Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '10

 
Kategori
Şiir
 

Sıradan bir gün

sıradan bir güne başladım

Ettore Scola hesabı,

soğuk grisi değil

sıcak sarısıydı hava

vantilatör soğutuculu gece duşlarıyla

gövde gece radyatör kaynatmasın diye

>,

güne rüyalarımla başlarım

gecenin ortasında

bu geceki en güzel rüyam

Zep Zep’lerden birinin

rüyamdaki varlığıydı

bir saatı aşkın süre

ki

rüyalarımın en uzunu on beş dakikadır,

modern dans konuştuk

ve eyledik,

1985’ten beridir

yıllardır böyledir

ama

ilk kez bu denli uzundu

ve

bu denli berrak,

şiirimsi değilse de

lirik bir rüyaydı

ki

şiir yazmanın

aczimi azalttığının göstergesidir

(ayrıca bu rüyanın

‘Zep Zep’ düzyazı koşuğunun

yayını gecesi olması

raslantı olmasa gerek)

>,

sooracımaa

uyandım sabah yedi buçukta

(güya mesai yapmıyorum)

dayadım 2 sert siyah anlık kaave

>,

ardından gelsin diskmende

Apoclayptica: ‘Cult’

ki kulaklarımda patlıyor şu an

bu ne ‘senfonik metal’dir

te be şeytancaazım

duymadım bi benzerini daha

henüz hiç

>,

ardından

seks şoptan gelen

paketi aldım kargocudan

sapık mıyım neyim?

>,

ardından

cep ceple

günlük iş konuşmaları

>,

insanat bahçesini gezeledim

faşizm ikliminin

engizisyon mevsimlerinde

cehennem buzu ve ateşiydi

>,

saat on civarında

market ve günlük liste,

içeride çakılıverdi

hakir zalim ve korkak

halkımdan biri

bir buçuk metreden kafa üstü betona yüzüstü,

nedense refleksimdir

ve

otomatik pilotum devreye girer

acil ve/ya ölümsel anlarda

can kurtarmışlığım çoktur,

bir melek oluverdim yerde yatan kadın için

yüz kiloluk

ve

bir seksen ikilik bir zebani iken,

yüzüstü idi, düzelttim sırtüstüye

konuştum konuştum, beyni gitmesin diye

(giderse dönmez geri, siz de öyle yapın)

tepki verdi konuştu

kan görünce bayılmış,

kadının başında ağlamak üzere bir çocuk

kanı alınan o,

kadına su, çocuğa meyve suyu

ve

yarasına yara bandı,

adresi sordum, uzakmış

telefon da ettirmedi,

kadın çocuğuyla yürüyüp gidiverdi

bakakaldım potansiyel bir cesedin ardından,

eve döndüğümde

apartmanın merdivenlerinde

taze ve ıslak insan kanı vardı

ki

önceki konuyla ilgisiz

çünkü kadın başka semtte oturuyordu,

söylemiştim önceden

böyle bi yer

bizim Kasımpaşa

>,

ardından

sokak

Kasımpaşa

ve

Tarlabaşı

ve

Taksim

ve

Tünel

‘gay bar’ civarı,

>,

dön geri

YKY Gassaray’a

‘Seninle Bir Dakika’

Müzeyyen Abla’sının ablacısı

mehter adımı gibi

iki ileri bir geri çalıyordu

arada da bızztlıyordu

‘sevmek tükenmez gibi

sevişmek dolmakalem’

kim dolduruyorsa

>,

eskiden seks filmleri oynatan

sinemanın önünde

yarım metre çapında

sabun köpüğü

imalatında iki gavur

İstiklal’i kalmamış

Cadde-i Kebir’de,

adam benden salaş

ayakları sabun köpüğü ıslağından yer tozu çamuru

yorulunca çöküverdi gölgeye topuğunun üstüne

>,

az ileride

Mefisto’nun hoparlörlerinde

musikiyi yoğurdum

Zep leylağı renginde

aradığım müziği kokladım

flamenko-rembetiko piçinde

ve

alaturka arabesk

Nesrin Topkapı göbek spazmında,

vitrinde üç noktaya dayalı yerküre

havada dönüyordu

nağmelere uyarak

>,

Jackie Chan kung-fu

olimpiyatlara girsin istemiş,

haklıydı gerçek katil Wang Yu’dan beri

ve

fakat aymıyordu Sarı Sinema’ya

Yeşilçam ‘gay’ eleştir-‘meme’leri

>,

döndüm eve

bezerek sahhaf olamayan sahaflardan,

kırrmızı biraladım

‘Welcome Ramazan’a inat,

oh len

dünya varmış

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..