Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '12

 
Kategori
Güncel
 

Sıra sende artık öğretmenim...

Sıra sende artık öğretmenim...
 

Görsel, www.dersimiz.com'dan alınmıştır.


Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş. Vatana ve Millete hayırlı olsun.

Buna göre, öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamayacak. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri, yaş grubu özelliklerine uygun, temiz ve düzenli kıyafet giyecek.

Serbestliğin yanında bir de yasaklamalar var;

“İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyen ve mevsim şartlarına uygun olmayan kıyafetler giyilemeyecek. Yönetmeliğe göre, öğrencilerin yırtık veya delikli kıyafetler ile şeffaf kıyafetler giyemeyecek. Vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giymek yasak. Siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamayacak. Öğrenciler okul içinde baş açık, saçlar temiz ve boyasız olarak bulunacak, makyaj yapmayacak, bıyık ve sakal bırakılmayacak.”

Bu değişiklikle ne yapılmaya çalışılıyor diye biraz düşündüm; amacın hiç de iyi niyetli olmadığını görmek için kâhin olmaya hiç gerek yok. Bugün kıyafet serbestisi, yarın takke, çarşaf vs. girecek  bir karış öğrencilerle okullara.

Kapananlar çoğaldıkça açık olanlar azınlığa düşecek. Çevre baskısı da buna eklenince beş yaşındaki kızlar dahi kapanarak derslere girecek, arkasından öğretmenlere sıra gelecek. Hani dindar ve kindar bir nesil hevesi var ya iktidarın.

Kıyafet serbestisiymiş. Bir de bunun mali ve psikolojik boyutu var. Onları hiç düşünen oldu mu acaba. Tek tip kıyafette hiç olmazsa öğrenciler arasında bir eşitlik sağlanıyordu giyim açısından, şimdi nasıl sağlanacak bu eşitlik.

Eşitliğin olmadığı ortamlarda insanın psikolojisi de bozuluyor. Yarın öğrencilerin birbirini aşağılamayacağını kim garanti ediyor? Neticede yaş itibarıyla öğrenciler çok müsait acımasızca bir diğerini yere batırmaya. Ezilen öğrencinin hakkını kim koruyacak? Ya da ezilen öğrenciyle birlikte onun ebeveynlerinin çaresizliğinin hesabını kim verecek? Okuldaki bu olumsuzluklarla karşılaşan öğretmenler bu durumla nasıl mücadele edecekler? Çok sıkıntılı bir süreç olacağı kesin. Okullarda rehber öğretmen sayılarını artırsınlar bari.

Bir siyaset uğruna hem çocuklarımız, hem aileler, hem de öğretmenler ateşe atılıyor yazık, çok yazık…27 Kasım 2012

 
Toplam blog
: 278
: 1431
Kayıt tarihi
: 20.11.10
 
 

Bir Kamu Kurumundan emekliyim. Bloğumda; yaşadıklarımı, çevremde gözlemlediğim olaylar ile kendi ..