Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '11

 
Kategori
Siyaset
 

Sır perdesi açılıyor! Osmanlıyı Türkleştiren Batı bugün neden tekrar Osmanlılaştırmaktadır? (1)

Sır perdesi açılıyor! Osmanlıyı Türkleştiren Batı bugün neden tekrar Osmanlılaştırmaktadır? (1)
 

Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör, duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz.


Batının hiçbir zaman “Türk”le bir derdi olmamıştır. Onların derdi “Müslüman-Türk”ledir. Bunu açıkça ifade ederek Osmanlıya karşı İngilizlerin bakışını değiştiren ve Türkleştiren! İngilizlerin Evanjelik başbakanı Gladstone, Avam Kamarası’nda elindeki Kuran'ı göstererek konuşmaya başlar, “Bu lanet kitabın takipçileri oldukça Avrupa’ya barış gelmeyecektir” -As long  as there were the followers of that accursed book, Europe would  know no peace- (1)

"...James Bryce, Francis Stevenson, Edwin Pears ve Arnold Toynbee bu silsilenin devam eden isimleri oldular. Dolayısıyla James Bryce’ı ya da Arnold Toynbee’yi tanıyabilmek için önce Gladstone' u ve fikirlerini tanımak gerekir.

Gladstone, Hıristiyanları tek çatı altında toplayarak Müslüman dünyaya karşı ortak hareket etmesini sağlayacak bir sistemin oluşturulmasım sağlamaya gayret etti ve bu sistemin temeline “Avrupalılık Ruhu” dediği bir yapıyı yerleştirmeye çalıştı.

Gladstone, oluşturmaya çalıştığı bu sistemi “Avrupa Uyumu” projesi olarak tanımladı.

Onun19. Yüzyılda gerçekleştirmeye çalıştığı Avrupa Uyumu, bu gün Avrupa Birliği organizasyonuyla hayat bulmuş durumda. (a.g.e,s.12) 

"William Ewart Gladstone’un dünyayı ve Türkleri algılamasının temelindeki önemli etkenlerden biri de Helenizm düşüncesiydi.

Yetiştiği aile ortamı ve okuduğu okulların üzerindeki etkisi nedeniyle William Ewart Gladstone iki kutuplu bir dünyaya inanmıştı. Kutbun birinde temelinde,

-Helen ve Roma kültürlerinin bulunduğu medeni Hıristiyan devletler, diğerinde ise geri kalmışlığın temsilcisi olan

-İslamiyet ve Türkler bulunuyordu. (a.g.e, s.88) ....Gladstone yaptığı ajitasyonla bütün Hıristiyanları Türklerle mücadele etmeye çağırıyordu.

Gladstone’un bu çağrıları bütün dünyadaki Türk karşıtlarını harekete geçirerek Türkler aleyhine yazılar yazmalarına sebep olmuştu.

-İngiltere’de Charles Darwin ve Oscar Wilde;

-Fransa’da Victor Hugo ve halkçı Girardin;

-İtalyada Garibaldi;

-Rusyada Dimitri Mendelev, Dostoyevski, Tolstoy, Turgenyev, Ivan Aksakov, Gareshin ve Makovsky Türk karşıtı yazarlardan bazılarıydı.’

Bu isimlerden en fazla dikkati çeken ise Charles Darwin'di. (a.g.e, s,177)

Darwin, 3 Temmuz 1881 yılında arkadaşı W. Graham’a gönderdiği mektupta Türkler hakkında şu düşünceleri ileri sürmüştü: (a.g.e, s.179)

-"Doğal seleksiyona dayalı kavganın, medeniyetin ilerleyişine sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve sağlamakta olduğunu gösterebilirim. Düşünün ki, bir kaç yüzyıl önce Avrupa Türkler tarafından istila edildiğinde, Avrupa milletleri ne kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya gelmişlerdi, şimdi ise bu çok saçma bir düşüncedir.

