Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '09

 
Kategori
Sınavlar
 

Sınav için öneriler

Bir sınav daha kapınızı çalmak üzeredir. Bu güne kadar çalıştınız, birikimlerimizi oluşturdunuz, artık meyvelerin toplanacağı zamana geldiniz. Öğrenme işini bıraktınız, her yönüyle sınava yoğunlaştırılmış oldunuz. Sınav anı öğrendiğiniz bilgileri en verimli kullanma anıdır. Burada yanlışa, maceraya yer yoktur.

Her işin başı çalışmaktır. Ondan sonraki işler dikkat ve tevekküldür. Tevekkül etmeyen insanların heyecan problemini aşmaları mümkün değildir. Kaybedenlerin büyük bir kısmı zaten heyecandan kaybediyor. Sınav anındaki yanlışlıkların da büyük bir kısmı heyecana dayalı yanlışlıklardır. O yüzden hakkınızda en hayırlı olanı Allah’tan dileyeceksiniz ve her işte bir hayır olduğunu bilerek sınava rahat bir şekilde gireceksiniz.

Gelelim âcizane birkaç önerimize;

Sınav gününden önce tüm evraklarınızı hazırlayın ve sabah kolayca bulacağınız bir yere koyun. Sınav gününden önce sınava gireceğiniz binayı gidip görün. Akşam gecikmeden yatın ve uygun bir saatte kalkıp duşunuzu alın. İyi bir kahvaltı yapın. Ancak kahvaltıyı çok abartmayın.

Sınava kaygınızı yenmiş, psikolojik ve bedensel gerginliğinizi mümkün olduğunca gidermiş olarak; dinç, dinlenmiş bir zihin ve vücutla girmelisiniz.

Sınav kitapçığı ve cevap kağıdını aldıktan sonra ilk yapacağınız bu kitapçıkta bir eksiklik olup olmadığını kontrol etmek, daha sonra istenen bilgileri usulüne göre gerekli yer ya da yerlere kodlamak olmalıdır. Sınavlarda en çok dikkat edilecek hususlardan biri de kitapçık türünün kodlanması olayıdır. Soru çözümüne başlamadan önce mutlaka kitapçık türünü kodlayın.

Mutlaka yanınızda bir saat olmalı. Zamanı iyi kullanmak sınav açısından çok önemlidir. Yaklaşık 180 sorunun 195 dakikada çözülmesi istenmektedir. Teoride bir soruya ortalama 1 dakikalık süre düşmektedir. Bazı öğrenciler branş dışı soruları çözmediğine göre ve sorulardan bazılarının da çok kolay olacağını dikkate alırsak bir sorunun ortalama çözüm süresi yaklaşık 1, 5 dakika olur. Buna göre her 10 sorunun sonunda (15 dak.) zaman kontrolü yapılabilir.

Zorlandığınız soruları hemen geçmeyin. Bu tür sorulara 15-20 saniye zaman ayırın ve çözmeye çalışın. İlk bakışta size zor görünen çoğu sorunun son derece kolay çözümü vardır. Makul bir sürede hala çözememişseniz ve çözemeyeceğinizi de anladıysanız soruya özel bir işaret koyarak diğerine geçiniz. Zor soruların yüksek puan değerine sahip olmadığını düşünerek aynı puan değerinde daha kolay çözülebilecek soruya doğru yelken açın.

Sınavlarda sazanlık bazıları için alışkanlık haline gelmiştir. Çok bilen çok yanılır derler. İlk bakışta çok basit görünen, banko yaparım dediğiniz soruların tuzağına düşmeyin. Böyle sorularda bütün seçenekleri okumaya çalışın. Ancak size basit gelen her soruda böyle basit soru olmaz diye öküz altında buzağıyı da aramayınız. Gerçekten sınavda pek çok soru basit beklenenden daha basittir.

İncelediğiniz seçenekler içinde cevap olmayanları öncelikle elerseniz üzerinde düşünmeniz gereken seçeneklerin sayısını azaltmış ve zamandan kazanmış olursunuz.

Özellikle sözel öğrencilerinde çok görülür; cevap seçeneklerinde tereddüdünüz oluyorsa ilk işaretlediğiniz genellikle doğrudur. Geriye dönüp o tür soruları yeniden inceleyenler daha çok hata yapıyorlar.

