Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '17

 
Kategori
TV Programları
 

Şimdi reklamlar

Şimdi reklamlar
 

Reklam. Reklam. Reklam. Bir bitmiyorlar.


Televizyonda izlediğiniz hangi reklamı çok beğeniyorsunuz? Reklamlar tercihlerinizi etkiliyor mu?

Size bedavadan ve bol keseden kredi verip, sonra onları nasıl ödeyeceğinizi düşünmeden, dilediğiniz gibi harcayabileceğinizi söyleyip gösteren banka reklamları güzel mi?

O marka arabayı aldığınızda istediğiniz kadar sürat yapabileceğiniz boş yolları bulabileceğinizi, trafiğe takılmayacağınızı ve hatta yakıt bile harcamadan, dilebildiğiniz gibi gezebileceğinizi gösteren reklamlara inanıyor musunuz?

Okuldan oğlu gelen bir annenin “oğlum geldi. Ne yapsam?” bakışı mantıklı mı sizce? O saate kadar bir şey yapmadan durup ortalığı mı seyretmiş?

Ortalığı toza dumana katmayıp, toz bırakmayacağını söyleyen kadının kocası da süpürgenin iyisini vitrinde görüp “vay be!” diyebiliyor. Görüntüden neyi, nasıl anladıysa? Bir erkek yer süpürmekten anlamaz ama iyi süpürgeyi görür görmez tanır mı?

Size hayattaki en önemli işinizin halı tüyleri arasına gizlenmiş, toz ve yemek kırıntılarını temizlemek olduğunu düşündüren (sanki normalde halıyı silip süpürmek yetmiyormuş gibi ille de tüylerin diplerinde kalan kırıntıları da temizlemeniz söylenir.) temizlik ürünü reklamlarını sever misiniz?

Ya kimsenin görmediği ya da dikkat etmeyeceği tüllerinizin üst kısmındaki karartılar mı hayatınıza dert çıkarmalı? Aaaa- Aaa diye alarm gibi ciyaklayan kadınların tanıttığı perdelerin üst kısmını temizleyen ürün ilginizi çekiyor mu? Başka bir işiniz ve derdiniz yok değil mi?

Şimdi bir de ‘haydi lilili liilili! diyerek dans etmemizi isteyen ve gününde kirlenmiş masa örtüsüne ‘at gitsin’ muamelesi yapan reklam var. Eee, halıların tüy diplerinden tül perdenin en üst katmanına kadar tertemiz beyazlık isterken şimdi kirlenen örtüyü attırmak niye ki?

Bir de bebeklerin sümüklerini temizleme apartı var ki… bir reklam arasında en çok seyrettiğimiz ürün bu galiba? Kaç kişi alır o ürünü, arz ne kadardır ki reklam bu kadar çok? O kadar küçük çocuğu olan anneler her gün ve aylarca o üründen mi alıp tüketiyorlar?

Sağlıklı süt, sağlıklı çikolata ezmesi vs. reklamları yapılıyor. Sağlıklılar bunlar ve reklamı oluyor da reklamı olmayanlar sağlıksız mı? O ürünleri kim yiyecek? Niye üretiliyor?

Onyüzbin milyon baloncu sözünü zamanında yanlışlıkla söylediği için öyle kaldığından bahseden reklamcılar! Çocuk o sözü zamanında yanlış söylemişse niye doğrusunu söyleterek bir daha çekmediniz?  O zamanlar böyle demesi sevimli geldiği için bu haliyle bıraktıysanız buna “yanlışlıkla” denmez. Çocuk yanlışlıkla söyledi ve siz de yanlışlıkla yayınlamadınız değil mi? Çocuğun o yaştaki masum, saf tanımla şekli bu kadar doğalmış ki hiç bozamadan öyle kullanılmış reklamda. Çocuklar hata yapmaz. Onlar olabildikleri en saf halleri ile konuşup, hareket ederler. Siz kendi yanlışınıza bakın.

%5 indirimli inşaat reklamları ilginizi çekiyor mu? Değil  %5, yüzde 75 bile indirimli olsa, yaşam süremeyeceğinizden emin olacağınız, kale gibi, sevimsiz görünümlü, doğadan uzak, bilmem kaç köy nüfusu büyüklüğündeki taş yığınları size cazip geliyor mu? Kendinizi kafesten hapislere tıkmak için reklamı yapılan inşaatlere mi bakarsınız? O inşaat reklamlarından biri otogar yakınında ve reklamda “her sabah kuş sesleri ile güne başlamak” diyor. Kuş mu? Hiç susmayan otobüslerin, araçların sesi kuş sesine benzer mi?

Neden doğanın, doğallığın reklamı olmaz? Yalın ayak topraklara, kumlara basmanın tanıtımı olmaz. Hep yemek ve güzelleşmek ve harcamak üzerine reklamlar. Oysa insanlar ihtiras ve isteklerinin aşırılığından kurtulduğunda reklamı yapılası güzel yaşamlara kavuşur. Yine de bir şeyleri almaları ve tüketmeleri istenir, sanki üreticilerini mutlu edeceğiniz ürünleri almak sizi de mutlu edecekmiş gibi.

Ne reklamlardaki gibi lüks bir yaşam süreceğinizi, ne o şampuanı kullanmakla reklamdaki kadın kadar güzel olamayacağınızı bildiğiniz halde yine de her reklamı izler, her ürünü hayatınızı değiştirecek, sihirli bir değnek olacakmış gibi dakikalarca izlersiniz.

Bırakın Allah aşkına! Sizde hangi marka, ne ürün varsa, ne yiyecek varsa onunla mutlu olun. Huzurun az insan, az söz ve az eşyada gizli olduğunu unutmayın. Yenilerini almak değil, olanla idare edebilmek de mutluluk verir. Bir deneyin. Sakin ve huzurlu bir yaşam için her gördüğünüz reklama kanmayın!

 
Toplam blog
: 72
: 363
Kayıt tarihi
: 20.01.16
 
 

4 kitabı olan bir editör- yazar. Hayvansever. Çevreci. Kadın hakları savunucusu ..