Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '09

 
Kategori
Futbol
 

Sivasspor- Trabzonspor maçından notlar

Sivasspor- Trabzonspor maçından notlar
 

yanal


Sivas itip kakmayı unutmuş

Bülent Uygun takımıyla ilgili teşhisi doğru yapamamış. Bir takım için iyi olan, o takımın iyi yaptığıdır. Sivas iyi savunan, “arta kalan” zamanda da hücum deneyen bir takım kimliği ile Sivas oldu. Anlaşılan Mehmet Yıldız’ın yokluğu bu oyunu oynamayı zorlaştırmış, sadece o değil: Tum, Canfory, Diallo gibi oyuncular takımı dirençli tutuyordu. Bu oyuncular sert oyuncular. Balili gibi bir silahı gözden çıkarmaları, kendilerine ölçüsüz güven duydukları anlamına geliyor. Balili'nin oynadığı takımın üzerine giderken mutlaka göz arkada kalır. Bir Anadolu takımının Balili'den vazgeçme seçeneği olmaz. Saha zemininde iyileştirme de yapılmış, bu rakipler için avantaj; özellikle top oynamak istenler için.

Ersen etkli hücum eden takımda "zaman zaman" etkili olabilecek bir oyuncu; yani Sivas için yanlış oyucu. Sivas etkili hücum eden takım değil. Ersen'den vazgeçmeliler, gerekirse tek santrafor oynamalılar; takım Ersen'le eksik oynuyor, Sivas ile Ersen ayrı futbolların insanları. Sivas'ın "yolunu bulmasının" altında, hocasının zeki oyuncuyla olmayanını ayırt edebilmesi yatıyor. Zeka bozmayı sağlar, yetenek yapmayı. FB'li oyuncular için de bu geçerli, zekiler ama yetenekli değiller. Bülent Uygun gereksiz oyuncu transferi yapıyor. İyi oyuncu seçebilecek yeteneği olmasa anlarım, bir sürü oyuncu alıyor "hangisi tutarsa" yapıyor derim; ama zekadan anlayan birinin bu tavrı kendine haksızlık; belki de oyuncusuna güvenmiyor.

Attıkları gol, kaleci hediyesi. Sylva için, bu sürpriz değil ama sık olursa moral bozar. Hem kendinin hem önünde oynayanların. Golü hak edecek bir oyun oynamadılar. Sivas'ın zayıfladığı görülüyor ama zayıflamasa da, Trabzon'a karşı etkili olamazdı. Trabzon her hattıyla, özellikle orta sahasıyla iyi takım. Sivas iki senedir itip kakıyor, bir de gol sıkıştırıp kazanıyordu; bu, bu Trabzon'a sökmez. Zaten, Canfory yerine Erman/Cihan oynadığı için yumuşamışlar, itip kakma işini de eski başarılı haliyle uygulayamıyorlar. Sivas'ın çıkışı bilinçli bir çıkış değil, kendilerinin de beklemediği bir çıkış. Bir oyun tutturdular, oyuncu grubu, hoca buna oturdu, iyi sonuçlar aldılar; şu bir gerçek Sivas top oynamıyor, iki senedir oynamıyor, sonuç alıyor. Futbol böyle bir oyun. Hayatta nasıl yolunu bulan! "yürüyor". Futbolda da böyle.

Ersun Yanal'sızlığın dayanılmaz hafifliği

Ceyhun attığı her şutla Ersun Yanal'a gönderme yapıyor. Ceyhun üstüne koydu da böyle olmadı. Ceyhun geldiğinden beri aynı Ceyhun. ”Hiç risk” anlayışı, Trabzon'a da Ceyhun'a da bir sene kaybettirdi, bari Yanal'a bir şeyler öğretmiş olsa. Collman daha özgür. Selçuk da öyle. Yanal, hangi takımdan ayrılsa hafifleme görülüyor, sanırım oyuncuya yeterince güvenmiyor; “fazla sistemci”. Oyuncunun kafası sistemle doluyor ve saha içinde "bildiğini" değil "gerekeni" yapmaya çalışıyor, bir süre sonra da sigortası atıyor. Yanal gidince bu nedenle hafifleme oluyor. Sistem baskısı ortadan kalkıyor. Bülent Uygun bunun tersini yapıyor. Sisteme değil oyuncuya odaklanıyor. Kabaca: "hadi aslanım.." Sistem teferruat. Lucescu ikisinin ortasını yapabiiyor; yani ”iki yönlü teknik direktör”..

Trabzon istediğini oynadı. Gabric ve Yattara da gelince hücum gücü artacaktır. Trabzon'un tek handikapı, sakatlıklar ve bireysel hatalar olur. Kalecisi ve savunma oyuncuları normal ölçülerde bireysel hata yaparsa Trabzon şampiyon olur. Takım olmaya en müsait kadro onlarda; hoca da, yönetim de. Trabzon, geçen yıl da 4-3-3 oynamaya çalışıyordu; bu yıl oyunuyor. Yanal'ın 4-3-3'ü tahtada kalıyordu; örnek, Collman, sol açık Umut gereği, tahtada değil ama pratikte çizgiye kaymak zorunda kalıyordu. Yetenekli oyuncun varsa, baskı da yoksa güzel oyun kaçınılmaz; pas da yaparsın, şut da atarsın. Trabzon için herşey yolunda.

futbolteknk@hotmail.com

 
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Felsefe okudum. İnsan denilen sürüye hakikatini hissettirmeye seviyorum. Araba ile kıyafet ile kendi..