Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '09

 
Kategori
Şiir
 

Sınırsız sevgiye gönül verenler

Sınırsız sevgiye gönül verenler
 

Açılın !
Geniş kanatlı karanlıkların
Ardında ki kapılar,
Dünyadan geliyorum
Size haberlerim var,
Güneşi tutulmuş dünyanın
Ayı tutulmuş,
Kan gövdeyi götürüyor,
SEVGİ TUTULMUŞ,

Diyerek çıktım yola, sevenlerin diyarından gelerek,
dünya aynasında kendimi görecek, dünyaya sevgiyi
getirenlerden olacaktım,
ne yazık ki, kırık suretlerde aynalar,
sır yırtık insan yitikti.
acı, kan, haksızlık kokuyordu her yanım,
on yaşımın ilk şiiriyle, sesleniyordum,
ilk okulumun, sınıfına,
"yıl1960, yirmiyedi Mayıstı,
vatan uğruna herkes, canını feda etti,
ablam desem yaralı, ağbeyciğim şehittir,
kalplerde yanan ateş sanki bir cehennemdi,
vatan kanlı bir çeşme olmuştu şehitlere"
elimden tutan öğretmenim, bana, anlamını bile
yeterince kavrayamadığım "şair Şerife" adını koymuştu,
yaşamımda duygu dünyamı orada bulacağım ve duygunun
pahalı faturalarıyla epey alacaklı olacaktım hayattan.
ilk mürşidim, kulaklarımda hala sesini duyduğum,
söyledikleriyle, kulaklarıma, yaşımdan ağır küpeler takan
sevgili babam Cemal Karaçayır, bana yaşıma ağır gelen
derslerini verecekti söylediği hayatı sorgulayan anlamlı sözlerle,
"hatıra ile biter bütün ömürler/fanidir gördüğün bunca diriler,
yaşamak tatlıdır, varsa servetin/ölümdür yoksula yaşamak çetin,
kırık dökük bir şeyler bende yazdım/yoklukla didinmekten elbette bezdim, /
inşallah sizler istikbal bulur, /işte son sözlerimin hepsi budur"diyen
felsefe derslerimin ilk filozofu can babam.
yaşıma ağır gelen, ne anlamlar yüklemişti bilincime.
aldığım başarılı karneme sevinerek, dolmakalem koleksiyonundan
seçtiği, en sevdiği dolma kalemi bana, karne ödülü olarak verip,
yazma tutkusunun, mürekkebini yüreğime kaçıran bilge babam,
ruhun şad olsun.Türkiyenin kara yazgılarının yazılmaya başlandığı,
yıllara denk gelen doğumum, yaşam adına hep mücadele sunacağını
nerden bilebilirdim.
Benliğimin uzayına yaptığım binbir seferlerin birinde, denk geldi yolum
dünya gezegenine, ne idi suretimi buraya düşüren derslerim?
bilseydim eğer, bu dünyaya inermiydim?Gözü kara yüreği pek olmanın
cesur yolculuğunda, büyük keşiflerim oldu, dibe her vuruşumda,
bazen vurgun yedi ciğerlerim, soluk yerine acı aldım, bazen çaresizliğimin
acillerinde kaldım, ÇARE!diye bağırdıkça, yankımı cevap sandım,
sağır dağlara çarpan da bendim, cevap veren yine bendim,
kaçtığım kendim miydi?duyduğum sesim miydi?yaptığım onca savaş,
hiçlikte seyrim miydi?Bu dursuz, duraksız, acımasız, soluksuz,
yaptığım seferlerim kendimi keşfim miydi?
İsyanlarım oldu, hüsranlarım oldu"yeter! " dedim, "sen istedin dedi, hayatın dümenini
elime veren ses, esareti, cesaret yapmayı istedin, ben de işte dünya dedim"dedi.
çıkış haritası yok mu üstad"dedim" var iyi dinle, itiraz etme" dedi.
ekledi, "NE VARLIĞA SEVİNİRSİN, NE YOKLUĞA YERİNİRSİN, İKİYİ ÖYLE BİR EDERSEN
çıkış kapısı kendiliğinden açılır sana, kollarını çevirirsin kanada, havalanırsın sonsuza,
işte bunun adına ÖZGÜRLÜK denir, bu USTALAR dünyada gendine gelir, uyanış acıdır
rüyadan, ayrılmak zordur, ACIYA alıştığın alışkanlığından, hadi, soyun,
yık dünyanın yalanlarını, dolanlarını, savaşlarını kanlarını Neyzen Usta'nın sol beynini
yakanlarını, al neyin ile meyini, üfle tüm kalleşliklere cesaretini, okyanuslar kaybolsun
