Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '12

 
Kategori
Güncel
 

Sırrı Süreyya Önder, biber gazının “zararsız olduğu"nu Bakan Şahin üzerinde “test” etse...

Sırrı Süreyya Önder, biber gazının “zararsız olduğu"nu Bakan Şahin üzerinde “test” etse...
 

cumhuriyet.com.tr'den


Biber gazı!...

Polisin, son yıllarda “eylemci”leri, “eylem” yapamaz duruma getirmek için sık sık başvurduğu bir “mühimmat”...

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin göre de, insan sağlığına “olumsuz etkisi” yok/muş.

Ya neyi varmış?

Kalıcı etki bırakmayan göz yaşartıcı özelliği...

Anımsayalım, Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra, Saracoğlu’nda “Cop mu, biber gazı mı?" kararsızlığında, tercih, “zararsız olma”sı nedeniyle “biber gazı”ndan yan olmuştu.

*****

Polis, bazen silah çeker, havaya ateş eder. Amaç, “eylemci”yi ürkütmek, yoksa vurarak “etkisiz” duruma getirmek değil.

Havaya ateş etmek, bir tür “caydırıcılık”...

Ya biber gazı, onun caydırıcılığı?

Biber gazını, havaya ateş eder gibi mi kullanılıyor?

Biber gazı, eylemcilerin gözüne gözüne çıkılıyor. Gözler kızarıyor, yanıyor, şişiyor. Eylemcinin nevri dönüyor, feleği şaşıyor.

Yetmedi, yerine göre, tekme de yiyor, cop da...

Nasıl olsa, “etkisiz” duruma geldi..

Hele, kişinin solunum yollarıyla ilgili bir rahatsızlığı, kalbi varsa, Hopa’da Metin Lokumcu’da, Yalova’da Çayan Birben olduğu gibi, sonunda ölüm gelir.

*****

Bizde yetkililerin acayip bir huyu var. Bu da, kamuoyunda oluşan olumsuz havayı gidermenin için “var olanı perdeleme”... Yetkililer, orta çıkar, kameralar karşısına geçer, “kanıtlama denemeleri” yaparlar.

Daha dün, “bozuk sütler”in yol açtığı rahatsızlığı başka nedenlerden olduğunu kanıtlamak için kimi valiler, kameralar karşısında süt içtiler.

Bu tür “denemeler”e alışığız:

Çernobil faciasından sonra, radyasyon yüklü bulutların özellikle Karadeniz kıyılarını, çayı etkilemesinin kamuoyunda endişeye yol açması üzerine, dönemim Sanayi Bakanı Cahit Aral, kameraların karşısına çıkmış, çay içmişti.

Yıllar sonra, aynı bakan, bu kez eski bakan olarak, çayda radyasyon olduğunu itiraf etmiş, o zaman bunu niye açıklamadığı sorulduğunda, "Ne yani, gerçeği açıklasaydık da, kamuoyunda infiale mi yol açsaydık?” demişti.

İlginç çıkışlarıyla tanıdığımız Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de, Kızılırmak’tan getirilen suyun “arsenik”li olduğunun söylenmesi üzerine, su içerek demene yapmış, söylenenleri çürütmüş, bir de nutuk atmıştı:

"Bizim suyumuz temizdir. Bizim suyumuz içilebilir. Şerefimle teminat veriyorum ki ben her gece, her gün musluk suyu içiyorum.”

(Konuyla ilgili olarak ODTÜ’ye yaptırıldığı söylenen raporun sahte olduğunun söylendiğini de söyleyelim.)

*****

Demek ki, sütün “bozuk”, çayın “radrasyon”lu, suyun “arsenik”li olmadığını kanıtlamak için kameralar karşısında deneme yapılmış... Dünya aleme, “İşte, ben içiyorum, zararlı olsa içer miydim?” mesajı verilmiş, “millet” rahatlatılmış, “iftiracı”lar, “teşhir edilmiş”ti.

Demek ki, “denemesi bedava”...

Öyleyse buyrun, siz de biber gazını deneyin!

Başta, İçişleri Bakanı ve başka büyükler, çıksınlar kameraların karşısına; biber gazı, sıkılsın gözlerine gözlerine...

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de, biber gazı sıkan polis rolünde olsun. Bu görev ona yakışır. Çünkü Sırrı Süreyya, tartıştığı İçişleri Bakanı Şahin'e  “kürsü”den şöyle seslenmişti:

"Ben bu biber gazını Genel Kurul'da size sıkmayı düşünüyorum, bir görün ne menem bir şeydir!”

Gün, biber gazının “zararsız olduğu"nu kanıtlama günüdür!
    
TURGUT ÇELİK/ Mersin
 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..