Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '20

 
Kategori
Sağlık
 

Sınav kaygısı için tavsiyeler

 

Bu cumartesi günü Türkiye’de 1.7 milyon öğrenci, Liselere Geçiş Sınavı’na girecek. Hem çocukları hem de ailelerini heyecanlandıran yarış, bu yıl COVID-19 salgını tartışmaları eşliğinde gerçekleştirilecek. 

Öğrencilerin sınav için heyecan ve kaygı duymaları gayet normal, hatta motive olmaları açısından gerekli. Ancak hissedilen yoğun kaygı, odaklanma güçlüğüne ve başarısızlığa da yol açabilir. Bu kaygı, aile ve çevreden gelen baskılarla birleştiğinde hem fiziksel ve hem de ruhsal sorunlara sebep olabilir. 

“Aileler başarı düzeyi ne olursa olsun, çocuklarının gösterdikleri çabayı takdir etmeli” diyen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. Fatma Eren ile sınav kaygısını yenmenin yollarını konuştuk. Öğrencilere ve ailelerine önerilerde bulunan Eren’in anlattıklarından bazı satırbaşları şöyle: 

  • ‘Mutlaka kazanmalıyım, yoksa mahvolurum’, ‘Ya yapamazsam’ ve ‘Üniversiteyi kazanamazsam bir hiçim’ gibi düşüncelerin yanı sıra ailenin ve sosyal çevrenin beklentileri öğrenci üzerinde baskı yaratabilir. Bu negatif düşünceler ve aşırı kaygı nedeniyle öğrencide dikkatini toplayamama, okuduğunu anlamama, bilgileri aktaramama gibi olumsuz akademik etkiler yanında ortaya çıkabilir. Ayrıca tedirginlik, huzursuzluk, taşikardi, ağız kuruluğu, karın ağrısı, mide bulantısı, terleme, titreme, uykusuzluk/fazla uyuma, iştahsızlık/aşırı yeme gibi fiziksel etkiler de görülebilir.
  • Sportif faaliyetlerin öğrenme ve stres üzerinde olumlu etkileri uluslararası akademik çalışmalara sıklıkla konu olmaktadır. Egzersizler beyne kan ve oksijen akışını artırarak konsantrasyonu güçlendirmekte ve stresi azaltarak dengelemektedir.
  • Sınav kaygısı ile baş etmede bir diğer önemli adım ise öğrencilerin hedeflerini, sınavı kazanmak değil yeterince çalışmak olarak belirlemeleridir. Olumsuz düşüncelerden sıyrılıp olumlu düşüncelere odaklanarak motive olmak kaygı seviyesini dengeler.
  • Yapabileceğimin en iyisini yapacağım’, ‘Dünyanın sonu değil, telafisi var’ ve ‘Başarısız olmam tembel ve beceriksiz olduğumu göstermez’ gibi olumlamalar yapılabilir. 

Anne-babaya düşen görevler 

  • Aileler sıklıkla kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmaktadır. Sınavın çocukların geleceği için ne kadar önemli olduğuna dair abartılı bir şekilde çok kez vurgu yapmaları baskıyı artırmaktadır.
  • Aileler yüksek beklenti içinde olmamalı, sınavı yüceltmemeli, ölüm kalım sorunu haline getirmemeli, çocuğunu diğerleriyle kıyaslamamalı.  
  • Anne-babalar çocuğuna empatik davranmalı, güven aşılamalı, rol model olmalı, uygun aile ortamı yaratmalı, olumlu görüşler bildirerek cesaret ve motivasyon sağlamalıdır. Çocuklarının başarı düzeyi ne olursa olsun gösterdikleri çaba takdir edilmelidir.
  • Sınav kaygısı ile birlikte obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlüğü, depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu gibi tanılar da mevcut olabilir. Bu nedenle uzman desteğine başvurulması önem arz etmektedir.

Sınavdan önce son hazırlıklar

  • Son bir haftayı stresten, olumsuz haberlerden, beden ve ruhu yoracak aktivitelerden uzak; sakin ve huzurlu geçirmek önemli.
  • Sınavdan önceki gün kendilerini iyi hissettirecek güzel hayaller kurulabilir, gevşeme ve nefes egzersizleri yapılabilir. Son gece sınava yönelik çalışmalar yapılmamalı.
  • Öğrencilerin gerçekçi ve işlevsel bir sınav stratejileri olmalı. Örneğin; sınav süresini etkin kullanmak, hangi alandan cevaplandırmaya başlayacağına karar vermek ve cevap kağıdında kaydırma yapmamak gibi durumlar için uygun yöntemler belirlenmeli.
  • Sınavda rahat kıyafetler tercih edilmeli, kaşındıran, sıkan, rahatsız eden seçimlerden uzak durulmalı.
  • Sınavda su tüketimi ve tuvalet ihtiyacı geçmiş tecrübeler baz alınarak planlanmalı.
  • Olumsuz düşüncelere karşı motivasyon yüksek tutulmalı.
  • Sınav sonrasında ise sınav iyi geçse de, geçmese de ödüllendirici ve keyif verici aktiviteler yapılması önemlidir.