Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sıradan insanlar

Sıradan insanlar
 

Kendime sürekli sorar dururum; “Sıradan insanlar nasıl olur?” diye. Kendime bakarım; “Ben sıradan bir insanım” derim. Gerçekten de öyle.

Hastaneye gider sıramı beklerim. Aklıma gelmez beyaz bir önlüklü bulup da öne geçmek. Sıradan olmayan insanlar yanlarında birleri girerler doktorların yanına işlerini bitirir, çıkar giderler ben ise sıramın gelmesini beklerim. Hatta bazıları sen sıradayken önüne geçmeye çalışırlar hiç sesimi çıkarmam bile…

Bankaya giderim alırım numaramı sıramı beklerim. Ben orada otururken bir şey soracağım bahanesi ile insanlar memurlara yanaşıp işlerini bitirirler ben yine sıranın bana gelmesini beklerim. Bazen de kimse kalmaz çevremde en son ben işimi bitiririm. Hiç sesimi çıkarmam bile…

Haklı bile olsam haklılığımı savunmak için sıramı beklerim. Bir türlü sıra bana gelmez. Sıradan olmayan ve daha eşit olanlar sürekli haklılıklarını bağıra çağıra ve sıradan olmamalarını kanıtlayarak sürekli önüme geçerler, gıkım bile çıkmaz…

Sıradan olmayanlar üzerime gelir dururlar, mahalli idareleri, mülki idareleri ve hatta yargıyı kendilerine tanınan daha eşit olma farklılığından yararlanarak… Ben yine umutla sıra bir gün bana da gelecek der, bekler dururum.

7 Eylül benim yaş günümdü. 60 yılı devirip gitmişim hiç farkına varmadan. Sıramı bekleye bekleye dile kolay tam 60 yıl geçirmişiz dibi delinesice evrende. Ben sıranın bana gelmesi için bir 60 yıl daha bekleyemem ki. Onun için artık sıradan olmayayım diyorum.

Şu üzerime üzerime gelen sıradan olmayan ve hatta daha eşit insanlara öyle olmadıklarını bildireyim diyorum. Ama nasıl? Onlar gibi olarak mı? Yoksa insan olmanın erdemlerini 60 yıl üzerimde taşıdığım gibi mi?

Annem “insan olmak zor” derdi ben küçükken. Anlayamazdım o zamanlar. Yıllar geçtikçe anladım insan olmanın zorluğunu. Bu arada kadın olmanın dayanılmaz ağırlığını da…

Sıradan bir kadın olarak adım ve statüm yok. Oysa sıradan olmayan daha eşit erkeklerin eşlerinin de sıradan olmayıp daha eşit olduklarını yaşadıkça fark edip durdum. Peki, ne yaptım, sıradan olmaya devam ettim.

Dün akşam sıradan olmadığımı bana eşim Ömer, ablam Nazan, eniştem Ergün, yeğenim Pervin ve eşi Cengiz bir de can dostlarım Kemal ağabeyimle, Aygül ablam far ettirdiler. Hatta Ergül ablam İstanbul’a giderken Nazan ablama; “Sakın kardeşimin yaş gününü unutma.” Diye tembih etmiş bir de kızına Pervin’e telefon etmiş; “Teyzenin yaş gününü unutma” demiş.

Sıradan olmadığımın farkındaydım aslında sabah beni dünyanın en güzel seslerinde birisi uyandırdı; “İyi ki doğdun.” Diye. Sonra dünyanın en güzel seslerinden diğeri; “Ne yapıyorsun, nasılsın. Bir üzüntün v ar mı? Seni üzüyorlar mı? Hadi seni fazla merak ettirmeyeyim, iyi ki doğdun. Doğum günün kutlu olsun” dedi. Ağabeyim, yengem, ablam hep telefonun ucundan bana “İyi ki doğdun” dediler. Ben de demek ki sıradan değilmişim diye düşündüm.

Bana sıradan olmadığımı düşündüren öylesine çok dostum var ki, Mierelle Sadege, Hüseyin Latif, Sevan, Cafer, Zülal, Atilla, Ayşin, Güler, Sevil, Emine ve biraz önce telefonun ucundan bana seslenen Sabahat. Öylesine çoklar ki isimlerini yazmaya şimdi başlasam bir 60 yıl sürer mi diye düşünüyorum. 33 yıl sonra kapımı çalıp bir akşamüstü gelen öğrencim Mustafa Yiğit, tüm diğer öğrencilerim adlarını buraya sığdıramadığım ve en büyük zenginliğim milliyet blog ailesi…

Yine de dostlar sıradan olup sırasını beklemesi insanların en güzeli diye düşünüyorum…

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..