Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '08

 
Kategori
Güncel
 

Sivrisinek balyozla öldürülmez (1)

Sivrisinek balyozla öldürülmez (1)
 

Gabar, Cudi dağlarında yüzlerce terörist var. O dağlara binlerce asker yerine, işini iyi yapan, eğitimli SAT türü kişileri gönderirsek bu iş bitmez mi?

"Evet, gönderirseniz bu işi bitirsiniz." diyor Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun Başkanı Doçent Sedat Laçiner ve devam ediyor, "Ama gönderilmiyor işte!" diye.

Orduyla iç güvenlik sağlanmaz. Siz 10 bin kişiyi oradan oraya sevk ederken 50 kişi ıslık çalarak başka yere gidiyor. Türkiye, teröristle mücadeleyi askerle yapan tek ülke .

Sınırlar delik deşik.

Türkiye'de bir askeri darbe olsa... Sıkıyönetim ilan edilse, PKK çok mutlu olur. Çünkü PKK'nın büyüdüğü zeminlerdir bunlar. PKK, Kürtlere hak verildikçe zemin kaybeder. PKK terör eylemleriyle ülkede sivil siyaseti boğmak istiyor. Türkiye'nin AB ve demokratikleşme sürecini tersine çevirmek istiyor. PKK, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkıyor. Zaten şu açık ki, Türkiye'de zıt uçlar birbirini besliyor.

Peki kim bu zıt uçlar?

Kürt ulusalcılarla Türk ulusalcılar birbirini destekliyor. Ülkede terör dönemine geri dönülmesini isteyenler, 'Kürt meselesinin sadece silahla çözülebileceğini, demokratikleşmenin çözüm olmayacağını, AB üyeliğinin yanlış olduğunu, Türkiye'nin dışa kapanması gerektiğini, Batı demokrasisinin ülkeyi böleceğini' söylüyorlar.

PKK, Türkiye'de askeri bir yönetim mi olmasını istiyor?

En çok istediği şey bu. Radikal milliyetçi yaklaşımın artması, PKK'nın çok işine yarar. Bu sayede istismar ettiği her konuyu sürdürebilir.

PKK ne diyor? 'Türkiye demokratik bir ülke değil. Kürtlere burada yer yok. Yaşanan, sahte bir demokratikleşme sürecidir. Bizi kandırıyorlar' diyor. Nitekim bir askeri müdahalede, PKK'nın dediği her şey gerçekleşir. AB'ye uyum için çıkarılan demokratikleşme paketlerinden, Kürtlere tanınan haklardan geriye dönülür. Sıkıyönetim ilan ettiğiniz zaman...

PKK, Türkiye'yi Kuzey Irak'a mı çekmeye çalışıyor?

PKK, Türkiye'yi sadece K. Irak'ta değil, G. Doğu'nun Gabar, Cudi dağlarında da çatışmaya çekmeye çalışıyor. Eğer Türkiye K. Irak'a girerse, PKK'nın çok işine yarayacak. Çünkü Türkiye'nin en üst düzey yetkilileri, bu terörün arkasında ABD, AB, Barzani ve Talabani var' diyorlar.

Sınırı geçince ABD'yle mi çarpışacağız? Barzani'yle mi çarpışacağız? diye soruyorlar.

Bunu Genelkurmay Başkanı söylüyor.

Evet.

En üst düzeydeki askeri isim söylüyor bunu.

Ama bunları söylemek, her tarafı kırıp dökmek demektir. Bu tür şeyler böyle kamuoyunun önünde, basının karşısında, kokteylde söylenmez. Alttan birileri söyler bunları. Karşı tarafa istihbarat dosyaları gönderilir ve bunlar medyaya sızar.
Daha önce Türkiye'nin karşısında bir PKK vardı. Yani birkaç bin adam vardı.
Ama şimdi bu açıklamalar sonucunda, Türkiye'nin karşısında AB, ABD, Barzani, Talabani, Bağdat var, tüm dünya var.

Siz bir devletin, hem ülkenizde terörü desteklediğini söyleyip, hem de onunla müttefik olamazsınız. Eğer bu kadar açık meydan okuyarak, ABD'nin ve AB'nin terörü desteklediğini söylerseniz, karşılığını alırsınız. PKK'nın eline öylesine etkili bir silah verirler ki, öyle bilgiler aktarırlar ki, siz Irak'ın kuzeyine girdiğiniz anda 300 askerinizi kaybedersiniz. Hatta Barzani'nin adamları ve İsrail'in oradaki istihbarat görevlileri, size PKK kılığında öyle zararlar verirler ki, şaşkınlığa uğrarsınız.

