Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Sıra dayağı yemediniz mi?

Sıra dayağı yemediniz mi?
 

ABD ile ilişkilerde dünden tek fark, öncelik sırasındaki değişikliktir.

Ya siz hiç sıra dayağı yemediniz, ya da diplomasiyi bilmiyorsunuz...

Sıra dayağı...
Öğretmen tahta cetvel ister. Birileri hevesle uzatır cetveli öğretmene.

Öğretmen, cezalıları sıraya dizer ve baştan başlar. Sizden öncekilerin ellerine şap şap cetvel inerken, siz beklemeye devam edersiniz. Bir yandan korkarsınız, bir yandan da kıkırdarsınız gizlice. Önceleri komik olan arkadaşlarınızın tepkileri ve acıyla bağırmaları, sıra size geldikçe yerini endişeye bırakır. Size sıra yaklaştıkça endişeniz artar.

ABD’nin öncelik sırası değişti. Sıra yeniden belirlendi demek daha doğru olur. Çünkü acil durumlar, öncelik sırasını değiştirdi.

Bu bakış açısıyla Gül’ün ABD ziyareti anlamlı geliyor.

ABD basını Cumhurbaşkanı Gül’ün Beyaz Saray ziyaretine anlam veremiyormuş. Gül ve Erdoğan arasındaki bir altta kalmama yarışına dayandıranlar bile oluyormuş.

Biz de ise Beyaz Saray’a kabul edilmek bir onur payesi olarak görülüyor. “12 yıldan sonra ilk kez...” diye başlıklar atılıyor gazetelere. “Diplomatik zafer”lerden bahsediyor tivi yorumcuları. Beyaz Saray’a gidebilmek her yiğidin harcı değil. Waşhington’a kadar gidip Başkan Bush tarafından kabul edilmediğimiz zamanlar çok gerilerde kalmadı.

Son dönemdeki ABD ilişkileri üzerine övgüler dinliyoruz. ‘Bize istihbarat veriyor’, ‘terörle mücadelede yanımızda yer alıyor’ gibi yorumlar izliyoruz. Daha dün neredeyse savaşın eşiğine geldiğimiz bir ülkeyle bugün güle oynaya kırlarda dolaşıyoruz.

ABD, bir ziyaretle politika değiştirebilecek bir ülke değildir. Dünya genelinde politikalar üreten, diplomasiyi yalnızca kendi ülke çıkarlarını gözeterek yapan bir devlettir. Dün kızıyor ve bugün seviyorsa, dün kızması bugün sevmesi gerektiği içindir. Yani duygusallıktan uzak, yalnızca kendi ülke çıkarlarını düşünen, bunun için her şeyi yapabilen bir ülkedir.

Dün PKK’yı korumak, Barzani hükümetini desteklemek çıkarına olduğu halde bugün Türkiye ile yakın ilişkiler içinde olmak gerektiğini düşünüyor. Ancak yanılmamak gerekir ki, değişen bizim tavrımız veya Bush hükümetinin bize olan sevgisi değil, ABD dış politikasının ihtiyaçlarıdır.

Pakistan sorunun öncelikli sorun haline gelmesi, ABD ile Türkiye’nin yakınlaşmasını zorunlu kılmaktadır. İki Kardeş ülke olunmasından dolayı Türkiye’nin Pakistan için önemli bir yeri vardır.

ABD dış politikasının temelini oluşturan “yeni dünya haritasında sınırları değiştirilen her ülke” sırayla dünya gündeminde ilk sıralara taşınıyor. Ortadoğunun ardından sıra Pakistan’da.

Siz ABD başkanı olsanız bu kadar çok ülkenin sınırlarını değiştirmek için ne yapardınız?

Birisinin sınırını değiştirmek için bir başkasını kullanır, onun işini halledince diğerini yanına alarak bir başkasına müdahale etmez miydiniz? Dün Irak’ın sınırlarını değiştirmek için Türkiye’den yardım alan (sınırlı kalsa da), ardından yeni Irak hükümet(ler)iyle Türkiye’nin sınırlarını belirlemek isteyen ama tam da bu sırada Pakistan öncelikli hale geldiği için öncelik sırasını yeniden ayarlayan bir ABD dış politikası izleniyor...

Yani ABD ile ilişkilerde dünden tek fark, öncelik sırasındaki değişikliktir.

Ya siz hiç sıra dayağı yemediniz, ya da bu işi bilmiyorsunuz...

Başkalarının sıra dayağı için tahta cetveli hevesle uzatan biz, sıra dayağındaki yerimiz uzakken kıkırdayarak yandakileri izliyoruz. Sıra bize yaklaştıkça ise endişemiz artıyor.

Alizarin'den saygılarla...

 
Toplam blog
: 105
: 7006
Kayıt tarihi
: 27.04.07
 
 

Ereğli - Konya Gazi Lisesi (yatılı) - İstanbul Üniversitesi İşletme (İng) Fakültesi - Ressam ve A..