Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sinirlenmezsem olmaz, üzülmezsem olmaz!!

Sinirlenmezsem olmaz, üzülmezsem olmaz!!
 

Üzülme (görsel alıntıdır)


Güzel Türkiye’min sorunları her geçen gün dağ gibi büyüyor. Karnınınız tok, sırtınız pek olsa da yetmiyor, mağdur insanların sorunlarını bazen kendi sorununuzmuş gibi algılayıp, onlardan daha çok üzülebiliyorsunuz. Ülke hainlerini izledikçe “Ben bu günleri de görecek miydim.?” diyorsunuz. Ben çocukken anneannem bana “Kızım, ahir zamanda şunlar olacak, bunlar olacak “ diye anlatırdı. Ben de, çocuk aklımla ahir zaman kullarına pek acırdım , “İyi ki ahir zamanda doğmamışım.” derdim kendi kendime.  Rahmetli anneannemin bütün dediklerinin teker teker, çıktığını gördüm. Meğer ben de bir ahir zaman kuluymuşum.

Eskiden insanlar bu kadar ağır vergi yükü altında ezilmiyorlardı, şimdi adımınızı atsanız vergi, tuvalete gitseniz en az 1 TL. Özal döneminden beri insanlar vergi yönünden inlemeye başladılar. İşini bilenleri, hayali ihracat yapanları, rüşvet yiyenleri, hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşanları saymıyorum tabii..

Eskiden sağlık sistemi de bedava idi, canı isteyen özel doktora giderdi ama ilaç, hastane bedava idi. Şimdi sağlık sistemi tam bir zombi sistemi, emeklilik ise bir hayal, özellikle kadınlar açısından.

İnsan ömrü uzadı diyorlar, televizyonlardan izliyoruz, akademik kariyer sahibi insanlar, gençler, çocuklar erken yaşta kalp krizi geçiriyorlar. Neden derseniz, yaşamın bu kadar zorluğuna, stresine insan bünyesi dayanmıyor.

İşten kovulmalar zirve yaptı. Soma’da 2800 maden işçisinin işine son verildi, gazeteciler sürekli işten kovuluyorlar, herhalde hiçbir devirde gazeteciler bu kadar çok işten kovulmamışlardır.

Gençlere bakıyorum, hedefleri kalmamış. İş bulamayanlar, bulsa da lise mezunu ile üniversite mezununun aynı parayı alması, okuyanları kahrediyor. Gençler kendilerini eğlenceye vermiş, para biriktirelim, şunu yapalım, bunu yapalım gibi hedefleri yok. Zira ellerinde para yok, azıcık parayı da stres atmak için dışarıda harcayarak geçiriyorlar.

Evlilikler yürümüyor, 50 senelik evli insanlar boşanıyorlar, kimsenin kimseye tahammülü kalmamış.  Zengini de aynı durumda, fakiri de aynı durumda. Aile kurumuna tahammül kalmamış. Kadına şiddet zirve yaptı, adam öldürmeler, intiharlar entelektüel kesimde çok arttı.

Eskiden yaşlılar evde otururdu, çocukları hizmet ederdi, şimdi 70 yaşında kadınlar sokakta çalışıyorlar bir de mağdur durumda olan yakınlarına sahip çıkmaya çalışıyorlar.

Kocalar aile bakma kapasitesine eskisi gibi sahip değiller, para olmayınca ne yapsınlar.

Böyle vicdansız bir sisteme nasıl geldik, bilemiyorum.  Ortalık kaos ortamı. Her taraf papatyalar gibi Suriyelilerle dolu, maalesef anneler, çoluk çocuk dileniyorlar.

Televizyon programları evlere şenlik, ne kadar absürd program varsa televizyonlarda.

Yeni yetişen çocuklar acaba hangisi bizim gerçek Türkçe dilimiz diyecekler. Yarı İngilizce, yarı Türkçe konuşmalar, kırık Türkçesiyle televizyon programları yapanlar, kelimeleri yayarak konuşanlar,  yılış yılış spikerler, sunucular. “ İmdat” diyorum ama duyanım yok ki…

Ülkenin polisinin, subayının, savcısının, hakiminin, can güvenliği yok,  Güneydoğu’da PKK ipleri eline geçirmiş, kamu görevlilerini tehdit ediyor. Kafalarına göre Kürdistan diyorlar da başka bir şey demiyorlar.  Kürdistan adına yol kesmeler, adam kaçırmalar, vergi toplamalar, hop dedik yani, nereye gidiyoruz?

Birileri çıkmış “Toplum Abdullah Öcalan’ın hapishaneden çıkmasına hazır.” Diyor. Hangi toplum, rüyanda mı gördün, bana mı sordun ? Bu kadar hain hangi ülkede yetişti, bir bilen var mı acaba?

En acısı da ülkemizin subaylarını, polislerini birbirlerine kırdırdılar.  Zil takıp oynayanları, insanlarımızı bu hale getirenleri Allah’a havale ediyorum.

İnşallah “ Sonumuz hayırlı olur, adaletli bir sistem, insana değer verilen bir sistem ülkemize geri gelir, ülke hainlerinin de aklına biraz akıl düşsün” diye ümit ediyorum.

Sevgiyle kalın, güzel günler sizin olsun.

Sibel Koçarslan

                                                             

 
Toplam blog
: 627
: 3456
Kayıt tarihi
: 11.06.11
 
 

Kendi halinde yaşayan doğa tutkunu, sıradan bir vatandaş. İnsanların dış güzelliğine değil iç güz..