Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Sınıfta b.. kokusu

Sınıfta b.. kokusu
 

 

1965’li yıllarda Menderes döneminin çocukları,  okullarında Amerika’nın ülkemize yardım olarak gönderdiği süt tozu ve yağları anımsarlar. Bende o dönemin öğrencisi olarak okulumuzun deposundaki yardım kolileri dün gibi gözlerimin önünde. Karpuz tipi sarı lambaların loşluğunda kolilerin çokluğu o dönemlerde küçük bedenime çok büyük görünmüştü.  Yığılmış, paketlerin üzerinde küçük yıldızlarla donanmış, mavi ve kırmızı desenli Amerikan bayraklı yağ ve beyaz torbalı süt tozlarıydı. Verilen malzemeleri sırasıyla evlerimize götürür,  annemize pasta börek yaptırarak tekrar okulda imece usulü ders arasında paylaşırdık…

Şimdilerde, okullarımızda dağıtılan “süt” olayını destekliyorum. Çocuklarımızın temelden iyi beslenerek gelecekte üniversite sınavlarına daha rahat girebilmeleri, ve her yıl binlerce artan YGS’den sıfır alan öğrencilere son vermek için  kalsiyuma ihtiyaçları var!.. Sanırım hükümetimiz bunu düşünerek böyle bir karar aldı… Kutlarım!…

Aslında çocuklarımıza yalnızca süt vermekle kalmamalıyız, televizyon reklamlarında ballandıra ballandıra verilen “Sucuk” reklamları kim bilir alamayanların psikolojilerini nasıl bozuyordur. Bu yardım yalnız sütle sınırlı kalmamalı, bence yanına bal, tereyağı ve yumurtadan oluşan güzel bir kahvaltı paketi hiç de fena olmaz, hatta onların özellikle dar gelirli ailelerine  makarna, un, yağ, çay gibi paketler de vermeliyiz!.. Gerçi bu seçimden seçime yapılıyor ancak her ay düzenli yaparsak, sağlıklı bir aileyi ortaya çıkarmış oluruz. Ne dersiniz?

Hükümetimiz artık sağlıksız nesil istemiyor, şimdide sigaralara “Sağlık Vergisi” adı altında 1,5 TL’lik bir zam düşünülüyormuş! Yahu sigaraya ne kadar zam yaparsanız yapın, tiryaki bunu içecek… Amaç sigara içeni bıraktırmak değil, öyle olsa, bu mereti kökünden yasaklarsın olur biter… En kolay vergi nelerden alınır? Tabii ki halkın en çok kullandığı mecburi ürünlere… Yoksa bu süt ihalesine kaynak buradan mı karşılanacak? Aklıma bu geliyor… Şu sıralar S&P Kredi notumuzu da pozitiften durağana çevirmiş… Ters giden bir şeyler mi oldu? Zaten Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç’da “ Bu haksız ve yersiz bir karar!” diyerek bu kuruluşa oldukça sert çıkışmış… Eğer kararı açıklayan bu kuruluş Türkiye’de olsaydı, yanmıştı, önce bilgisayarlarına el konulur, yetkilileri değiştirilir ve bu kararı alanlar da tutuklanarak gideceği yeri de sizler bilirsiniz!..

Geçenlerde bir lisenin rehber öğretmeniyle görüşmek istedim. Onu beklerken sınıfları ve öğrencileri gözlemledim. Teneffüs olduğunda koridor savaş alanı gibiydi, gürültünün desibeli ise kulakları yırtıyordu. Birbirleriyle eşek şakası yapanlar, elindekileri fırlatanlar, küfür edenler, gırlaydı. İçimden, “Biz evimizde bir delikanlıyla uğraşamazken öğretmenlerimiz 40-50 gençle nasıl baş ediyor?” diye geçirmedim değil. Derse girildiğinde kapıdaki küçük sınıf gözetleme penceresinden (içeriden aynalı) baktığımda, öğretmen sırtı dönük tahtasında dersini anlatırken birbiri ile  şakalaşan, kağıdı top yapıp fırlatan, uyuyan (mutlaka Facebook’ta sabahlamıştır)  gülen ve derse ilgisiz öğrencileri gördüğümde,  neden YGS sınavlarında sıfır çektiklerini anlamıştım!..

Şimdi liselerin yönetmelikleri sil baştan… Yani “Sınıfta Kalmak Zorlaşıyor!”

* Ders saatleri 5 dakika azalıyor!..
* Devamsızlık 20 günden 45 güne çıkıyor!..
* 6 zayıfı olan sınıf geçecek,
* 50 ortalamayı bulan sınıf geçebilecek!..
* "Atatürk Köşesi"ne düzenleme geliyor!.. Artık Atamız yalnız kalmayacak ve " Atatürk ve Türk büyükleri" başlığı olarak yeniden düzenleniyor...  Atatürk'e arkadaş geliyor, Bu Demirel mi,  Erbakan mı, Ecevit mi, Türkeş'mi, Çiller mi? Cumhurbaşkanları mı? Yoksa Osmanlı Padişahları mı olur,  onu da artık üstat MEB'lığı karar kılar!...

Bekleyelim görelim...

Sahi en önemli kararı unutuyorduk!..

Artık evli öğrenciler okullarından atılmayacak(mış)!...

Böyle olursa, işte okullardaki öğretmen - öğrenci diyalogları;

- Hocam, midem bulunmaya başladı, tuvalete gidebilir miyim?
- Yavrum senin karnında gaz mı var?
- Yok hocam 3 aylık hamileyim,
- Hocam, ilk yarı tatilinde düğünümüz var, bekliyoruz, gelmezseniz darılırız”
- Arkadaşlar müjde!...  "Baba oluyorum, babaaaa!"
- Çocuklar arkadaşınız "Sibel"in yarın düğünü var, hep birlikte gidiyoruz. Çıkın bakalım altın paralarını..."
- Hocam, canım erik istedi...
- Yavrum sırası mı? Bu mevsimde nerede bulunur?
- Ama hocam hamileyim...
- O zaman başka, koş Ahmet nereden bulursan bul, erikleri kapta gel..."

Biyoloji dersinde öğretmen üremeyi tahtada şekille  anlatmaya başladığında, hamile kız öğrenci devreye girer; 
- Hocam, ayıp olmazsa, bilimsel düşünürseniz konuyu ben anlatsam!..
Öğretmen; 
- Bebek sesi geliyor, telefon mu?
- Hayır, hocam, benim bebeğim, Annemler Erzurum’a gitti akrabalarımdan da kimse yok,  bende derse getirmek zorunda kaldım!..

Öğrenci, yanındaki arkadaşına fısıldar; 
- Oğlum ortalık bok  kokuyor, yoksa sen mi osurdun?
- Hayır,
- Öyleyse pis koku nerden geliyor?
- Baksana Ayşe arkada bebeğinin altını değiştiriyor,"
- Haaa!..

Ve uzayıp giden tren yolları, pardon diyaloglar...

Allah'ım daha ne günlere kalacağız!...
Sen bizleri koru...
Amiiiiinnnn!...

Sevgiler…

Ertuğrul Erdoğan

Mayıs 2012/Bursa

www.erdoganlaedebiyat.com

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..