Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '12

 
Kategori
İzmir
 

Şirince'den: " El Deliye, Biz Akıllıya Hasret!"

Şirince'den: " El Deliye, Biz  Akıllıya Hasret!"
 

Nasrettin Hoca’nın, yoğurt yapmak için göle maya çaldığını görenler “ sende hiç akıl yok dediklerinde: “Ya tutarsa!” dediği gibi, Şirince’liler de Maya’lılara kanıp ortalığı velveleye verdiler. Sonunda Maya’lıların mayası da bozuk çıktı. Az daha kendileri de çarpılıyordu.

HER ŞEY TURİZM İÇİN: Ama neme lazım, Şirinceli’ler büyük bir esnaf olduklarını gösterdiler. Ortaya attıkları bit ile, milleti kaşındırdılar. Sonra, kendileri de kaşınmağa başladılar.  Zira, “turizm adına” ortak hareket ettiler.  Her şey, turizm uğruna mubahtı.

Bütün dünya el ele verdi, Şirince’yi  konuştu. TV’lerimiz, saatlerce  canlı yayın yaptılar. Seyyar hastane kuruldu, ambulanslar kondu.

Muhtarları, “esas kıyamet, Şirince’de, bu kalabalık yüzünden çıkacak” dedi ve ortalıktan kayboldu. Her Şirince’li pankartları kendi hazırladı, gelenlerin ellerine tutuşturdu.

Şirince’liler neden başrollere soyunmadılar. “Yerim dar oynayamam mı” dediler. Hayır. “Ağır başlı” gözüktüler.  Ortalığın heyecanını artırmak için, arı maya gibi  cız diye sokup, bir kenara çekiliverdiler. Olan  bitenleri, üçüncü şahıs gibi  onlarla birlikte seyrettiler, ortalığı dinlediler.

Bir de baktılar ki, onca kalabalıkları göremediler. Anlaşıldı ki, kendileri  çalıp, kendileri oynadılar. Bu kış günü  vodvil, şamata gırla gitti. Köyün büyük adı vardı öteden beri. Son hamle ile köylüler istediler ki, daha da dillere düşsün. Namları artsın. Yabancı tur liderleri ve şirketlerinin de ilgisi  çekilsin  istediler. Ve bunda da muvaffak oldular.

Eeee, TV’lerden evvel oraya gidip, canlı yayın yaptık Milliyet Blog adına. Yardımcı olduk. “Büyük buluşma” dedik. Nuh’un gemisi dedik. Afat dedik. Kıyamet dedik. Bir turistik vazife yaptık.

Anlatırlar. Yazarlarımızdan biri, gezdirdiği arkeleog’a, sonrtadan buldurmak üzere, iki kaya arasına bir  tavla zarı bırakmış. O zarı da o yabancı bulunca yerden,  büyük bir heyecanla  “Tavlayı icat  eden, Hititli’ler oldu” diye not düşmüş.

KENDİM ETTİM, KENDİM BULDUM:   Başkan Hasan Uslu, müracaat etmiş:  “Maya Takvimine” göre yaşanacağına inanılan kıyametten Mezgit Kalesi’nin etkilenmeyeceğini söyleyerek ‘Kıyamet turizmine, beldesinin de  dahil edilmesini istemiş resmen. Kısacası, o bahsedilen kıyamet, “başımız gözümüz üzerine, bize de buyursun” demeğe getirmiş. Görüyor musunuz Başkan Hasan Uslu’yu. Tanıtım uğruna saksıyı nasıl çalıştırmış! Dünyaya yayıldı Mevgit Kalesi ve Türkiye’nin Silifkesi. Yoğurdunun önüne geçiverdi bu tanıtım. Di mi?Kendisini telefonla aradık. Bilgi aldık. Obama'yı da devat etmiş. Resmini istedik. Bartın Valisinin bize yaptığı gibi " İnternetten alırsınız" demedi. Gayet kibar,  "hay hay" dedi. Ve resmini yoladı.

TANITIM ŞART: Ha, biz de bu arada Bartın da buna benzer bir atılımla öne çıksaydı da, daha çok yurt çapında tanıtılsaydı diye, içimizden geçirdiydik bir Bartın sevdalısı olarak. Durumu da Bartın Valisine çıtlatmıştık bir yazımızda. Ne iyi olurdu. Bartın’la, Bayburt’u karıştıranların kafasına bir yumruk inmiş olurdu böylelikle. “Pumpum Çorbası”, “Halışka yemeği” ve “tel kırma örtüleri” nin önüne geçiverirdi bir anda. Bartın’ımız. Ama ne çare ki, tren kaçtı.

Türkiyenin ilk turizm monitörü ve Fransa’dan madalyalı  Muğla Valisi Özer Türk, bu turizm işlerini taaa Kuşadası’ndan beri bilirdi. Keza Aydın Valisi Muammer Ürgen Paşa, hakeza. Yaşına rağmen, fırtına gibiydi. Tralles’leri adam etmişti.  İş makinesi, bir kaynağı patlatmıştı. Oraya birlikte gidip, ellerimizi yıkarken “ Cellek, demişti burayı “Güzellik suyu” ilan edelim mi?” demişti. Zira ellerimiz bir anda pamuk gibi yumuşak oluvermişti bu su ile.

