin verdiği keyifle eş değer. İkinci yarı fırtına kaldığı yerden devam etti ve ilk yarıda olduğu gibi goller futbol keyfimizi süsledi.
Ral Madrid’e gelince, “ben sana yıldızlardan kadro oluşturamazsın demedim, ben sana takım olamazsın dedim” demek geliyor içimden. Takım yaratma ustası Mourinho bu kadar çaresiz kalıyor ise Barcelonayı rahatlıkla yüzyılın takımı, kendimizi ise yüzyılın en şanslı futbolsever jenerasyonu olarak tanımlayabiliriz.
Ral Madrid’e gelince, “ben sana yıldızlardan kadro oluşturamazsın demedim, ben sana takım olamazsın dedim” demek geliyor içimden. Takım yaratma ustası Mourinho bu kadar çaresiz kalıyor ise Barcelonayı rahatlıkla yüzyılın takımı, kendimizi ise yüzyılın en şanslı futbolsever jenerasyonu olarak tanımlayabiliriz.