Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '10

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Şimdi soruyorum sizlere

Şimdi soruyorum sizlere
 

"RESİM:ALINTI""Asıl olan kilolarla mutlu olması değil midir kişinin?"


Kilolarla hep derttedir başımız. Bir verir bir alırız. Diyet yaparız, sıkılırız bozarız. Hep pazartesileri bekleriz başlamak için bir yenisine. Yemeden içmeden de olmaz ki. Zengindir bizim sofralarımız. Düğünlerimiz, günlerimiz, iş toplantılarımız cenazelerimiz de hep yemek vardır.

Kilolar… Ah kilolar.

Kıyafetlerimizi bir daralttırır bir açtırırız. Olmadı yenisini alırız. Bedenimiz bir incelir bir kalınlaşır çünkü. Dolaplar dolar taşar hurçlar alırız. Yerleştirmeye çalışırız derli toplu olması babında. Yıkamasına ütülemesine yetişemeyiz. Moda olanı alıp giymekten vazgeçemeyiz. Bulamazsak bedenimize göre olanını, diktiririz, ne güne durur ki terziler.

Sıkılıp bunalırız an olur verememekten kiloları. Spor salonlarında alırız soluğu. Kaldırımlar, sokaklardaki yürüyüş yolları, spor aletleri de bizimdir. Yeter ki vakit ayırabilelim. İşten yorgun argın gelip bir de mutfağa girip akşama bir şeyler hazırlamak için debelenmekten arta kalan zamanlarımızda spor yaparız elbet, niye yapmayalım ki.

Bir arkadaşım anlatmıştı. Tatile gitmişler. Mayosunu giydikten sonra aynaya bakmış şöyle bir.

“Fena değil.” demiş kendi kendine.

“İdare ederim. Ne de olsa balıketindeyim.”

Kocası atılmış hemen.

“Evet, balıketindesin de balina da bir balıktır, unutma.”

Bana kahkahalarla anlattı bu anekdotu ama bu cümleleri ilk duyduğunda böyle hissetmediğine bahse girerim.

Neden hep kadınlara mal edilir ki kilo sorunu. Erkeklerde maşallah göbeklidirler yani hiç de sorun etmezler ama.

“ Mendilin ipeklisi, erkeğin göbeklisi .”derler.

“Balkonsuz ev, göbeksiz erkek olmaz ”derler.

Derler, derler. Sonra da ona buna laf söylerler. Varsın söylesinler. Yürekleri geniştir kadınların. Duyar ama duymazdan gelirler. Görür ama görmezden. Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer sözünü baz alıp çeşit çeşit yemekler hazırlarlar kocalarına. Yesinler ki serpilsinler, semirsinler, göbeklensinler, kilocuklar alsınlar. Alsınlar da başka kadınlara yan gözle bakacak halleri kalmasın.

Sabah sabah yüzümde gülümseme oluşturan bir mail aldım. İşte bu yazıyı yazmama sebep olan ta kendisidir. Kilolara değişik bir bakış açısı getirmiş. Valla ne yalan söyleyeyim hiç de bu gözle bakmamıştım olaya. Hoşuma gitti hem de çok.

Gelin bir kez de birlikte okuyalım yüzleri gülümseten, kilolarımızla barıştıran bu maili.

Avustralya'da, bir spor salonunun camında bir reklâm; zayıf ve bronz tenli bir kadın, hemen yanında şu yazıyor:

"Bu yaz, denizkızı mı olmak istersiniz, yoksa bir balina mı?

Afişteki mankenin fiziksel özelliklerinden çok uzak olan orta yaşlı bir kadın, spor salonunun reklâmına cevap vermiş:

İlgilenenlere duyurulur,

Balinaları arkadaşları asla yalnız bırakmazlar, yunuslar, denizaslanları, meraklı insanlar…

Aktif bir cinsel yaşamları vardır, hamile kalır, sevimli bebek balinalar doğururlar.

Denizde yüzer, oynarlar. Polinezya adalarının mercan kayalıkları gibi muhteşem yerleri görme şansına sahiptirler.

Balinalar harika şarkı söylerler, CD'leri bile vardır.

Bazı insanlar dışında, onlara zarar vermek isteyecek tek bir varlık yoktur. Dünyada herkesin sevdiği, koruduğu ve hayran kaldığı şahane hayvanlardır.

Denizkızı?

Öncelikle, denizkızı diye bir şey yoktur.

Var olsalardı da kimlik karmaşası sebebiyle psikolog kapılarında sıra oluştururlardı. Balık mısın? İnsan mı?

Cinsel hayatları yoktur. Yanlarına yaklaşan erkekleri öldürüyorlar, nasıl olabilir ki? Hem, iyice bir bakın, gerekli donanım nerede?

E, sonuç olarak çocukları da olmaz.

Zaten balık kokan bir kadını kim ister ki?

Sonuç?

Ben balina olmayı tercih ederim.

Medya sadece zayıf insanların güzel olduğunu savunuyor ama ben çocuklarımla dondurma yemeyi, beni heyecanlandıran adamla güzel bir akşam yemeğinde sohbet etmeyi, arkadaşlarımla çikolata paylaşmayı çok seviyorum.

Zamanla kilo alıyoruz; çünkü kafamıza o kadar çok bilgi yüklüyoruz ki yer kalmıyor ve bedenimizin diğer bölümlerine yerleşmeye başlıyor. Yani, biz kilolu değiliz, inanılmaz kültürlü, eğitimli ve mutluyuz.

Bugünden itibaren, aynaya bakıp da kalçamı gördüğümde, şunu düşüneceğim:

"Tanrım ne kadar da akıllıyım!"

Şimdi soruyorum sizlere… Asıl olan kilolarla mutlu olması değil midir kişinin?

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..