Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

Sırrı Süreyya Önder neden aday?

Sırrı Süreyya Önder neden aday?
 

NE ANLADIN?


Sırrı Süreyya Önder’in İBB Başkanlık adaylığı sürecini ve söylemlerini takip eden biri ana muhalefete aday olduğunu zanneder. Neredeyse sadece muhalefete muhaliflik yaparak  seçim çalışmalarını yürütüyor. Neden böyle bir strateji uygulanıyor ve S.Süreyya Önder neden aday?

Yaklaşık bir yıl kadar geriye dönerek bazı olayları ve söylemleri hatırlamaya çalışalım.

28 şubat 2013’te S.Süreyya Önder’in de İmralı’ya giden heyette bulunduğu görüşmeden sonra basına verilen görüşme tutanaklarında, Öcalan:”AKP’yi 10 yıldır ayakta tutan benim.” demişti.

21 Mart 2013 günü Diyarbakır’da PKK Terör Örgütü lideri Öcalan’ın mektubu şahsına büyük bir itibar kazandırılarak (Hem içeride hem dışarıda) S.Süreyya Önder tarafından okunmuştu.

28 Mayıs – 15 Haziran 2013 Gezi Parkı direnişinde kepçenin önüne geçerek bir anlamda ilk gün ağaçların yaşamını kurtaran BDPli (O günlerde henüz BDP’den ayrılmamıştı) vekilin popüleritesi çok artmış ve hatta kendisi de devletin kolluk gücü tarafından yara almıştı. Kendi açıklamasına göre, Gezi direnişinde ki aktifliği yüzünden artık Öcalan ile görüşmeye giden komisyona alınmadığını, TV lere çıkarılmadığını belirtmişti.

Peki geçtiğimiz günlerde İmralı Adasına giden heyet içerisinde yer alarak  -MHP’nin İstanbul adayının kim olduğunu hiç görmediğim- TVlerde hergün Sırrı S.Önder haberi olmasını nasıl değerlendirmeliyiz? Neler değişti? Kısa hatırlatmalara devam edelim;

4 Ekim'de ABD’nde konferansa katılıp, ülkeye döner dönmez 10 Ekim 2013'de "CHP bu seçimde hayatının en ağır yenilgisini alacaktır." açıklamasını yaptı. Zamanlama manidar olarak yorumlayalım mı?

Geçtiğimiz haftalarda gazeteci C.Özdemir'e canlı yayında “Sarıgül aday olmayacak görürsünüz.” dedi ve Özdemir’in “Nereden biliyorsunuz?” sorusunu yanıtsız bıraktı. Sarıgül için TMSF nin devreye girmesini de yine sadece “zamanlama manidar” olarak yorumlayalım.

Durum açık ve nettir.

Erdoğan’ın iktidarda olması PKK terör örgütü lideri Öcalan’ın itibar sahibi olması demektir. 1984’te, 1993’te, 1999’da, 2002’de ulaşamadığı bölgesel, ulusal, uluslararası itibar AKP iktidarı döneminde şahsına sağlanmıştır. Öcalan, Gezi direnişinde Erdoğan’ın oy potansiyelini kaybetmesinin kendisi adına da kaybetmek olduğunu bildiğinden, yandaşlarına müdahale etmiş, hem olaylar provoke edilmiş hem de durum iktidara gücünü gösterme fırsatına dönüşmüştür. Gezi direnişinden kısa vadede kazanan Öcalan olmuştur.

Bugün biraz siyasete kafa yoran biri Mustafa Sarıgül’ün, 11 yıllık AKP iktidarının karşılaştığı en zorlu rakip olduğunu bilir. (2007 DP birleşmesi süreci de benzerdir, başarısızlığa uğramış ve sır perdesine dönmüştür hatırlayınız.) İstanbul Belediye Başkanlığı yapan Erdoğan 10 yıldan fazla süredir Başbakan, İBB seçimlerini kaybeden Kılıçdaroğlu’da ana muhalefet lideri olmuştur. Neticede İstanbul Belediye seçimleri, kaybedeni bile kazandırabilen bir seçimdir. İstanbul en değerlidir. Şehri alan ülke yönetimini alır. Bizatihi kendi söylem ve sözleri ile Sırrı Süreyya Önder’in neden muhalefete muhaliflik yaparak seçim çalışması yaptığını gözlemek ve anlamak pek zor değil.

 
Toplam blog
: 43
: 543
Kayıt tarihi
: 03.05.11
 
 

 İsyancı ruhlu, demokrat, kendi çapında yazar... ..