girdabında, yırtılsın dünyanın yalan perdesi, açılsın gönül gözleri, seyretsin isteyenler
kendini, HAKİKAT AYNASINDA"""öf beee!"tüylerim diken diken olmuş, dilim tutulmuştu,
yine sert bir nefesle sarsıldım, "hadi şimdi toparla kendini, bırak şimdi olumsuz herşeyi,
acı anılarından arındır, ağlayan hücreleri, bağışlamanın ne büyük bir erdem olduğunu
öğrenmen, sen istersen fazla zaman almaz, sal gitsin seni saran tüm acılar, gitsin ki,
uçuşta seni yere çekmesin ağırlıklar, yer çekimine meydan okumak kolay mı ?
hastalık ve acılara yenik düşmek hiç bir şey, o sırada duygulara hakimiyet bir zafer"
dedi.Doğruldum, ayağa kalkmak istedim, zorlandım belimin ağrısı, kalkmamı engelliyor ,
ıstırap veriyodu."Çektiğin ağrı, biriktirdiğin acılar, şimdi kalk ve her gün acıyan hücrelerine
SEVGİYLE şifa gönder, gönder ki, hafifle, uçuşun kolay olsun" dedi.Birden bire beynimin hücreleri
ışıdı adeta, acının bana oynadığı tuzakları bir bir çözüyordum sanki..."içinde bir acı beden var
herkesin, bu beden acılarla beslenir, hep senden acı ister, seni kendine bağımlı kıldığı için,
çözemezsin, sana hazırladığı tuzakları, onun ilizyonunu çözdüğün gün, acının kulağına karsuyunu,
kaçırmış olursun, o artık iflah olamaz senin BİLİNÇ IŞIĞINDA, görmüyormusun, TV.leriniz,
salya sümük proğramlarını, acı bedeninize yakıt veriyor, herbirinizi, acıya bağımlı kılıyor,
acı düşüncelerin girdabına sıkışmış, acı yazıyor, acı okuyorsunuz, şarkılarınızda acıyı yücelterek,
acıdan geçmeyen ne şarkılara şarkı dedinizne şiirlere şiir"bir kez daha sarsılmıştım, giderek
bilinç ışığımın voltajı yükseliyordu"çok haklısın anlamında başımı salladım ve ruhum kalemime
bir e-mail yolladı"Eğer bilebilseydim/hücre belleğime/biriken acılardan/arınmanın, bu kadar zor olduğunu
sevinçlerimi biriktirirdim, hücremin bellek bankalarına"ve o gün dostlar, ACI nın üstüne, ışıkla kocaman
bir çarpı çizdim, dünyaya gelişimi anlama idirakim açılmıştı, uzun süren acıyı bal eyleyen iç çalışmalarla
hücrelerimi acıdan özgürleştirme çalışmaları yaparken, insanlar benim, kendilerine iyi geldiğimi, onların,
acılarına dokunarak iyi ettiğimi keşfettiler.Gerçekten de öyle olduğunun farkındaydım bende.
Bazı arayışda olan insanlar, bana tepeden bakarak"sen REİKİ mi aldın?nerden aldın?, kaç dolar verdin?"
diye soruyorlardı, bende "hayır, bilincim üzerinde çalışıyorum"hem everenin enerjisi satılır mı?
Anadolumuz erenler, evliyalar kaynıyor"dediğimde, beni şifacıdan saymıyorlar, illa, bu piyasanın arkasında
birilerine para vermeyince kabul etmiyorlardı, benimde çok umrumda değildi, zira bu tür şeylerin, saflıkları
yitirilmiş, geliyordu bana...
Tüm acı kaydı olan şarkıları, belleğimden silerek "Bu dünyada ki en mutlu kişi mutluluk verendir, bu dünya da ki
en bilge kişi, acıya gülendir, bu dünyada ki en soylu kişi sevmeyi bilendir" diyen insana ruh sağlığı kazandıran
her şeye yüzümü, yönümü dönerek, UMUT, SEVGİ, SEVİNÇ çiçeği olmaya güne bakanlar gibi olmaya kara vermiştim.İşte bu karardan sonra, yaşamım değişmeye başladı, hep mutluluğu, sağlığı, güzellikleri çekiyordum
hayatıma, çekim yasası diye kitaplar yazılıp duruyordu, halbuki bizim ATALAR geçtikleri yollara çoktan bu
işaretleri bize bırakmışlardı"kırk gün ne dersen o olur"sözlerinde rehberlikleri gizlemişlerdi , biz önce özümüzden uzaklaştık, özümüzü unuttuk,
şimdi unuttuklarımızı satın alıyoruz, bu da bizim BİLİNÇ sınavımız, alanların kalbi boş, cebi dolu demekki.
