Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '07

 
Kategori
Sinema
 

Sinema' da yaz aşkları [2]

Sinema' da yaz aşkları [2]
 

Yaz bekarı, eşleri ya da sevgilileri, hatta anne ve babaları yazlığa gitmişlerin, bazen de o yazlıkta yalnız kalmanın ve aşk yaşamanın yarı özgür durumudur...

Tam özgür değilsinizdir, çünkü koşullar gibi süre olarak yaz da sınırlıdır.

Bazılarının bir gün eşini bırakmak istediği konum olan yaz aşkları, en çok erkekleri ilgilendirse de insanın kendine yaptığı bir yolculuktur. Ve bazen bu yolculukta, kendinizi bile şaşırtan sonuçlarla karşılaşabilirsiniz!

Aşk Yazım (My Summer Of Love) ise, aşk ve sadakatin imkansız hale geldiği bir dünyada, her ikisi için yaşanılan mücadelenin gizemli ve sarsıcı hikayesidir. Yapım, 2005 Bafta Ödülleri’nde En İyi İngiliz Filmi seçilirken, yazar/yönetmen Pawel Pawlikowski, bir sayfiye kasabasında aşk ve din temasına tekrar geri dönüyor.

Bir yaz, iki genç kız (Natalie Press ve Emily Blunt) duygusal ve fiziksel keşifleriyle yepyeni bir dünyanın kapılarını aralar. Mona (Natalie Press) hassas dış görünümünün arkasında henüz işlenmemiş bir zekaya sahip, tekdüze yaşamının içinde mucize bekleyen biridir. Tamsin (Emily Blunt) ise iyi eğitimli, şımarık, havalı ve yaşamla dalga geçen biridir. Tamamıyla birbirlerinin zıttı olan bu iki genç kız, ilk tanışmalarında birbirlerine karşı temkinli yaklaşırlar. Fakat zamanla aralarındaki soğukluk karşılıklı etkilenmeye, eğlenceye ve cazibeye dönüşür.

Mona heyecanlarını ve arzularını deneyimlemenin keyfini çıkarmaktadır. Geçmişte suç işlemiş abisi Phil’in (Paddy Considine) dine fanatik olarak yönelmesi ve kendisine empoze etmeye çalışması, kızlar için gergin bir ortam yaratır. Her şeye rağmen iki genç kız, birbirlerine öğretecekleri çok şeyin olduğunu keşfedeceklerdir. İlişkileri yavaş yavaş arkadaşlığın ötesine geçer ve ne olursa olsun, hiçbir zaman ayrılmamaya karar verirler. Ancak her ilişki gibi, onlarınkinin de bir zayıf noktası vardır. Yazın sonları yaklaştıkça, ayrılık da ufukta görünmeye başlar. Fakat Tamsin’in “Asla ayrılmamalıyız” sözlerine, Mona gerçekten güven duyabilecek midir?

Aşk ve sadakat beraber varolabilir mi?

“Aşk Yazım”daki iki kahraman birbirlerinden bu kadar farklıyken, onlarını birbirine çeken ve bağlayan tek şey bu farklılıktır. “Her biri ötekinde olanı istiyor ve her biri ötekini aldatıyor” diyor Pawlikowski.

“Bir Yaz Gecesi Rüyası” (A Midsummer Night’s Dream) ise, Shakespeare’in defalarca sinemaya aktarılan eseridir.

Büyük rönesans yapısı evin önündeki alanda Dük Theseus’un düğün töreni için hazırlıklar yapılmaktadır. Bu arada iki küçük figür de kalabalığa karışmış, değerli eşyaları toplayıp oradan uzaklaşmayı düşünmektedirler. Müstakbel karısı Hippolyta düğün için böyle heyecanlıyken, dük planlanmış bir evlilik hakkında tartışmakta olan iki tarafın şikayetlerini dinlemek zorundadır. Tartışmaya konu olan evlilik, Hermia ve Demetrius’un evliliğidir. Babası Hermia’nın Demetrius’la evlenmesine karar vermiştir ama Hermia Lysander’a âşıktır ve onunla evlenmek istemektedir. Dük’ün de babası gibi düşünmesine rağmen Hermia, gerçek aşkı ile oralardan kaçmaya karar verir bunu da yeni icat edilmiş olan bisikletle yapacaklardır. Fakat ortada bir sorun vardır: Hermia’nın en iyi arkadaşı Helena. Helena, Demetrius’a âşıktır ve Hermia’nın kaçma planını ona anlatır. O akşam âşıklar ormandan geçerek kaçarlarken, Demetrius da onları kendi bisikleti ile takip eder.

Bir sahil kasabasında rastladığı ve kendisinden yaşça büyük, savaşta kocasını yitiren kadın sayesinde çocukluğunun tüm masumluğunu bir yaz günü geride bırakan Robert Mulligan’ın “ Bir Yaz Günüydü / Summer of 42” filmindeki ergenlikten erkekliğe geçiş çağındaki Jeremy’ye zamanında ne çok özenilmiştir.

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..