Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '09

 
Kategori
Tarih
 

Sınırdaki mayınların kaldırılması

Sınırdaki mayınların kaldırılması
 

Mayınları biz kaldıralım ve mayınlardan arınan araziyi kendimiz kullanalım...En doğrusu bu...



MAYINLARIN TEMİZLENMESİNDE "YAP İŞLET MODELİ"...

VE YAKIN TARİHİMİZDE KARŞILAŞTIĞIMIZ BAŞKA BİR "YAP İŞLET MODELİ"...


Suriye sınırındaki mayınların kaldırılması konusu, Türkiye gündemine geldiğinde siyasiler arasında, medyada ve kamuoyunda bir aya yakın bir süre tartışıldı.

Tartışmaların odak noktasını da, bu mayınların "yap işlet" modeli ile İsrail'e ihale edileceği teşkil ediyordu...

Tartışmaların başladığı ilk günlerde, bu ihalenin İsrail'e verilmesi konusunda o kadar kesin şeyler söyleniyor ve yazılıyordu ki, İsrailin bu konuya nasıl dahil edildiğini "anlamakta güçlük çektim" diyemiyeceğim; çünkü hala da anlamış değilim...

Neyse...Çeşitli ortamlarda bir ay kadar süren tartışmalardan sonra konu Meclis'e taşındı ve 4 Haziran 2009'da "Suriye sınırındaki mayınların kaldırılmasını öngören yasa tasarısı", TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.

Yasa, bazı teknik ayrıntıları olsa da, genelde üç aşamalı idi.

1. Mayınların kaldırılması işini, öncelikli olarak Milli Savunma Bakanlığı yapacak;
2.
Bu usulle olmazsa, Maliye Bakanlığı devreye girecek ve bu işi hizmet satın alarak yapacak;
3. Mayınların kaldırılması bu iki usulle de gerçekleşmezse, mayınlı arazi, mayınlardan arındırılması karşılığında tarımsal faaliyetlerde kullanma karşılığında ihale edilecek.

Konu ile ilgili tartışmalar, yasa kabul edildikten sonra da devam etti...Tartışmaların odak noktası, bu kez İsrail konu edilmese de aynı idi ;"Yap işlet modeli"...Bu modein can sıkıcı yanı da, bu ihalenin yabancı bir ülkeye verilmesi idi...

Şimdi, şöyle bir geriye dönelim ve bakalım, yakın tarihimizde benzer bir olayla karşı karşıya kalmış mıyız?


x x x


Yıl 1910...Osmanlı Dönemi :

Chester Projesi(imtiyazı)

Yukarıda adını verdiğim bu proje, Osmanlı Meclisi'nde gündeme geldiğinde(aynen günümüzde olduğu gibi) yoğun bir tartışmaya neden olmuştur...

Çünkü bu proje, yabancılara, Osmanlı topraklarında demiryolu imtiyazı alınma şansı sağlıyordu...

Projeye göre, demiryolu, Sıvas'tan başlayacak, Harput, Diyarbakır, Bitlis ve Van Gölü'nün güneyinden geçirilecek; buradan iki yöne ayrılacak, bir yönü Kerkük ve Süleymaniye'ye varacaktı. Diğer yönü de, Ceyhan Vadisi'nden geçerek Yumurtalık Körfezi'ne ve İskenderun'a uzatılacaktı.

Projenin(imtiyazın) sözleşme süresi 99 yıldı...2000 km. uzunluğunda olacağı tasarlanan demiryolunun her iki yanındaki 20 km.lik alan projeyi hayata geçirecek şirketin olacaktı. Demiryolu boyunca iki şerit olarak verilen arazi 80.000 kilometre kare idi...Ve bu alan içinde işletmeye açılacak "kurşun, bakır, gümüş ve arsenik madenleri; Musul ve Kerkük petrolleri" vardı.(1)

Bu projenin, geleceğin Ermenistan'ını hazırlamak gibi bir de siyasi yönü de vardı...Bu nedenle, Ermeniler'in de bu demiryolu hattıyla ilgili girişimleri olmuştur... Osmanlı Meclisi'ndeki Erzurum Milletvekili Karakin Pastırmacıyan, bir broşür yayımlayarak, Anadolu'nun kalkınması için bu orojenin desteklenmesi gereğini savunmuştur.