BARTIN NASIL KURTULUR? Mesela Bartın Valisi senaristlere yanaşıp, Muhteşem Süleymanvari bir  dizi yapılmasına  Bartın ve çevresinde önayak olabilir. Amasra’nın tarihi surları ve menkıbeleri var. Acıklı ve akılda kalan hikayeleri var. Üstelik, her ilimizde olmayan, koskoca  farklı bir Bartın TV'si var. Bu gün hayatta olan Bartın Ortaokul Türkçe Öğretmeninin oğlu Unata Akkoyunlu var. “ Türkiye’nin bildiği “Nokta Noktam” şiiri,  yerli turizme dönük neden işlenmesin?

Amasra’da, bir Türk filmi çevrilmişti. Bartın’daki sinemada oynarken, iki otobüs dolusu  Amasralı’lar, filmi görmeğe gelmişlerdi.

Amasra’da Türkan Şorayın filmi vardı: “ Gönderilmemiş mektuplar” O filmden sonradır ki, dış ülkelerde bile tanındı Amasra.

Eski Vali İsa Bey, giderken pek çok işin projelerini masaya bırakmıştır her halde. Bunlardan dikkat ederseniz, pek az ses geliyor.

Bilhassa, şikayetçi olduğu  tanıtım konusunda, Vali'nin,  Fuar dönüşü beyanatı oldu. "Tanıtım önemlidir" dedi. Sonrası? Devamını görmek isteriz. " Bartın'ın  tanıtımı  eksik kalmış" demek, talihsizlik olmuştur.

MUHTAR EMMİ, YAMAN ÇIKTI:  Bu oyunlar, Şirince Muhtarının başı altından mı çıktı? Maya’ların mayasını, ellerinde evirip çevirdiler, eğdiler, büktüler, kıvamına getirip bırakıverdiler ortalığa. Nihayetinde turizmcilik oyunuydu, onu sergilediler. Mevsim bittiği için de ses verdi. Mesele budur. Muhtar, bir idareci gibi ketum davranmadı. Halk adamıydı zaten, öyle davrandı. Bürokrat gibi  “çekinti” yapmadı. Bir Erzincan Valisi havası içindeydi. “Tuttuğunu koparan, işinin takipçisi, ses getiren ve de halka dönük.”  Üstelik orada herkes “muhtar”. Espri anlayışları da  cabası.

Balıkçı’nın arkadaşı Prof. Şadan Gökovalı’ya sormalı, işin aslını o daha iyi biliyor. Valilerden biri ne demişti? “ Muğla’ya vali olmaktansa, Gökova’ya Muhtar olmak daha evladır!” diye.

Şirinceliler de, nihayetinde Maya’ların yalancısıydı. Neticede, İcat ettikleri takvime göre hareket etmişlerdi. Yahut öyle gözüktüler. “Biz sadece kuyuya bir taş attık. Sizin bizden daha deli olabileceğinizi  düşünememiştik.” Denildi. Esasında bu söz, dağa çıkanlaraydı.

KIS KIS GÜLECEKLER: Hele bir el ayak çekilsin, bu kış, esas Şirince’de şenlik var evlerde. Konu komşular, ocak başlarında toplanacaklar. İster istemez  Kıyamet senaryosunun  yaprakları çevrilecek bir bir. “Eee, anlat bakalım” diyecekler birbirlerine.

Kahvelerini höpürdetirlerken, anlatacaklar, anlatacaklar. Göbekleri  kıpır kıpır, güp güp atarak gülme krizlerine girecekler. 

“Len İbraaaam. Bozuk  ekşi mayayla mı yoğurdun hamuru leyn. Bir türlü ekmek beğendiremedik  bu millete!” diyecekler. Gülme krizlerine yakalanacaklar.

Fadime kadın, cezveyi ocak aşında ateşe sürerken,Hele bu yıl sonu bir atlatılsın, bu göstermelik turizm yatırımı olan “Şirince tufanı”  daha çok konuşulacak evlerde, nesilden nesile. Neler anlatacaklar birbirlerine, neler. “Hem birbirlerini dürterekten, gözlerini süzerekten, bıyık altından gülerektenOlacağa bakın siz.

Tufandan önceki günlerindeki gibi, yine eskisi gibi toplanacaklar. “Bir afattı başımıza gelen . Ya bizde akıl kalmadı, elin turisti de bu işlere nasıl kandı?” diyerek, bıyık altından gülerken, birbirlerini yan gözlerle süzerekten dürtecekler.

Mayalıların mayasını,  Şirince’liler, göstermelik olarak ortaya attılar. Bir dokunup, bin ah’ın sesini duydular. Her seferinde de bıyık altından güldüler. İşte bu kış Şirince’de, bunlar konuşulacak. Hepimizin kulakları çınlatılacak.

“Gırgır, vodvil şamata / Ne varsa hepsi burada / Yanaklar olmuş al al / Boş geçme, bir fırt da sen al / Anasını satiym, geçsin zaman  / Men dakka, men duka, ko gitsin zaman / Oy dingala dingala / Çalkala yavrum çalkala / Şirince’nin yolları taştan / Amanin, sen çıkardın beni baştan / Suyundan koy suyundan / Banayım biraz ucundan  / ‘Eccük’ de kaburgasından / Şirince’den herkese selam   / Bozuk mayalardan kurtulduk vesselam…”

Ört ki, ölem ! 

 

TÜRKİYE'DE TEK SES, SİLİFKENİN ATAKENT BELDESİ BELEDİYE BAŞKANI HASAN USLU'DAN GELDİ. "BİZİM KALEYİ DE AFET PROĞRAMINA ALSINLAR, AFET SLOGANLARI ARASINDA NAMIMIZ YÜRÜSÜN" DİYE HABER GÖNDERDİ VE ÇOK YANKI BULDU. RESİMDE BAŞKAN VE KALESİ (Üstte)

 

  

  

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..