Şimşekler ve Yağmurlar, düşünenler için ibretler barındırır..

Kuran içinde Allah, Yağmurların rüzgarlar ve şimşeklerle beraber geldiğinin vurgusunu yapar. Bir çok ayet yağmura, şimşeğe rüzgara atıfta bulunur.

Neden şimşekleri yıldırımları ilk önce örnek olarak sunup arkasından yağmura atıfta bulunuyor Kuran?

Biz insan oğlunun çoğu zalim olduğumuz, küfürde inatlaştığımız için inadımızı kırmak için şimşeğin korkunç sesi ve görüntüsüyle aslında az da olsa kula Allah'tan fışkıran nurun nasıl da ürkütücü olduğunun sinyali verilmekte. Tıpkı Musa'nın Allah'ı görmek isterken Allah'ı gören dağın parçalandığında kopan gürültü ve ışık hüzmesinin yıldırım gibi gürültü çıkarması güzel bir örnek değil mi?

Bu korkunç gürültü ve ışık, arkasında büyük bir rahmetin habercisi toprağa can veren tertemiz suyun indiği YAĞMUR ise Kuran'da vahye benzetilir.

Yağmur, toprağa can verir, Kuran kurumuş gönüllere ve akla can verir.

O yağmurun gelmesi için Allah'ın gazabından korkması gereken bir nefs olmalı. Rahmet, kulun arınıp sakınma çabasıyla beraber gelir.

Rahmet, kulun yönelişiyle beraber gelir.

Kuran Yağmura boşuna rahmet demiyor. Vahye de rahmet diyor.

Rahman olan Allah'tan Rahim olan yansıma, Merhamet'le gelen Rahmetler (Yağmur ve Kuran).

Ama insan nankör.

Yağmur'a şükretmeyen, ıslanınca küfreden zihniyet gibidir Kuran'ın ayetlerini düşünmeden okuyan ve ona düşman olan kafa.

Kullara ve varlığa hikmet nazarıyla bakan ve yaratılanlara saygı duyan, seven ve ahlaklı adil davranan her SAMİMİ Müslümanda bu RAHMET'in bir parçasıdır.

O Ahlakı ayakta tutmaya çalışır.

O adaleti ayakta tutmaya çalışır.

O atalarının inandığı gibi değil düşünerek iman eder.

O Allah'ın ona yüklediği görev ve sorumlulukta "bana ne " demez.

O ilahi Rahmetin yer yüzüne atılmış Müslüman imzası olmaya çalışır.

O yağmur gibidir, söz ve davranışıyla berekete sebep olur.

O şimşek gibidir, zalim ve zorbalara karşı içinde ki enerjisini şaklatır.

O yıldırım gibi gece karanlığını vahiyle aydınlatmaya çalışır.

O samimi Müslümandır, onu kullanarak çıkar peşinde koşan değil....