Eveeeet sevgili dostlar yaşam yolculuğum beni yaklaşık, bir yılı aşkın bir süredir sizlerle buluşturdu.
Amacım ACIYA açtığım savaşı, burdan şiirlerimle, yazılarımla, sizinle paylaşacak hep umudu yazacaktım.
Mevlananın UMUT kapısının eşiğinde, hiç usanmadan, umuda şiirler yazıp, karartma altında ki acılı dünyamıza
bu duygularla hizmet edecektim.Bu yıl yeni yıla girerken, evrenin yaratan enerjilerini kuşanarak tüm kalbimle
"Tanrım beni sevenlere yakın kıl, doğru yer, doğru zaman, doğru insan, doğru bilgi ve anlamlı eşzamanlar
içinde buldur beni bana, insanlara, yaşamlarında mucizevi değişimler yapabileceklerini, denediğim, yaşadığım
yolları anlatarak, acı bedenlerine nasıl şifa vereceklerini anlatma fırsatı ver"dedim.Hıdırellez de evrene yine
aynı dilek zarfımı attım, Akdenizin lacivert sularına.Para demedim, mal demedim, tapu demedim, insanların
uyanrak bilinçlenmesiydi tüm dualarım ve bir de sağlık.İşte yeni yaşımı idirak ettiğim Haziran ayı beni
beklenti durumunda olmadan saflıkla istediğim dilek ve niyetlerimle buluşturdu.Serçeşme anılarını size
yazmıştım, İstanbul'dan döndüğümde, açamadığım bilgisayarın teknoloji gazabı, üzüntü olarak beni kontrolüne
alamadı, sen, endişe bana hükmedemezsin diyerek sakinleştim ve açtım gönül yelkenlerimi Akdenizin lacivert
sularına, tüm yıldızlar, deldi gökyüzünü indiler yanıma, yakamoz seline tutmuştu beni gece, şaşırdım, "Ne anlama
geliyor gördüklerim" diye sordum, "size evrenden bir müjde var, yeni yaşınıza doğum günü hediyesi"dediler.
"hayırı haberleriniz var, evren dileğinize cevap verdi, Yapukay'ın kaleminden SINIRSIZ SEVGİ ÖRGÜTÜ kurucu
başkan seçildiniz"dediler.dilim tutulmuş, duygularımı çeviremez olmuştum, havai fişekler gibi parçalandı benliğim
gökyüzünde.Ağladım, Yapukay, yitmeyen insanları bir bir arayarak bulmuş, bir kilimin ilmeklerinde aynı dille
sevgi dokuyan insanları tesbit etmiş, analist beyniyle, açık bilinciyle aynı motifi ören ilmekleri bir araya getirmişti
inanılmaz bir duygu sağanağına soktu beniburadan kendisine, gerçek adını dahi bilmediğim sevgideğer koca yürekli Yapukayımıza teşekkürü bir borç bilirim.Koca yüreğinde ki sevgi evrenlere dar gelen, arslan cesaretli,
yufka yürekli bu güzel insana, ve siz sevgili S.S.Ö.Ü lerini saygıyla selamlıyor, kucaklıyorum.Ve "güzellik kurtaracak dünyayı"sözünü kalbimde ki umutla destekleyip, "gelsin tüm dünyaya hümanizm"diyorum.
sizleri acıyı besleyen yürekler yerine, umuda dönelim diyorum.ve bir şiirimde dediğim gibi,
"Kan oldu gözlerimiz, taş oldu yüreğimiz, kabus çağı mı bu geçtiğimiz, yoksa sırat köprüsünde miyiz neyiz(!)
her neredeysek yeter/bitsin artık geçişimiz/dünya otursun sevgi yörüngesine/mutasyona uğrasın/dehşetin, vahşetin genleri/sevginin şifresiyle yeniden kodlansın/tek bir dil konuşulsun/sevgi alfabesiyle/insanlar birbirlerinin yüreğini görsün gözlerinde."
"Bir bir kaybediyorlarsa değerlerini, /uzaklaşıp gidiyorlarsa ÖZLERİNDEN/bırakalım gitsinler/sevgiyi ÖZÇEKİRDEĞİNE geçiremeyenler, /belki de kabuk değişimimizdir gidenler.. "
Hepinize sonsuz, sınırsız SEVGİ ve SAYGILARIMI sunuyor, aldığım bu görevi, SEVGİ MİSYONUMU yılmadan,
sabır erdemiyle taşıyacağıma söz veriyor, kanada çevirdiğim kollarımla sizleri kucaklıyorum........

 
Toplam blog
: 137
: 586
Kayıt tarihi
: 05.02.08
 
 

Evrenin dilini çözmeye çalışan; sevenlerin diyarından, yeryüzüne sevgi elçisi olarak gelen, dünya ay..