Ermeniler'in desteklediği bu demiryolu projesine iki Amerikan firması -Glascow ve Chester- talip olmuştur...Proje, mali gücü daha yüksek olan Chester Firması'na verilmiştir...Ancak daha sonra Chester, projede devleti zarara sokacak bazı değişiklikler yapınca, Maliye Bakanı'nın uyarısı üzerine Hükümet, projenin tekrar incelenmesi için geri istedi. Amerikan Şirketi de teklifi geri çekti.(2)


Yıl 1923...Atatürk Dönemi

Lozan görüşmeleri sırasında Chester Projesi tekrar gündeme geldi...Amerikan sermayesi, Musul petrollerinden pay kapma çabasında idi...Çünkü Amerika, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra petrolün değerini çok iyi anlamıştı.

Ankara Hükümeti ise, Batı'ya çeşitli mesajlar vermek istiyordu. Chester Projesi, bu anlamda bir fırsattı ve iyi değerlendirilmesi gerekiyordu...Çünkü bu sıralarda, Türkiye'nin de, ülkenin ve toplumun yeniden yapılanması için büyük bir parasal güce ihtiyacı vardı...

İzmir İktisat Kongresi'nde(17 Şubat 1923) İktisat Vekili Mahmut Esat Bey, Chester Projesi için "Türkiye'nin yabancı sermayeye ne kadar izin vermiş olduğunu ifade edecek bir şahittir" demiştir. Mahmut Esat Bey, ayrıca Anadolu Ajansı'na verdiği bir demeçte de, "Chester Projesi'yle ülkeye 400 milyon liralık bir yabancı sermayenin gireceğini ve halkımızın, hukuka ve ülkemizin kanunlarına uygun olan yabancı sermayeye düşman olmadığını"(3) bildirmiştir.


1923'te TBMM'nde onaylanan yeni Chester Projesi iki imtiyaz antlaşması içeriyordu...

Birinci antlaşma, Türkiye'nin doğusuna... Musul ve Kerkük'e uzanıyordu. Bu uzantıda 4.400 km.lik bir şerit içinde petrol dahil her türlü yeraltı kaynağının işletilmesini 99 yıl için Ameriakan Grubuna bırakıyordu...

İkinci antlaşma ise, Türkiye'ye tarım makineleri ve gereçleri ithalatının Amerikan Grubu'nun tekeline verilmesiyle ilgiliydi...


Sonra ne oldu?

Lozan görüşmelerinde, Musul-Kerkük bölgesinin Türkiye sınırları dışında kalacağının anlaşılması ve Ermeni sorununun suya düşmesi nedeniyle proje gerçekleşemedi...Öyle ya, Musul ve Kerkük ülke sınırları dışında kalacağına göre böyle bir proje antlaşmasına ne gerek vardı...


x x x


2009...Mayıs-Haziran

Yüzyıl öncesinde gündeme gelen bu proje, günümüzün konusu olan "Suriye sınırında mayınların kaldırılması projesi"ne benzemiyor mu?

Umarız, bu proje de, yüzyıl öncesinin "Chester Projesi" gibi uygulanma imkanı bulamaz...Sorunun, kabul edilen yasanın birinci ve ikinci aşaması çerçevesinde çözülmesi ülkenin yararınadır...

Acaba diyorum, Milli Savunma Bakanlığı bu işi beceremezse, ülkemizin dünya çapındaki büyük şirketleri bir araya gelip güçlerini birleştirerek, yasanın ikinci aşaması çerçevesinde Maliye Bakanlığı ile işbirliği yaparak bu mayınları kaldıramazlar mı?

En son okuduğum, Karamehmet, Kuzey Irak'ın mayınlarını temizliyor" başlıklı medya haberine göre, "Çukurova Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, Kanadalı ve İngiliz ortaklarıyla Süleymaniye(Kuzey Irak) Bölgesi'nde oluşturduğu petrol havzasının bütün mayınlarını temizliyor!..."(4)

Demek ki oluyor!...

"Tarih tekerrürden ibarettir" sözünü boşuna söylememişler...Yüzyıl önce, "Chester Projesi"; yüzyıl sonra "Mayın Kaldırma Projesi"...


cdenizkent

______________ :

(1) Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'deki Siyasi Partiler, Cilt III(İktisat Tarihi), 1989, s.358
(2) Niyazi Berkes, İkiyüz Yıldır Neden Bocalıyoruz, 2.b., 1965, s.91
(3) A.Gündüz Ökçün, Türkiye'de İktisat Kongresi-1923, 2.b., 1971, ss.11-17
(4) Sabah Gazetesi, 11 Haziran 2009, s.10(Meliha Okur, Köşe Yazısı)
 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..