Cevaplarınızı cevap kâğıdına gruplar halinde (10’arlı gruplar) geçirebilirsiniz. Hem kaydırma riskini azaltır hem de toplu işaretleme esnasında dinlenmiş ve vakit kazanmış olursunuz.

Gireceğiniz sınavın belli bir puan barajı gerektiren sınav olmayıp bir sıralama sınavı olduğunu unutmayın. Çözebilirseniz ne alâ; zaten soruların tümünü çözmeniz istenmiyor sizden. Dolayısıyla zor sorulara gelip dayanınca moralinizi bozup paniğe kapılmayın. Unutmayın ki sizin çözemediğiniz bu tür soruları başkaları da çözemeyecektir.

Bir branş bitip diğer branşa geçmeden birer dakikalık dinlenme aralıkları verin. Nefes alıp verin ve sakinleşin. Buna hem bedeninizin hem de beyninizin ihtiyacı vardır. Bu dinlenmede kendinizi bir deniz kenarına veya bir ağaç gölgesine atın. Yalnız “seferiniz” fazla uzun sürmesin. Vaktinde dönmezseniz hapı yutarsınız. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş olabilir. Her branşın özelliği farklıdır. Bu yüzden yeni branşa da konsantre olmuş olursunuz.

Dört yanlışın bir doğruyu götürdüğünü unutmamalısınız. Ulu orta atarsanız hakem de sizi oyundan atar. Bu nedenle seçenekleri yeterince elemedikten sonra atıp tutturmama eğilimine girmeyin. Beş seçeneğin tümünden habersiz olan arkadaşların “ya tutarsa” mantığıyla atması, “sınavı kazanmasam da olur” mantığından ileri gitmez.

Yarısını okuyup sonrasının nasıl geldiğine bakmadan soruyu çözmeyiniz. Ezberlemiş olduğu soru kalıplarına benzetip soru çözenler oluyor. Sınavdan sonra soru kökünü okuyor, sizden istenenin sizin yaptığınızdan 180 derece farklı olduğunu görüyorsunuz. Soru köklerini mutlaka okuyun. Ancak sadece okuma değil “doğru” okumalısınız. Olmazı olur, olabiliri olur, gelmezi gelir, yanlışı doğru, en azı en çok okursanız doğru cevabı bulmanız imkânsızdır. Bu gibi dikkatsizlikler maalesef çok yaygın bir hastalıktır.

Sınavda görevlilerle tartışmayın. Burada kaybeden siz olursunuz.

Sınav esnasında sizi meşgul edecek ve susamanıza yol açacak atıştırmalardan kaçının.

İşte son sınav için hatırlatmak istediklerimiz bunlar. Siz zaten onlarca deneme sınavlarında bu provaları yaptınız. Fazla ayrıntıya girmeye de gerek duymuyorum. Sizlere bu basit(!) sınavda başarılar diliyorum.

Konu sonunda Dünyanın mizah ustasından bir fıkra eklemeden olmaz.

KEŞİŞ

Bir keşiş dünyanın en akıllı adamını bulmak için diyar diyar geziyormuş sıra Nasreddin hocanın köyüne gelmiş ve köylülere sormuş.
— Sizin köyün en akıllı adamı kim. Köylüler :
- Nasreddin hoca.

Bunun üzerine keşiş köy meydanında hoca ile görüşmeye başlamış ve eline bir çomak almış, yere bir daire çizmiş. Nasreddin hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş, keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş, hocada dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş. Keşiş elleriyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış, hocada yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş.

Olup bitenden bir şey anlamayan halk keşişe ne olduğunu sormuş keşiş de :
- Bu adam gerçekten dünyanın en akıllı adamı, yere dünya çizdim o ortadan ekvator geçer dedi, ben dünyayı dörde böldüm o da dört de üçü sudur dedi. Ben yerden buharlaşma sonucunda ne olur dedim o da yağmur yağar dedi.
Bu sefer hocaya neler olduğunu sorarlar, hoca :

Bu adam oburun biri, yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarısı benim dedim. Daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim, o da tepsi altından ateşi hafif hafif almalı dedi ben de üstüne fındık fıstık ekersek daha iyi olur dedim.

Sakın ha siz de soruları böyle anlamayın!

 
Toplam blog
: 137
: 1557
Kayıt tarihi
: 23.06.08
 
 

1963 yılı Trabzon Of doğumluyu. Emekli Öğretmenim Eğitimle ilgili konulara ilgim uzun yıllar önce..