Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şimdilik hüzünlü bir hikaye!

Şimdilik hüzünlü bir hikaye!
 

Bundan birkaç sene önceydi. Oğlum ilkokula yeni kaydolmuştu. Okulun ilk veli toplantısına katıldım. O gün kura çekilecek, öğretmen ve sınıf belirlenecekti. Kura çekildi. Oğlum ve yakın arkadaşımın kızı onun sınıfına düştüler: K. Hanım'ın.

Biz öğretmeni tanımıyorduk ama okul, genelde iyi övgüler alan köklü bir Devlet okuluydu. K. hanım'ın nasıl birisi olduğunu çok merak ettik ama o gün okulda yoktu. Tanışamadık.

Sonra, okulların açıldığı ilk ders günü onu tanıdık. Çok sevimli, sakin, doğal çıtıpıtı, hoş bir insandı.

Zaman geçtikçe, onun öğrencilerine yakınlığı sevgisi, tatlı sert otoritesi çok hoşumuza gitmişti. Biz veliler ve öğrenciler, gün be gün öğretmenimizi çok sevdik hatta kendimizi şanslı gördük. Davranışları, diyaloğu içten, doğal ve dürüsttü..

Derken, birinci sınıfın sonuna doğru tatsız haberi duyduk. Öğretmenimiz okuldan ayrılmak için Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe vermiş, kendi evine çok yakın olan bir okula tayinini istemişti. Çok üzüldük ve sarsıldık. Çünkü o bilgi ve deneyimi, bilgiyi öğretme ve öğrenciye karşı davranışları açısından tam aradığımız gibi bir öğretmendi. . Okula gittiğim bir gün, karşılaşmamızda, "tayininizi mi istediniz hocam çok üzüldük" diye sordum kendisine. Hafifçe tebessüm etti ve bir sırrı paylaşıyormuşçasına eliyle ağzını yarım kapatıp, kulağıma eğilerek, "Ayyy bu velilerden de hiç birşey saklanmıyor yaa. Lütfen etrafa fazla duyurmayalım" dedi ve ekledi." Belkide tayinim çıkmaz ben dilekçe verdim ama belli mi olur" dedi. Ben hemen atıldım "Olacak bence öyle hissediyorum K hanım." dedim. Maalesef te haklı çıktım, öğretmeninimizin tayini evinin yakınındaki okula çıktı. Okuldaki karne dağıtım günü geldiğinde hepimiz hüzünlüydük.Bazı veliler , çocuklarımızı yarı yolda bıraktı diye sitem ediyorlardı ama ben biraz da empati yaparak, o okulu tercihini normal karşılıyordum.

Törenin ardından, son görüşmemizde K. Hanımla tokalaştık.Ayrılırken bana döndü, "Sizin altıncı hissiniz çok güçlü beklerim tatilde bana mutlaka uğrayın kahve içelim" dedi. "İnşallah" dedim. Çok üzgündüm. "Öğretmenimiz çok iyi çok iyi" derken ondan hemen kopmak zorunda kalmıştık işte. Çok muhabbet tez ayrılık getirmişti sanki. Cidden çok üzülmüştüm.

K.hanım, tayininin çıktığı okula gelecek eski öğrencilerini, kendi sınıfına almaya çalışacağını herkesi değilse de elinden geldiği ve sınıf mevcudunun elverdiği kadar çok sayıda eski öğrencisini sınıfına alabilmek için Müdür Beyle konuşacağını söyledi. Bu biraz çetrefilli bir konuydu ve biz de ne yapacağımızı şaşırmıştık açıkçası. Kafamız "acaba?"larla doluydu.

Yeni eğitim yılında, çocuklarımız İkinci sınıfa başladığında, yeni gelen öğretmeni görünce, huzursuz oldum. Zaten hissiyatı kuvvetli bir insan olarak, onunla fazla sürdüremeyeceğimi hissettim.İlk Veli toplantısında da İyi bir insan ve eğitimci olsa bile kendini pek çağa göre yenilememiş bir eğitimci olduğunu düşündüm.Kendisi de sık sık yaşından, bu yaşta insanın tahammülünün fazla olamadığından dem vuruyor, yılgın bir tavır sergiliyordu. Hatta daha sene başında pes etmiş enerjisini tüketmiş gibiydi. 30 yıllık öğretmenliğin ardından belki bu normaldi ama ikinci sınıf öğretmenliği için gerekli dayanıklılığa sahip olmadığını hissettiriyordu.. Oysa İlköğretimde, enerjilerinin zirvesindeki zamane çocuklarıyla uğraşmak, onlara öğretmenlik yapmak süper enerji gerektiriyordu.

İçim pek rahat değildi açıkçası.. Çocuğum için en iyisinin ne olduğunu, bu önemli kararı nasıl vereceğimi bilemiyordum. Okullaraçılalı bir kaç hafta olmuştu. Bir gün, ani bir kararla, çarşıda alışveriş yaparken K öğretmene telefon ettim. Kararsızlığımı ve okul açılalı biraz zaman geçmiş olmasından dolayı ne yapacağımı bilemediğimi anlattım. "Hemen şimdi gelin sınıfımı okulu görün dedi". Anında oğlumu alıp okula gittik K öğretmenin sınıfına girdik. Öğretmenimiz de oğlumu çok özlemişti, aile dostundan farksızdı.

