Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '15

 
Kategori
Futbol
 

Sırat köprüsü

Fenerbahçe ve teknik direktörü adeta sırat köprüsünde. Ajax ve Galatasaray maçları, Pereira ve yönetim açısından önemli maçlar. Bunların ilki dün gece atlatıldı. Alınan 3 puan, Fenerbahçe' nin Avrupa' da yolunu devam ettirme umutlarını artırdı.

 

Öte yandan, Kayserispor maçındaki kötü futbolun düzeldiğini görmedik. Ancak bu karşılaşmada bir farklılık vardı. Takımın, 90 dakika içinde, 15- 20 dakika kadar derli toplu, ne yaptığını bilen, hücumda çoğalabilen bir futbol sergilediğini şahit olduk. Her iki yarıda 10' ar dakika diyebiliriz. Bu olumlu bir sinyal gibi gözükse de aslında değil. Neden mi?

 

Bu takımın belirli dakikalarda azimle, son gücü ile yüklenerek, patlayıcı kuvvetin son damlaları ile ortaya koyduğu sanal bir vaziyet. Dakikaların bu kadar az oluşu bunun kanıtı. Bu durum açıkça taktik ve fizik zafiyete işaret ediyor. Ligden önce 4 -5 haftalık hazırlık dönemi, ligde 8 hafta, Milli maç araları derken, Pereira göreve başladığından bu yana 15- 16 haftalık bir dönem geçti. Bu 15- 16 haftada, bu takımın en azından maç içinde sürekli olmasa bile, 30- 40 dakikaya kadar baskılı, istekli, bloklar halinde oynamasını bekleriz. Ayrıca, fiziksel güç eksiğiniz olsa bile, taktik disiplin ve sistematiği doğru uygulamanız gerekir. Fenerbahçe oyun içinde farklı taktik sistemler veya daha doğru bir ifade ile sistemsizlik ile oynamaya devam ediyor.

 

Peki Pereira ne yapmaya, ne oynatmaya çalışıyor?

 

Pereira, geride iki ön libero ile savunmayı takviye edip, öndeki dörtlüye özgürlük tanımaya çalışıyor. Gerideki 6' lıyı en fazla 2. bölge ortalarına kadar çıkartıyor. Çoğunlukla da çıkartmıyor. Bekler bile geçen senelere göre daha geride oynuyor, hücum tarafına yeterli desteği veremiyorlar. İleri çıkma konusunda Gökhan- Caner bu maçta oldukça farklı ve istekli gözükseler de bu bana biraz kişisel insiyatif gibi geldi. Neticede Pereira önce savunma diyor. Bekler ve ön liberoların hücuma çıkış isteklerini azaltıyor. Ayrıca fizik durum da ortada. İleri geri gidip gelememe biraz da fiziksel yetersizlikten kaynaklı. 

 

Ön tarafta yer alan futbolculara ise özgürlük tanıyor. Arkadan takviye de gelmeyince, bu futbolcular top tutamıyor, pozisyon üretemiyor. Hele de beklerden destek gelmediğinde, ceza sahasına topu taşımak imkansız oluyor. Rakip ceza yayının hemen arkasında da ön liberoların destek vermemesi nedeni ile büyük boşluklar oluyor. 

 

Bu sebeple rakip sahada baskı kurulamıyor. 

 

Pereira bu sistem ile idare ediyor. Son 2 maçta çekirge sıçradı. Galatasaray maçında ne olacağını hep birlikte göreceğiz?

 

Peki Pereira ne yapmalı?

 

Devre arasına kadar fizik yükleme yapamayacağı için, en azından orta saha hakimiyeti, defans emniyeti ve sürpriz çıkışlara dayalı bir sisteme geçmeli. Şu an oynattığı sistem çok riskli. Bir zamanlar Aykut Hocanın oynattığı futbolu oynatmaya çalışmalı. Şu kadroya o futbolu oynatmak son derece büyük bir israf ve hatta verimsizlik gibi gelebilir ancak inanın bu takımın saha içi kondisyonu, baskılı, rakip sahaya yerleşmeye dayalı, sağlı sollu yüklenmeyi hedef alan bir hücum futboluna uygun değil. 4-2-3-1' i tam anlamıyla uygulamaya almalı. Bu takım çift santraforu kaldırmaz. Nani- Diego- Markovic üçlüsünü aynı anda hiç kaldırmaz. Ancak bu şekilde kontrol altında tuttuğu maçları, yıldızlarının dokunuşları ile galibiyete çevirebilir. 

 

Volkan- Gökhan (Şener), Kjaer, Ba, Caner- Mehmet Topal, Jozef- Ozan, Volkan, Markovic (Nani)- RvP (Fernandao) doğru 11 gibi gözüküyor. Bu 11 eğer 40- 50 metrede birbirleri ile kopmadan oynamayı başarabilir ise, savunmada açık vermez. Hücumda da çok üretken olmasa da, duran toplar ya da hızlı hücumlar ile az sayıda pozisyon bulup, buradan çok gol çıkartabilir.

 

Tabi ki devre arasında çok ciddi bir fizik yükleme lazım. Bu konuda Pereira' nın belki de dışarıdan uzmanları ekibine katması gerekiyor. Ancak ondan sonra hücuma dönük  4-4-2' ler, 4-3-3' ler düşünülebilir.  

 

Kritik virajda, sırada derbi var. Derbide risk alıp almayacağını göreceğiz, ancak derbi Pereira açısından bir dönüm noktası olacaktır. Yönetim sabır gösterse bile, taraftarın sabır potansiyeli bu maç ile test edilecektir. Kazanır ise en az 3 haftalık krediyi cebine koyar. Kaybederse, kendisini Başkan bile uzun süre savunamaz. Çünkü ortada futbol adına pozitif ve gelecek vaat eden bir tablo da yok. 

 

İletişim yönünü beğendiğim bir insan olan Pereira' nın doğruları yapmasını, aklı selim ile hareket etmesini, futbolun bazı temel kurallarını göz ardı etmemesini canı gönülden temenni ediyorum. Ancak tekrar etmek gerekir ise, Kayserispor maçı ile kendisine olan güvenimi kaybettim. Umarım beni yanıltacak işler yapar ve tekrar hem tribünleri, hem de bizleri kazanmayı başarır. 

 

Derbi ile ilgili bir maç önü analiz ve tahmin yazısı yazacağım. Şimdilik hoşçakalın. 

 

bertan.kaya@yahoo.com

 

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..