Sınırda vicdan ticareti

Gazetelerde okuduğumuz, haberlerde izlediğimiz pek çok kötü durum hiç bizim başımıza gelmeyecek gibidir. Sağduyumuza güveniriz. “ Allah iyi insanlarla karşılaştırsın ” duasını da eder, hayatımıza devam ederiz.

Başımıza gelebilecek en kötü durumlardan biri “ vicdan ” ımızı dinlememiz gerekenlerdir.

Bugün haber programlarına konu olan ve umarım ki artık hiç kimsenin bu duruma düşmeyeceğini müjdeleyen bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Komşu ülkemiz Bulgaristan’da yaşam şartlarının pek de iyi olmadığını bilirsiniz. Pek çok Bulgar vatandaşı ülkemize gelerek, özellikle turistik bölgelerimizde sezonluk çalışır, sezon bitince ülkelerine geri döner.

Namusuyla para kazanan Bulgarlar gerçekten çok çalışkandırlar. Ayrıca hem Türkçeyi biliyor olmaları hem de Rusçayı ana dil gibi konuşmaları Türkiye’deki işverenler için çok büyük bir avantajdır. Tabii bu avantaj, işverenlerin ücret politikalarına da yansır. Bulgarlar, Rusça bilen Türklerden daha düşük bir ücrete çalıştırılabilir.

İşverenler, gazeteye eleman ilanı verdiklerinde, bu ilana gelen her başvuruyu –doğal olarak- değerlendirirken, bazı istisnai durumlarla da karşılaşırlar..

Bulgaristan’dan arayan, Türkiye’de para kazanmak isteyen genç kızlar arar. Ve hikaye burada başlar..

Genç kız, önce işverenin güvenini kazanmak ister. İyi ahlaklı, temiz bir aile kızı olduğu imajını verir. Birkaç gün sonra Türkiye’ye geleceğini müjdeler.

Bulgaristan sınırını geçmek üzere bir otobüse biner. Yola çıktığını haber verir. Otobüse bindiğinde kendisine imzalatılmak istenen konkordatodan haberdar eder sizi..

“Ülke sınırından çıkmam için şu kadar paraya ihtiyacım var. Eğer o olmazsa Türkiye’ye gelemezmişim” O kadar yolu aşmış olan kıza “Geri dön” demeye gönlünüz elvermez, şuana kadar para konusunu hiç açmamış olan bu kıza güveninizden dolayı ihtiyacı olan parayı göndermeyi aklınızdan geçirebilirsiniz..

Sakın böyle bir şeyi aklınızdan geçirmeyin!

Çünkü.. Hikâyenin gerisi şöyle devam eder…

Genç kız, gönderdiğiniz paraya minnettar kalır. Ancak o da ne.. Büyük bir talihsizlik.. Kız sınırı geçerken parasını çaldırır!

Ve ülke sınırını geçecek parası olmadığı için sınırda mahsur kalır. Bir kez daha para göndermezseniz kız çıkamaz..

Kız sınırda, polislerin kendine güvenmemesinden dolayı hor görülür. Defalarca Türkiye’ye fuhuş yapmaya gitmediğini açıklamaya çalışsa da, sınırda görevli olan, kendi ülkesinin vatandaşı polis memurlarına durumu dinletemez.

Sizin vicdan hesaplaşmanız başlar bu kez.. Bu kız, hani şu temiz aile kızı, Türkiye’ye namusuyla üç beş kuruş para kazanmak uğruna gelmek isteyen kız… Ya sınırda başına bir felaket gelir de hayatı kayarsa…

Hayatı kaymaz.. İstisnalar var mıdır bilemem.. Ama sınırda görevli polis memurlarımıza sorarsanız, alacağınız tek cevap “Dolandırıldınız” olacaktır.

Hem de bu polis memurları kendilerine o kadar güvenerek söyleyeceklerdir ki bunu, aklınız şaşacaktır.

“Hiç gazetelerden okumadınız mı, haberlerde izlemediniz mi? ” diyeceklerdir size..

Ve siz de.. Belki “İyi ki dolandırıldım..” diyeceksinizdir kendinize..

Çünkü çok daha vahimi, bir kızın hayatının sönmesine engel olamamak yiyip bitirmez miydi içinizi?

Aman.. Sakın inanmayın vicdan tacirlerine.. İşin içinden çıkamaz, "geçmiş olsun" ları dinlersiniz bir bir..