Neyse, sonuçta biz K öğretmenimizin gittiği okula yakın ev tutup oğlumu oraya kaydettirdik. Zaten 6 çocuk filan da aynısını yapmıştı. Biz, yeni okulun binası, bahçesi rezalet olsa da öğretmenimize kavuştuğumuz için çok mutluyduk. Ne zaman bir toplantı olsa veliler, öğretmenin etrafını sarardık.Çocuklar da onu kucaklar, K. Hanımın etrafını bir sevgi haresi kaplar, onun da bu sevgiden yakınlıktan gözleri dolardı.. Sanki sevgide, ilgide yarışır gibiydik. Ben eski veli olmanın, kişilik ve huylarımızın yakınlığının da etkisiyle öğretmenimiz açısından ayrıcalıklı velilerden olduğumu hissediyordum. Normalde de bağımız, telefon görüşmelerimiz sohbetlerimiz sürerdi ama evine de bir türlü gidememiş, çok güzel olduğunu duyduğum tablolarını görememiştim...

K öğretmen sanata çok yetenekliydi. Yaşı 55'e yakındı ama birkaç sanat dalında çok iyiydi. Kendisi de her zaman bakımlı ve hoştu. Asla yaşını göstermezdi.

2. sınıf ta çocuklarımız ve bizim açımızdan eğitim yılı çok yoğun, süper bir ders temposu, sevgi, saygı ve içtenlik dolu günlerle geçti.

Sonra, yaz tatili geldi. Tatil döneminde de öğretmenle arasıra telefonla konuşuyorduk ama irtibatımız telaş koşuşturma arasında, tatil sonuna doğru iyice gevşemişti. Sonra, okullar açıldı. İlk gün oğlum yaz ödevini bitirememenin üzüntü ve tedirginliği içinde biraz da hevessiz gitti okula.

Okul bahçesine girdiğimizde tanıdık bir veliyle selamlaştık. Çocukların heyecanından bahsederken oğlu da oğlumla aynı sınıfta olan diğer veli "ama K. Hanım gelmedi işte. Öğretmenimiz gelmedi" dedi. Ben "evi yakın ya birazdan gelir" dedim. O hemen atıldı "Hayır K. öğretmen hiç gelmeyecek bu dönem Şubat'a kadar yok " dedi. "Neden?" dedim şaşkınlık içinde. Emekli olmaya karar verdiğini düşündüm o an. "Sizin haberiniz yok mu?" dedi kadın. "Öğretmenimiz rahatsız. Tedavi görüyor. Kanser oldu" dedi. Pat diye söyleyivermişti...Ben o an öylece kalakaldım. Korkunç bir haberdi bu okulun binası tepeme devrilmiş gibiydi. . Öyle bir insan ve bu hastalık, kafamda bir araya getiremiyordum, inanamıyordum ama olmuştu işte.

Bir süre sonra kendimi toparlayınca, " ne türdenmiş?" dedim "göğüs" dedi. O an bir nebze içime su serpildi. Bu tür rahatsızlık çok büyük ihtimalle atlatılıyordu. İnşallah o da iyileşecekti.

Ben oğlumun yeni öğretmeni kim diye bile düşünemiyordum. Onu sınıfına gönderince samimi olduğum ve benim gibi olayı yeni öğrenen iki veliyle birlikte hemen K öğretmenimize uğradık. Aşırı üzgün heyecanlı ve tedirgindik. Üzüntümüzü asla belli etmemeliydik. Zile bastık. Her zamanki bakımlı hoş haliyle kapıyı açtı. Görüntüsü, saçları makyajı herşey eskisi gibiydi. Sadece yüzü solgundu ve gözleri kıpkırmızıydı."Çok ağladım bugün" dedi. Öğrencilerinin yanında olamamak onu çok üzmüştü. "siz bu eve böyle mi gelecektiniz" dedi bana.Yeniden gözlerinden yaş geldi. Haklıydı hep uğramak istemiş ama gelememiştim. Kısmet böyle olmuştu yazık ki..

Sonra dördümüz salona geçip oturduk. Hastalığını dinledik, hastalığıyla ilgili onun paylaşmak istediği kadar sohbet ettik.Çok doğal bir şekilde aşırı üzülmesine duygusallaşmamasına özen göstererek konuşuyorduk. İçten abartısız, normal bir sohbet.Önceleri sık sık gözleri dolan öğretmenimiz de artık daha keyifliydi. Sonra sohbetimiz, esprilerle şenlendikçe şenlendi.Kahkahalarımız neredeyse öğretmenin evde uyuyan kızını uyandıracaktı.Neş'e hepimize çok iyi gelmişti doğrusu.

Ortamımız çok eğlenceli geçti. Erken teşhis, hastalığın göğüste olması ve hastalığın oluştuğu yer açısından da durumu oldukça ümitlendiriciydi. Şubat tatilinden sonra okula döneceğini söyledi. O dönünce bir kutlama yapmayı kararlaştırdık. Sonra evden ayrıldık. Onun morali de daha iyiydi biz çıkarken. Çünkü çok konuşup gülüşmüştük. Çok az uğrarız diye gitmiş iki saate yakın kalmıştık. Bizim de içimiz onu iyi halde görünce çok rahatlamıştı doğrusu. Uğradığımız çok çok iyi olmuştu. Dışarı çıkınca öğretmenimiz okula dönünce yapacağımız partiyi konuştuk....Kesinlikle çok özel bir gün hazırlayacağız. Dualarımız ve Tıbbın yeni geldiği nokta öğretmenimizi bize en kısa sürede kavuşturacak İnşallah.

Ve şimdi o çok güzel günü iple çekiyoruz, onu asla yalnız bırakmayacağız ve bu sıcacık insan hikayesinin güzel bitmesi için, dualarımızda onun bir an önce iyileşmesini diliyoruz...

 
Toplam blog
: 148
: 384
Kayıt tarihi
: 21.09.07
 
 

Merhaba...  Üniversite mezunu Kamu İdaresinde  çalışan bir bayanım. Ankara'da iki oğlumla yaşıyorum..