Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '11

 
Kategori
Futbol
 

Sıradaki Anderlech...

Sıradaki Anderlech...
 

UEFA Avrupa Liginde güç bela tur atladık. Şimdi bir sürü şakşakçı Bursaspor’a methiyeler düzerek anlı şanlı timsahların Belarus’ta tarih yazdığından bahsedecekler. İnsua’nın müthiş dönüşü ve ikinci yarıda kendine gelen Bursaspor’u anlata anlata bitiremeyecekler. 

Avrupa’da kendisine 28. sırada yer bulabilen ve her turda temsilcisi elenen Belarus’un tek umudu Gomel’di. Ne tesadüftür ki son iki turda da takımları Türk takımlarına elendi. Böyle bir ülkenin takımına karşı son iki yılın şampiyonu ve lig üçüncüsünün karın ağrıları çekmeden, sancılar oluşmadan play-off’a kalması kadar doğal bir şey yok. Ama gel gör ki Bursaspor’un geçen senden kalma alışkanlığıyla zor maç kazanma huyu hala devam ediyor. 

Bu maçta Bursaspor’u hiç beğenmedim. Scott Carson hakkındaki endişelerim hala devam ediyor. Bu kalecinin daha önceki yıllarda yediği golleri görünce inşallah biz de yapmaz demiştik ama iki maçta da yenmeyecek golleri kalemizde görünce güven veren bir kaleci modeli olduğunu söylemek çok zor. Bu arada golü yerken Belarus’lu futbolcuya şut imkanı tanıyan ve ona 5 metre eskortluk yapan orta saha ve defans oyuncularımızı dışarıda bırakmıyorum tabi. 

Sırası gelmişken maçı veren ulusal kanal bulunmadığı için Bursaspor TV imdada yetişti ve web tv kalitesinde de olsa maçı heyecanla bize seyrettirdi. Futbolu çok özlediğimiz şu günlerde tüm ulusal kanalların ve hatta Türksat uydusunun neredeyse tamamını kiralayan TRT’nin buna duyarsız kalması bence affedilir bir şey değil. 

Yediğimiz golde spikerin ve Burak Uçar’ın ısrarla Güney Afrika’da yapılan dünya kupasının topu “jabulani”den bahsetmesini anlamadım. Bu top bize ayrı rakibe ayrı mı falso alıyor? Madem şutlarda yön değiştirme özelliği var, o halde bizimkiler neden hiç şut çekmiyor? Kalecimizin % 100 hatalı olduğu bir golde suçu topta aramak komediden başka bir şey değil. 

Neyse takımda sağ bek krizi devam ediyor. Bu bugünde apaçık belli oldu. İbrahim Kaş ve Kirita bu takımın değişmez 11’inde asla forma giyemezler. Özellikle kanat bindirmelerini çok kısıtlı yapabilen bir sağ bek hem defansif anlamda takımı zaafa uğratır hem de Volkan Şen’in oyun içinde konsantrasyonunu azaltır. Bunu geçen sene Altidore-Ali Tandoğan ikilisinin oynadığı maçlarda gördük. Ali Tandoğan hayatının en kötü maçlarını Altidore ile oynarken çıkarmıştı. Şimdi de İbrahim Kaş yapamadığı bindirmeleri yapmak için Volkan Şen’in performansını düşürüyor. İnşallah acilen sağ bek alınır ve bu dertten kurtuluruz. 

Bir diğer aksayan yer ise orta saha ve haliyle Kirita. Kirita’nın pas tercihleri ve devamında pas hataları, risk alabilen ve derinlemesine oynayabilen N’diaye için de olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle inşallah Kirita-N’diaye ikilisinin oynadığı son maç olur. Acilen N’guemo ve Romaric gibi balonu patlamayan bir transfer gerçekleşir ve play-off maçlarında umudumuz olur. 

Ve İnsua… Beklenen tangocu ortaya çıktı… diyeceğim ama diyemiyorum. Çünkü rakibin ilk yarıdan sonra yorulduğu anlarda bir de kırmızı kart görüp 10 kişi kalınca gardları düştü ve oyunu tamamen Bursaspor’a verdiler. İşte bu anlarda ortaya çıkan İnsua galibiyetin mimarı gibi gözükürken aslında herhangi bir futbolcunun yapması gereken şeyleri yaptı ve etkili oldu. Ama oynadığı futbol ve geçen senden bildiğimiz İnsua’nın bu takımda kadroya girmesi çok zor. 

Bursaspor herşeye rağmen ilk defa mücadele ettiği kupada yoluna emin adımlarla devam etmesini bildi. Bence milli takıma oyuncu veremedik diye üzülmek gereksiz. Bu günlerde ihtiyacımız olan şey takımın yeni transferlerini bitirerek kaynaşmasının sağlanması ve sistemin oturması. Öyle görülüyor ki bu sene zaman zaman 4-4-2, zaman zaman 4-4-1-1 oynayacağız. Hatta ilk maçta olduğu gibi 4-3-1-2 oynamak zorunda bile kalacağız. Tüm oyuncuların sistem içerisinde taşlarını yerine oturtması zaman alacağı için bu arada transferlerin bitirilmesi elzem bir konu haline geldi. 

Bu maç itibariyle şunu söylersek sanırım yanlış olmaz. Bursaspor bu mücadele gücü ve skor etkisi ile play-off turunda gelecek olan seri başı rakibe karşı direnmesi ve gruplara kalması çok zor görünüyor. Bunu kolay hale getirmenin yegane yolu transfer. Etkili bir golcü, kanat akınlarını seven bir sağ bek ve oyunu iki yönüyle oynayabilen ve sorumluluk alabilecek bir orta saha oyuncusu. Bu üç transfer bir hafta içinde yapılırsa kalan 10 günlük süre de etkili bir takım oluşturabilir. Aksi takdirde Avrupa hikayemiz lig başlamadan biter. 

Yıllar yılı özlediğimiz Avrupa Kupalarında mücadele eden bir Bursaspor’u gruplarda da görmek istiyoruz ve yönetimin artık parayı pulu değil takımın geleceğini düşünmesini istiyoruz. Gruplara kalırsak zaten bu transferlerin parası bir şekilde çıkar. Yayın hakları, reklam gelirleri, seyirci gelirleri, Bursastore satışları derken çok amaçlı kazanım sağlanır. Ama küçük düşüncelerle hala akrepli bir ceple Avrupa’ya açılmak Erkan Kamat’a da sıkıntı vermeye başladı. 

Ertuğrul Sağlam ve İbrahim Yazıcı’nın hemen bugün bir araya gelip transfer işini bitirmesini ve müjdeli haberleri Bursa kamuoyuna vermelerini bekliyorum. Yoksa kaçan balık büyük olacak… 

Haberiniz olsun… 

Sevgi ve saygılarımla…. 

İbrahim BAŞOL 

 
Toplam blog
: 4
: 256
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Kamu kurumunda çalışan bir su ürünleri mühendisi denebilecek ziraat mühendisiyim. Olaylara analiz..