Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

Sis

Sis
 

Zaman her şeyin ilacıdır” derler. Doğrudur, olabilir. Ancak zamanın, her şeyin ilacı olmaktan daha ziyade bir özelliği var. O da, zamanla her şeyin gün yüzüne çıkma ihtimalinin çok yüksek olmasıdır.

Sisli bir havada önünüzü göremiyorsanız, zamanın geçmesini bekleyeceksiniz ki sis dağılsın ve önünüzü tüm açıklığıyla görebilesiniz. Yakın dönemde de, siyasette sisli bir dönemin içinden geçiyoruz gibi… Ufkumuzu göremiyoruz, gelecekte nelerin karşımıza çıkabileceğini tahmin etmekte zorlanıyoruz.

Bir türban konusudur ki, bu günlerde yolumuzu sisle kapattı. Neredeyse göz gözü görmüyor. Kim ne dedi, kim ne yaptı? El altından yapılan siyasi pazarlıklar… Bunların sonucunda da elimizde ne gibi kazanımlarımız var?

Çok geriye gitmeye gerek yok. Henüz 22 Temmuz Türkiye Genel Seçimlerinin birkaç hafta öncesi… Bütün partiler, tüm hızlarıyla propagandalarını yapıyorlar. Neredeyse tüm siyasi partiler, propagandalarının ana temasını Ak Parti hükümeti üzerinden yapıyor; yapıyor da… Yeni yasama döneminde TBMM’deki siyasi dağılımın nasıl olacağı tartışılıyor. Tabir-i caizse, ortalık toz-duman…

Propaganda yapan partiler arasında bir parti var ki, yaptığı propagandanın dozunu git gide arttırıyor. Hangi parti mi? Milliyetçi Hareket Partisi. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ, seçim öncesi yaptığı propagandalarda birçok vaatlerde bulundu, diğer tüm parti liderleri gibi. Bahçeli, seçimlerden önce Ak Parti’yi iktidardan indireceklerini dile getiriyordu; bunu başaramadı. Ayrıca Bahçeli, Ak Parti lideri Erdoğan’ı, PKK eski lideri Abdullah Öcalan’ı idam etmemekle suçladı. Hatta Bahçeli suçlamakla kalmadı, ayrıca Erzurum mitinginde, halkın üzerine idam ipini atarak herkesi büyük şaşkınlığa uğrattı. Öyle ya, Bahçeli iktidara gelmesi durumunda, Öcalan’ı idam etmeyi vaat etmişti. Birçok siyaset bilimi uzmanına göre, Bahçeli’nin o gün idam ipi atması, partisinin oylarının düşmesine neden olacaktı. Erzurum’da yapılan o hareketin, MHP’nin oylarını nasıl etkilediği tartışılır; ancak o hareketin MHP’yi iktidara taşıyamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yine Bahçeli’nin, seçim propagandası yaparken dile getirdiği bir başka konu da, Başbakan Erdoğan ve o dönem ki Dışişleri Bakanı Gül başta olmak üzere bazı bakanların Yüce Divan’da yargılanmalarının sağlanmasıydı. Yani Bahçeli’ye göre, Başbakan başta olmak üzere AKP hükümetinden bazı bakanların Yüce Divan’da yargılanması gerekiyordu; bunu da başaramadı.

Seçimler yapıldı ve Ak Parti yeniden iktidara geldi. CHP, MHP ve DTP de, TBMM’de grup kuracak sayıda milletvekili çıkarmayı başardılar. Yeni yasama döneminde TBMM’de görüşülecek en kritik konu, Cumhurbaşkanı seçimiydi. CHP, seçimlerden önceki tavrında değişikliğe gitmedi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin oylamalarında TBMM Genel Kurulu’na katılmadı. MHP ise seçimlerden önce dile getirdiklerini adeta unutmuş gibiydi. Seçimlerden önce seçmenlerine, Erdoğan ve bazı bakanların yargılanmaları yolunu açacağını söyleyen Bahçeli; seçimlerden sonra, tabir-i caizse Abdullah GÜL’ün Cumhurbaşkanlığı fiyonkunu kendi elleriyle bağladı.

Bütün bunları yapan Bahçeli, günümüzde gelinen noktada, Ak Parti’ye karşı muhalefet yapmak yerine, onlarla birlikte hareket ediyor. Türban konusunda MHP’nin tavrı, bu söylediğimi destekler nitelikte.

CHP lideri Sayın Deniz BAYKAL ise türban konusunda yaptığı muhalefeti sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde TBMM Genel Kurulu’na katılmayarak Abdullah GÜL’ün önünü kapatan Baykal, seçimlerin ardından MHP’nin AKP ile hareket etmesi sonucu, Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını engelleyememişti.

Bugün gelinen noktada ise Baykal, türban konusunda ilginç bir yorumla gündeme geldi: “Kral Çıplak.” Baykal’ın bu yorumu, Türkiye’nin bir din devletine doğru ilerlediğini dile getirmek için yapıldı.

Önümüzde yoğun bir sis var. Göz gözü görmüyor Türkiye’de. Rejim tehlikede mi? Atatürk’ün ilke ve inkılâpları göz ardı mı edilmeye başlandı? Yoksa tüm bu yaşananlar, insanların daha da özgürce yaşayabilecekleri bir Türkiye için mi?

Bu soruların cevaplarını bulmak, bu sis bulutunun içerisindeyken zor gözüküyor. Artık en büyük güvencemiz zaman. Zamana güvenmek zorundayız. Elbet bu günler geride kalacak ve bu sis bulutu dağılacak. İşte o zaman her şeyi apaçık görebileceğiz. Umarım sis bulutu dağılıp da yaşananları görmeye başladığımızda, her şey için çok geç olmaz.

 
Toplam blog
: 44
: 1133
Kayıt tarihi
: 10.12.07
 
 

Karadeniz Teknik Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Kitap okumayı, yazı yaz..