- Kategori
- Gündelik Yaşam
SİT'i geçen, "Sırat Köprüsünü de"geçer !
Bartın Konaklarının enteresan yapıları var.
Fatma Hanım Konakları, 7500 yılı aşan bir tarihe sahip, Perslerden Hellenistik Çağa, Bizanslılardan Selçuklulara ve Osmanlılara birçok uygarlığa ait değerlerle bezenmiş tabiat ve tarihin iç içe geçtiği Bartın’da SİT alanları öylecene duruyor. Amma restore edilenler bu gün, turizmin dinamiğini teşkil ediyorlar.
Asma’ya giden yol boyunda yıkılmakta olan binalar SİT alanında. Bu yüzden evler ha yıkıldı, ha yıkılacak. Bunlardan birisi altında kalacak vatandaşlar olursa kabahat kimin olacak acaba? SİT Hazretleri bu faciayı üstlenebilecek mi?
Parthenia adı verilen şehrin adı, Bartın. Sular İlahı manasında. Dört tarafı akarsularla çevrili.Mitoloji kitaplarında bu ırmakta yıkanan genç kızların güzelleştiği, Athena’nın da bu ırmakta yıkandığından söz edilir. Ünlü ozan Homeros, İlyada destanında Bartın’ı anlatır. Uzun süre Bizanslıların, daha sonra Selçukluların elinde kalan şehir 1392 yılında Osmanlı egemenliğine girmiştir.
SİT canavarının elinden kurtarılan Fatma Hanım Konağı, örnek bir yapı teşkil ediyor. Bartın Turizm Müdürlüğü, “parayı veren, düdüğü çalar” imajında. Yıkılmakta olan evlere, tedbir için dayanak konmamış. Zira SİT Kanununa göre buralarda toprağı bir santim daha olsun kazamazsınız. Bir kısmını devlet, bir kısmını da mal sahibi ortaklaşa restorasyon yapılınca, evler kurtuluyor.
Şimdiki tatbikat, yıkılmakta olan 3-4 katlı eve, aileden yaşlı birisi oturtuluyor. Güya evlerine böyle sahip çıkılıyor. Kendileri ise apartmanlarda oturuyor mal sahipleri. Bu ikilemler bilinmez, daha ne kadar sürer.
Eski Turizm Müdürlüğü binası ve aşağısındaki yol kenarındaki yapılar kurtarılmış restorasyon görmüş yapılar. Müdürlük, müracaat sahiplerini bekleyedursun, atı alan çoktan Üsküdar’a varmış bile. Fatma Hanım Konağı bunlardan biri. Yıkılmaktan kurtarılmış, turizme şehrin ortasında kazandırılmış bir butik otel olarak karşımıza çıkıyor. Eski Vali İsa Küçük, buranın kordelasını kesmişti. Açılış çok görkemli olmuştu.
Bartın’ın eşrafından Kasap Ahmet Ağanın kızı Fatma Yücel’den kalan konak, bakımsız bir hantal yığındı. Şimdi turizme hizmet ediyor. Ev sıcaklığında ve samimi bir atmosferi var. Biz kalmadık amma, ziyaret edip mantısını yedikten sonra, etraftan söylenenlerin ifadesine göre “kendimizi evimizde ve huzur içinde buluyoruz” demeleri çok manidar.
Konağı bir Rum usta yapmış. Yüzlerce seneden beri de duruyor. Yıldız Metin Yücel çifti işletiyor burayı. 11 odası var.
Restoranında Bartın yöre yemekleri ikram edilmekte. Punpum çorbası, mısır unun dan yapılma. Cimcik makarna, Halışka, Şapşap köfte, Zarbana tatlısı, çilek üzümünden sıkılma içecek favorisi buranın. Hele bohça gibi, mektup zarfı stilinde dürülmüş pirinçli mantısı, buraya mahsus. Hep bütün bunlar otel sahibesi Yıldız Yücelin başı altından çıkıyor. Lezzetli mi lezzetli.
Bartın, Karadeniz’e bir ırmak ile bağlı, dört bin yıllık bir yerleşim bölgesi. Bartın, bitki ve sebzeleriyle ve tarihi ile önemli bir şehir. Hele bir de Irmakla Boğaz arasındaki sirkülasyon temin edilirse, eski günlerdeki gibi Bartın yeniden ihya olacak.
Vali Ali Çınar’ın pek çok turizm projeleri var. Bartın’ın İskelesi, eski günlerin hareketliliğine kavuşması için ne lazım geliyorsa yapılmalıdır.
ALTTA - KONAĞIN RESTORASYONDAN ÖNCEKİ HARAP HALİ GÖRÜLÜYOR.
BARTINDA BÖYLELERİ O KADAR ÇOK Kİ. BAŞIMIZA YIKILMASIN DİYE HALK, BU TÜR BİNALARIN ÖNÜNDEN GEÇMİYOR ARTIK. YIKILIP DA ALTTA KALANLARIN CANI SİT UĞRUNA GİDECEK.