Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '10

 
Kategori
Deneme
 

Sitem

Sitem
 

"Yaşın kaç beyamca?" sözünü sırf muhabbet olsun diye soranlara deli oluyorum artık! Ben soruyor muyum size? Siz de sormayın işte! Adım çıkmış aksiye! Aksi de olurum taksi de, galaksi de kime ne?

Yetmiş beş yaşındayım! Erdiniz mi muradınıza! Ben mi istedim bu kadar ömrü? Rabbime “benden yardımını esirgeme” diye dualar ettim o da bana para, pul değil ama şerefimle yaşadığım bu ömrü verdi!

“Maşallah bayağı da yaşın varmış?” diyorlar. Utanmasalar “ne de çok yaşamışsın artık yeter” diyecekler. Canımı onlar mı vermişler!

Sanki benim aldığım nefes eksilse, ciğerlerine daha mı fazla oksijen gidecek! Musluktan içtiğim su israf mı, sizin rızkınızdan mı çalıyorum. Zamanında ben de sizin gibiydim çalışırdım bileğimin gücüyle.. Üç kuruş aylığım var devletten, siz mi kamburu mu doğrultuyorsunuz?

Çabucak toprağa gömmek istiyorlar ama bu toprakta doğdum ben! Bu toprakta da öleceğim işte!

Bakmayın elimin yüzümün harita gibi oluşuna! Bir zamanlar ben de bu coğrafyaya bir bebek olarak geldim. Bu yüzüm ergenlik sivilcesi de gördü. Delikanlı bakışlar da... Hatta bana aşık olan hanımımı da.

Ta uzaklarda gördüğüm otobüs için durağa sizin gibi koşardım! Bana mısın demeden en ağır yükleri elimde taşırdım.

Sineğin sesini bile duyarken, şimdi sokak satıcılarının hoporlörden çıkan patates soğan diyen feryatlarını bile işitmiyorum.

İstediğim sadaka değil ki? Saygı, hürmet azıcık da sevgi! Nüfustan düşmem size ne kazandıracak ki! Daha elden ayaktan düşmemişim. Ağır ağır da olsa bir başıma yürüyebiliyorum. Kimseye yük değilim! Bırakın “ihtiyar” demeyi!

Herkesin yolu kendine açık! Farkında olmadan yürürken bir de bakacaksınız ki beyazlarınız pamuk gibi çıkmış, biraz daha yol alacaksınız dişleriniz patır patır dökülmüş, gözleriniz iyiden iyiye kalın gözlüksüz göremez olmuş, derinizi buharlı ütü bile açmaz hale gelmiş! Kullandığınız ilaçların sayısını unutmuşsunuz!

Kuru bir ağaç görüyorsunuz ya şimdi beni! Oysa bende de yeşilin envare çeşit tonu vardı. Meyve verirdim dalımdan! Neredeler şimdi kavanozlara reçel mi oldular? Yoksa çok mu hamdılar ki beni unuttular!

Bırakın beni kendi halime! Ekmek, su istemiyorum sizden, acımayın yeter!

Aysel AKSÜMER

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..