-Avrupalı ırklar olarak bilinen medeni ırklar, yaşam mücadelesinde Türk barbarlığına karşı galip gelmişlerdir. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, bu tür aşağı ırkların çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından yokedileceklerini görüyorum." (Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, cilt 1. New York, D. Appleton and Company, 1888. s. 285-86 )

"...Gladstone ve arkadaşlarının (Osmanlılar katliam yapıyor!) propagandasının doğruluk deresini görmek için Türkiye’ye gelen İngiliz subayı Fred Burnaby bu çelişkili durumu anılarında şöyle ifade ediyor:

-“Gladstone, “Katliam Dersleri”, başlıklı risalesinde Türk insanına karşı kullandığı ağdalı dille insanlarımızın zihinlerinde öfke şimşekleri çaktırdığı halde, Rodop Heyeti’nin, "Bulgar'ın savunmasız Müslüman Türkleri Katletmeleri" (2) ortaya çıkardığı cinayetler hakkında söyleyecek tek sözü yoktur şimdi”

Gladstone’un tutarlı olmayan davranışlarını eleştirenlerden biri Karl Marx’ tı.

Marx, Batı uygarlığı için büyük tehlike olarak gördüğü Ruslarla İngiltere’nin işbirliğine girmesini tehdit olarak algılıyordu. (a.g.e, s.180)

“Tarih geçmişin bugüne tuttuğu bir aynadır.  O ayna içinde doğrular yanlışlar, hatalar, haksızlıklar, haklılıklar aynı pota içinde yansır durur. Bu bakımdan tarihsel mirasın verimlerinden faydalanmak, günceli değerlendirmek açısından son derece büyük fayda sağlar...

-İçinde yaşadığımız yıllarda İslam coğrafyasını İlgilendiren yığınla olay meydana geldi.. Sayısız doğrular sayısız yanlışlarla karıştı. Nice haksız durumlar yaşandı.. Müslümanlara yönelik baskılar hâlâ sürüyor.. Ve coğrafyamız susuyor..

Tarihe döndüğümüzde geçmişin münbit ovasında ne kadar zorluk içinde olunursa olunsun haksızlıkların karşısında asla susulmadığım görmekteyiz..

Bunun en büyük örneği de Osmanlı devletinde görülüyor..Yani denilebilir ki Osmanlı çerçevesinde bir Bosna-Hersek katliamına susulmazdı.

Osmanlı’nın haksızlık karşısında takındığı tavır elbet, haklılığı sadece ve sadece kendinden yana gören batıyı huzursuz etmişti tarih boyunca..

Bundan dolayı Osmanlı’nın yıkılması konusunda ellerinden geleni ardına koymamışlardır..”(3)

Yaklaşık 150 yıl önce üzerimizde oynanan,“Büyük Oyun”un perdesini hafifçe bilgi kırıntıları vererek araladık ve sızan ışıklardan ipucu vermeye çalıştık...

Bakalım perdeyi açıtığımızda karşımıza içerisinde bulunduğumuz durum ile ilgili ne çıkacaktır?

Devam edecek...

www.canmehmet.com

Yorum ve cevaplarının daha hızlı yayınlanmasını isteyenler, kişisel, www.canmehmet.com  web sitemizdeki yorum seçeneğinden yararlanabilirler.

(1)“Büyük Oyun”, Prof. Dr. Taha Niyazi Karaca, s. 302)

(2) Justin McCarthy, 1821 - 1922 yılları arasında yaklaşık beş buçuk milyon müslümanın Avrupa'dan sürüldüğünü ve beş milyondan fazlasının öldürüldüğü ya da kaçarken hastalık veya açlık sonucu öldüğünü tahmin etmektedir. Etnik temizlik, 1820'li - 1830'lu yıllarda Sırp ve Yunanlıların bağımsızlığı kazanmalarının, 1877 - 1878 yıllarında 93 Harbi'nin, 1912 - 1913 yıllarında Balkan savaşları'nın, I. Dünya Savaşı ve sonrası sırasında Ermeni isyanları ve çeteleri ile Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'nun Yunanistan tarafından işgali sonucunda meydana geldi. Michael Mann, 1914 Carnegie Endowment raporunda bu eylemlerin Avrupa'da daha önce görülmemiş muazzam ölçüde cani etnik temizlik olarak tanımlandığını aktarmaktadır. (vikipedi)

 (3) “Osmanlı’nın bozgun yılları”, Hastanın Başucunda Kırk Gün Kırk Gece, Stephan Lauzan. Yazar, 1913 Yılında İstanbul ve cephelerde gördüklerini aktaran Fransız savaş muhabiridir. Parça kitabın önsözünden alıntıdır.   

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..