Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '12

 
Kategori
Güncel
 

Sıra Atatürk’ün yargılanmasına kadar gelecek mi?

13.Nisan.2012

Haçlıların piyonu olmayalım---SAVAŞA HAYIRRRRRR!

 CHP’nin son Gurup toplantısında Sayın Kılıçdaroğlunun neler söyleyeceğine dikkat kesildim. Kafamdaki sorulara yanıt almak istedim açık söyleyeyim umduğum konuşma olmadı.

Konuşmasındaki konular da  (iNÖNÜ Kuranı yasakladı, Haberal, Meral Okay’ın ölümünün ardından yandaş basının sözleri)çok önemliydi ama onlara daha az zaman ayırıp esas güncele dönebilirdi.

Türkiye’nin emperyalist güçler tarafından belirlenen senaryo gereği, büyük bir tehlikenin içerisine itilerek parçalanmak istendiği karanlık günler geçirmekteyiz.

Böyle zor günlerde cumhuriyeti kuran parti olan CHP den etkili muhalefet beklemek elbette partiye gönül vermiş herkesin hakkıdır.

Ne yazık ki beklediğimiz olmadığı gibi CHP nin temel değerleri olan Atatürk ilke ve devrimlerine ters düşen söylemlerin parti içerisinden bazı yönetici ve milletvekillerinin ağzından kamuya yansıması bizleri son derece üzmektedir.

 Görevi, üniter devleti, Cumhuriyeti, siyasi ve ekonomik bağımsızlığı, Cumhuriyet kazanımlarını, laikliği, milli eğitim ve öğretimi korumak iken AKP ile neredeyse aynı sözleri söylemektedir. Atatürk ve ilkeleriyle, İnönü devriyle uğraşmaktadır.

Cumhuriyet Halk partili en küçük bir üyeye dahi yakıştıramayacağımız sözleri üst düzey yöneticilerden duyuyoruz.

Birkaç tanesine bakalım.

1-CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin: “Kürtlerin talepleri haklı ve yerine getirilebilir,  Kürt sorununun çözümü için parlamento yapısı çok uygun. Diyor, diyor da ;

Parlamento nasıl uygun? AKP çoğunluğu ve BDP iş birliği ile mi? Tabi bunlara bir de CHP içindeki destekçileri katarsak… Böyle mi uygun olacak sizce? Bu parlamentodan CHP hangi önergesini geçirebiliyor da Sn. Tekin böyle konuşuyor.

Kürtler ne istiyorlar? Öteden beri istedikleri ve şu son günlerde BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Türkiye Suriye’ye saldırırsa bölge Kürtleri top yekûn ayaklandırılacak ve Türkiye’nin tüm güney sınırları resmi olarak Kürdistan olacak”. Diyor

Yani siz, Sayın Tekin, Türkiye’nin bölünmesini mi istiyorsunuz? Biz yanlış anlamış olabiliriz o zaman lütfen açıkça ne demek istediğinizi anlatır mısınız? Yuvarlak cümleleri anlamıyoruz.

Öte yandan bir hanım milletvekilimiz üstelik Prof. ünvanlı 4+4+4 eğitimi desteklediğini açıkça söylüyor. Milli Eğitimden kopmak, çocukları Ortaçağ karanlıklarına yönlendirecek ve Sayın Başbakanın istediği gibi dindar ve kindar gençlik yetiştirilmesine çanak tutuyor. Atatürk ve onun temel ilkelerine ihanet değil midir bu?

Gelelim Merkez sağdan kopup CHP Parti Meclisi'ne giren 'Teklif Sayın Kılıçdaroğlu'ndan geldi. Üstadımı kıramazdım' diyen Sn. Bülent Kuşoğlu’na;

 Zaman gazetesine verdiği röportajda ‘Tekke ve zaviyelerin kapatılmasının toplumu yozlaştırdı. Şu anda toplumu kültür ve inanç konusunda besleyecek bu damardan yoksunuz. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var, yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir. Tekke ve zaviyeler, çağdaş kurumlar olarak tekrar benimsetilmeli. Bunlar irtica yuvaları mı? Yok, öyle bir şey, tam tersine kültür yuvaları…” diyor.Bu nasıl kültür yuvalarıdır ki  Kubilay’ın başını kesip ,Madımak’ta aydınları yakmışlar.

Oysaki Atatürk, Kastamonu’da 30 Ağustos 1925’te söylediği bir nutukta;

Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır." Demişti.

Bir örnek daha; Genel Başkan Sn. Kılıçdaroğlu  Kürecik'te” meclis denetiminden kaçırılarak özel anlaşmayla kurulan radar için "ABD ve İsrail'e hizmet ediyor, güvenliğimizi tehlikeye sokuyor. Diyorken Sn. Faruk Loğoğlu ise farklı olarak, bu anlaşmanın imzalandığı gün, "Şahsi görüşüm, füze kalkan kararı olumlu, Türkiye bakımdan yerinde bir karar" diyor.”

CHP den yükselen bu farklı sesler halkın CHP ye olan güvenini sarsmaktadır.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Son bir tane daha söyleyeyim,

Cumhuriyetten rövanş almak isteyen birileri cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarına yeniden paye vermek için adlarına paneller yapıp, sokaklara isimlerini vermeye kalkarlarken yine CHP den ses yok. Hatta üstüne üstlük Sn. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Atatürk’ü koruma kanununun kaldırabilir liginden söz etmesi halk üzerinde kötü etkiler bırakarak CHP nereye gidiyor deniliyor. Bence vatanın şu durumunda CHP tamamıyla Atatürk ilke ve devrimlerinin antiemperyalist kimliğine dönerek kendisinden bekleneni yapmalıdır. Halk bunu bekliyor.

