Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Şirinler’inizi Apps olarak mı alırsınız, 3D film olarak mı?

Şirinler’inizi Apps olarak mı alırsınız, 3D film olarak mı?
 

- Yaşasın! The Smurfs’e gidiyoruz.

- Hayır Erencim, Şirinler’i izleyeceğiz!

9 yaşındaki oğlum, haftasonu programını riske atmamak için polemiği uzatmıyor. Onun için ‘The Smurfs’ benim için Şirinler’in ABD’li Columbia Pictures yapımı, 3 boyutlu filmini izlemek için Meydan AVM’nin yolunu tutuyoruz. Aklımda, film hakkında bir iki gündür çıkan yazılar var: ‘Şirinler kapitalizmin oyuncağı oldu!’, ‘Şirinler’in kapitalist dünyayla imtihanı’…

Film başlıyor. Oğlum, 3 elma büyüklündeki mavi yaratıkların mutlu – mesut bir yaşam sürdüğü Şirinler Köyü’nü görür görmez tanıyor ve heyecanla kulağıma fısıldıyor: “Anne köye bak, I-Pad aplikasyonumdakininin aynısını yapmışlar..”

9 yaşındaki bir çocuğun bu tepkisi, filme dair ‘Eyvah, Şirinler kapitalizmin oyuncağımı oldu’ türünden endişelerin ne kadar naif kaldığını anlamak için yeter ve artar bile.

Gülüyorum.

60’li yıllarda çocuk olanlar Şirinler’i çizgi romanlardan tanıdı. Belçikalı sanatçı Pierre Peyo Culliford, bir çizgi roman dergisi için Şirinler'i tasarladı. Orijinal adıyla 'Schtroumpfs' olan karakterler bir anda popüler olunca dergiye mektuplar yağmaya başladı. Sonraki yıllar boyunca da çizgi romanlarda, kitaplarda çocukların hayal dünyasını süsledi Şirinler.

Benim gibi, 70’li yıllarda çocuk olanlar ise Şirinler’le siyah beyaz TV’de tanıştı ilk kez. 80’li yılların başında ilk kez komşunun renkli televizyonunda keşfettim Şirinler’in aslında ‘mavi’ renkli yaratıklar olduğunu. Şirinler Köyü, benim için mutluluğun, neşenin ve huzurun sarsılmaz kalesi gibiydi. Okullarda ‘Orada bir köy var uzakta’ şarkısının öğretildiği günlerdi ve ‘o köy’ deyince sanırım birçoğumuzün aklına ‘Şirinler Köyü’ geliyordu.

Uykucu, Neşeli, Sakar Şirin ve diğerleri arkadaşlarım gibiydiler, ekibe sonradan katılan Şirine’yi önce biraz kıskansam da – ne de olsa sarışındı, herkes onu çok seviyordu ve köyün tek kızıydı – sonradan benimsedim.

Şirinler’in komünizm propagandası yapıp yapmadığı tartışmalarına hiçbir zaman taraf olamadım. Zira o dönem bize dayatılan gerçek, komünizmin fena bir şey olduğuydu! ‘Şirin Köyü’nde ortaklaşa çalışmaya dayalı bir yaşama biçimi var, üretimden herkes eşit pay alıyor, para kavramı yok demek ki Şirinler komünist!’ şeklindeki mantık, o yaşlarda ‘eğer bu doğruysa, komünizm aslında iyi bir şey olabilir’ diye düşündürüyordu bana.

Yıllar geçti, soğuk savaş bitti, duvarlar yıkıldı, zamanın ruhu değişti.

Şirinler de, komünizm de birer nostalji olarak kaldı.

Aradan yıllar sonra benim mavi Şirinler’im yeniden karşıma çıktı. Bu kez, oğlumun I-Tunes’tan indirdiği The Smurfs adlı bir oyun aplikasyonu olarak! Çocukluğumun Şirinler’iyle alakası yoktu. Köye ‘para’ girmişti bir kere. I-Tunes’tan kredi kartıyla, ABD doları karşılığında satın alınan tohumlar ekilip biçiliyor, çilekler toplandıkça para – puanlar kazanılıyordu. ‘Level’lar bir bir atlanırken, kazanılan puanlar üzerine kıyasıya bir rekabet almış başını gidiyordu.

Bir zamanlar açılımının "Socialist Men Under Red Flag-Kızıl Bayrak Altındaki Sosyalist Adamlar" olduğu iddia edilen ‘Smurfs’ler, I-Tunes’un en popüler ve en karlı ‘apps’lerinden biri haline gelmişti.

Bir Amerikan Şirinlemesi….

The Smurfs üzerine yazılıp çizilenlerde haklılık payı var tabii. Film tam anlamıyla bir Amerikan ‘şirinlemesi’…New York sokaklarında yaşanan maceralar, orta sınıf Amerikan aile değerlerine yapılan güzellemeler, filmin içine kör parmağım gözüne bir şekilde yerleştirilen Amerikan markaları ...Bunlara Holywood filmlerinden alışkınız zaten.

Yine de köyünden tek tip elbisesiyle gelen Şirine’nin alışveriş merkezinde bir tüketim canavarına dönüşmesi, Marilyn Monroe kıyafetiyle büründüğü seksi halleri, I love NY yazılı donunu gururla gösteren Cesur Şirin sinir bozuyor.

Son sahnede, köye dikilen Özgürlük Heykeli’ni görünce çocukluğumun o uzak ve mutlu köyünün ‘işgal edildiği’ duygusuna kapılıp hüzünleniyorum.

Oğlum ve salondaki yüzlerce çocuk mutluluktan uçarak çıkıyor sinemadan. Hepsinin ağzında ünlü Şirin melodisi: ‘La la la lalala’…En yakın oyuncakçıya gidip The Smurf’s oyuncakları aldırmak için anne babalarını çekiştiriyorlar.

Şirinler ya da The Smurfs… Adı ne olursa olsun onlar bizim kuşağın mavi – minik dostları değil.

O köy de bizim köyümüz olmaktan çoktaan çıktı zaten.

Onlar uzun zamandır ‘tüketim çağının’ bir nesnesi. Yakında yeni bir animasyon kahraman çıkar, anında unutulurlar zaten.

En iyisi tartışmayı ve hüzünlenmeyi boşverin, alın çocukları son teknoloji, 3D The Smurfs’ün tadını çıkarın.

Bir de ‘free apps’ indirin I-Phone ya da I-Pad’inize.

Unutmayın en çok puanı, en çok ‘Şirin çileğini’ toplayan kazanıyor!



twitter/syucebiyik

syucebiyik@gmail.com

 
Kayıt tarihi
: 16.07.10
 
 

Milliyet Yazar..