Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Sitem etsem, ne faydası var?

Sitem etsem, ne faydası var?
 


Hayatımıza renk ve anlam katanlar olmasa,ne kadar boş ve anlamsız ömür sürerdik.

Bu anlam katanların en özeli ise sanırım evlatlarımız.
Ardından arkadaşlar (eşleri saymıyorum zira onlar olmasa zaten birşey olmaz) komşular,akrabalar...siyasetçiler ve tabii ki işimiz.


Kimisi ince detaydır zaman içinde,bir zamanlar ne kadar da önemliydi hatırlanmaz bile.Hemen itiraz etmeyin,devam eden en uzun arkadaşlığınızın süresi ne kadar?

İnsanoğlunun en büyük özelliği kişilere ve anılara karşı, olabildiğince unutkan olması ve hatta nankörce <ımg height="108" src="http://tbn0.google.com/images?q=tbn:NtueGyYW40NslM:http://www.artacademy.com.tr/yarisma/resimler/B34.jpg" width="137">hatırlamamaya inat etmesi desek...herkes yanlış diyebilir mi?

"Bir acı kahvenin bin hatırı vardır" sözünün anlamını hatırlayan kaldı mı? zaman zaman çok merak ediyorum.

Düşüncelerin bakış açılarının değişmesi tabii ki çok doğal bir süreç,insan kendini zaman içinde geliştirir, bilmediklerini veya yanlış bildiklerini düzeltir. Ama bir zamanlar kendinin de yanlışlar yapabildiğini ve etrafından anlayış beklediğini çok çabuk unutabiliyor.

Ama artık teknoloji o kadar ilerledi ki, geçmişi hatırlamak sadece internetteki bir sayfaya bir tık kadar yakın.

Özel hayatlarımıza bakmaya, bu yoldan bir geri dönüş olabilseydi keşke, bir zamanlar ne düşünüyorduk? neler yapıyorduk ? isteklerimiz beklentilerimiz nelerdi? Nelere sevindik veya üzüldük,nerelerde hatalar yaptık bunları görebilseydik...

Peki bunların bir faydası olur muydu? Bazıları için belki ama çoğunluk için kocaman bir hayır.

"Hocanın dediğini yap gittiği yoldan gitme" demişler ya,bunu hiç düşündünüz mü?. Dikkat ediyorum hayatımız, tam da bu sözün etrafında dolanıp devam edip gidiyor.

Biz büyükler, sigara içme deriz, sigara içeriz, iddia oynama deriz, öğretmenevlerinde ve meslek lokallerinde okey masasından kalkmayız... alkol kullanma deriz, alkol kullanırız, giyimine kuşamına dikkat et deriz, biz etmeyiz, insanlarla iyi geçin paylaşımcı olun deriz ama, çoğunlukla bildiklerimizi paylaşmayız. Kitap oku deriz kitap okumayız.

Bırakın kitabı günlük bir gazete bile okumayız, çocuklarımıza yapın dediklerimizin hiçbirini kendimiz yapmayız.

Ta çocukluk çağlarımdan beri duyduğum bir söz vardır. Tabii ki sizlerinde duyduğu "kuşak çatışması" derler hani...

Çocukken el bebek büyüten, her isteğine cevap vermeye çalışan bir baba,nedense erişkin çağa gelindiğinde...birden değişir. Hiç alıştırmadığı halde, ister ki benim dediğimi yap,benim istediğim mesleği seç,hatta benim istediğimle evlen.

Genç kendi düşüncelerini isteklerini ve yapmak istediği mesleği seçme zamanı geldiğinde, çoğunlukla karşısında kocaman bir kuşak çatışması çıkar. Babalar, bir zamanlar omuzunda güldürmek için taşıdığı oğluna,yapmak istemediği şeyleri yapması için baskı kurmaya başlar. Genç itiraz edip kendi düşüncelerini söylediğinde ise olanlar hep aynı.

Kaynanasından çok çekmiş bir gelin,zamanı geldiğinde çocuklarını evlendirdiğinde aynen ona yapılan gibi zulum etmeye başlar.

Siyasetçi kendi aldığı kararların yanlışlığını unutup... hatta bile bile o yanlışlardan kaynaklanan badireler için, "kendini sütten çıkmış ak kaşık" gibi görüp,alabildiğince eleştirir,karalar.

Sadece karşı tarafın hatalarına bakıp,kendilerininkileri görmeden...renklerimizi soldurmaya, hayatı yaşanmaz hale getirmeye bu kadar ısrarcı davranmak...işte yapılanlar bundan ibaret.

Neredeyse tüm insanların yaşama gayesi, bu olmuşken gel de hayattan zevk al!

Ben şahsen artık hiç mutlu olamıyorum. Renklerimizi soldurmaya ne zaman bir son vereceğiz? onu da bilemiyorum.

Dışarda ne güzel yağmur yağıyor...Bugünün en mutlu olayı sadece bu olmasaydı keşke...


*Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı
Dünyada su da olmazdı, ateş de. Mevlana




 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..