Suriye ve Türkiye

Türkiye yakın zamana kadar dost olduğu Suriye’ye haçlıların piyonu olarak savaş açacak mı?

Zaten içeride bir savaş var, her gün, bir veya birkaç şehit veriyoruz Türkiye’de bir yerler alev, alev yakılıyor. Cumhuriyet tehlikede, ılımlı İslam’a doğru gidiyoruz. Daha da öteye gidersek Türkiye parçalanmak üzere CHP bu konuda neden etkin politika yapamıyor halka gerçekleri anlatmıyor?

AKP nin Amerika taşeronu gibi ülkeyi adım, adım felakete sürüklediği şu günlerde ülkeyi kurtarmanın tek yolu kalmıştır. O da, CHP nin derhal güçlü ve demokratik halk muhalefetini oluşturması, meydanlara çıkması, ülkeyi Ortadoğu bataklığına girmekten kurtarmasıdır.

Demokrasi, özgürlük götüreceğim diye Irak’ta, Libya’da dünyanın birçok yerinde katliamlar yapan milyonlarca Müslümanın kanını döken Amerika kendi çıkarından başka ne düşünmüştür?

Bugün Suriye’de halkın bir kısmını Esat’a karşı kışkırtan ve orada kan döküldüğünü söyleyenler Yugoslavya parçalanırken Sırplar Müslümanları kurşuna dizip, kadınların ırzlarına geçerlerken neden sadece seyir ettiler de, müdahale etmediler ha?

Çünkü orada Ortadoğu’daki çıkarları olamaz da ondan.

Başbakan Erdoğan sınır ihlali var diyor ve bunu savaş sebebi sayıyor. Yıllardır PKK belasını bağrında besleyen Barzani ve Kuzey Irak yönetimi bunları içeri salarak veya buna göz yumarak sınırlarımızı ihlal etmiş olmuyorlar mı?

Yine sayın başbakan “şu anda 25 bin insan benim ülkeme sığındı. Bunların bize şu andaki maliyeti 150 milyon doları buldu” diyor.

Kendi söküğünü dikemeyen terziye benziyor. Van depreminde evsiz kalan binlerce vatandaşımız soğuktan titrerlerken komşudan kaçanlara bu ne rağbet?

28 Şubatla hesaplaşma

Yine sabaha karşı baskınlar ve toplamalar yapıldı.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Gelişmeleri beraber takip edeceğiz. Türkiye, yakın siyasi tarihinde, geçmişinde yaşamış olduğu ve demokrasisini belli periyodlarla kesintiye uğratan olaylarla yüzleşmek durumundaydı. Bunlar yaşanıyor.” Diyor.

İnsanın aklına hemen şu geliyor, geçmişle yüzleşmek acaba nereye kadar varacak?

Bu gidişle görülüyor ki  hilafeti yıkıp cumhuriyeti kurduğu için  sıra Atatürk’ün yargılanmasına kadar gelecek. Acı ama durum bunu gösteriyor.

CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu’nun Adalet intikam duygusu ile aranırsa orada adalet olmaz." Sözlerine gönülden katılıyorum.

Bunun örneğini Silivri’de görüyoruz.  Ordumuzun güzide subayları, aydınlarımız, seçilmiş milletvekilleri ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek savunma hakları ellerinden alınmış şekilde, sahte delillerle mahpus tutuluyorlar.

Bu insanlar ne yapmışlar ya? Devleti, hükümeti yıkmak için planlar yapmışlar veya düşünmüşlermiş. Fiili bir hareket yapmışlar mı? Yok. Darbe mi yapmışlar elbette hayır. Sadece planlamışlar güya. Bunların doğru olmadığını delillerle ispat etmek isteyenlere bu hak tanınmıyor.  İşin enteresan yanı bunların çoğu güvenlik toplantılarında devletle bir masada oturmuş, çalışmış kişiler. Öte yandan Türkiye’yi resmen bölmek isteyenler bunu gizlemeden Güneydoğu Kürdistan olacak diyorlar. Bunun için ellerinden geleni yapıyorlar ve onlara hükümetten tık yok. Hayret ki hayret.

 Amerika’nın Suriye ile savaşa girmemizi istemesi, hem Türkiye için hem de dünya için tehlikedir. CHP bu gerçeği tüm kadroları, örgütü ile halka anlatarak, yanına alarak tarihi misyonunu geç kalmadan yerine getirmelidir. Zira ufukta iktidar tarafından harp zamanı partilerin kapatılması görülmektedir. Bu iktidardan her şey umulmalıdır. Osmanlı döneminde unutulmayacak bir şey var ki o da, kendi iktidarı için öz oğlunu bile boğduranlar, kardeşlerini katlettirenlerin olmasıdır.

Son olarak ülkemize kendi ellerimizle  kıymayalım akıllı davranalım diyorum. Birlikten güç doğar. Güçsüz kalmış Amerika’ya, onun taşeronu olmamak adına ve tüm emperyalizme karşı mücadele için el ele verelim.

Tünay Süer

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..