PKK'nın rakibi ordu değildir.

Bakın... Aslında terör, silahlı bir meydan okuma değildir. Terör, fikri bir meydan okumadır.

Terörle mücadeleyi, teröristle mücadeleyle karıştırmamak gerekir. Türkiye bu ikisini karıştırıyor.

Terörist sivrisinek gibidir.

Ordu ise dev bir balyozdur. Türkiye elinde balyozla sivrisineğin peşinde koşturuyor. Siz sivrisinek olsanız, balyozdan korkar mısınız?

Korkmazsınız.

Balyozun üzerinize isabet etme ihtimali çok düşüktür çünkü. Bu yüzden sivrisinek insanın devamlı orasına burasına konup kanını emmeye çalışır ki, balyoz insanın kendisine vursun. PKK da terör konusunun sadece askeri mesele olarak kalmasını ister.

Ayrıca PKK'nın orduyla mücadelede hiçbir sorunu yok.

Bir örnek vereyim.

Gabar Dağı'nın adı çok geçiyor. Bu dağda şu anda (o zaman için) 35 PKK teröristi var. Bu resmi rakamdır. Bunlar dağda dolaşıyorlar, arada bir de uzun namlulu silahlarıyla kayanın arkasına geçip kurşun atıyorlar ve bir eri öldürüyorlar.
Peki biz bu dağın etrafında kaç kişi bulunduruyoruz biliyor musunuz?

Dağın etrafında 10 bin kadar askerimiz var bizim.

Cudi Dağı'na gelelim... Orada da 100 civarında PKK teröristi var.

Oysa bir dağa hâkim olmak için binlerce insana ihtiyacınız yok. O dağa işini iyi yapan, komando eğitimi almış, SAT türü 35-100 James Bond gönderirsiniz, işi bitirirsiniz.

Ama gönderilmiyor.

Kaldı ki bizim subaylarımızın yüzde 90'ı da terör uzmanı değildir.

Dünyada ise teröristle mücadele profesyonel ekiplerle yapılıyor.

Türkiye, terörle ve teröristle mücadeleyi askerle yapan yegâne ülke Batı dünyasında.

Batılı ülkeler, teröristle mücadeleyi asla orduyla yapmıyorlar.

Nasıl yapıyorlar?

Polisin içinde bir birim kuruyorlar. Kuzey İrlanda'da biraz orduyu işin içine soktular, sonuç felaket oldu. Sonra yeniden profesyonel güçlere döndüler. Terörle mücadeleye gelince, o apayrı bir şey. Hayvancılık politikasından sosyal politikalara, demokrasiye varıncaya kadar her şeyi kapsıyor bu.

Eğer terörle mücadeleye siviller el atmazsa, terör asla ve kata bitmez.

PKK'nın Türkiye'de demokrasi istemediği, AB'nin yolunu kesmeye uğraştığı artık açıkça görülüyor.

Kim destekliyor PKK'yı?

Şu anda PKK'yı en çok destekleyen Türkiye'nin hatalarıdır, korkularıdır.

Bunun dışında PKK'yı destekleyen herkes teferruattır.

Eğer siz bir karakolunuzun içine PKK'nın militanını hiç arabasını kontrol etmeden alıyorsanız, PKK'yı en çok Türkiye destekliyor demektir bu.

Bu kadar beceriksiz, terörle mücadele stratejisi 25 yıldır bu kadar başarısız olmuş... Bakın... Türkiye hiçbir zaman terörü bitiremedi.

Terör bir ara bitmemiş miydi?

PKK'yı bir dönem bitiren, Amerika'nın Öcalan'ı paketleyip Türkiye'ye vermesi ve PKK'ya 'Böyle devam edemezsin. Ya normalleşeceksin, siyasileşeceksin ya da ben senin karşında olacağım' tavrı oldu.

Ama sonra 1 Mart'ta tezkere geçmeyince, Amerika'yla Türkiye'nin arası açıldı.
Kuzey Irak'ta bir boşluk oluştu. PKK bundan da yararlandı.

Eğer asker çıkıp bu tezkere gerekli deseydi, Meclis'ten geçerdi ve siz de bugün sınır ötesi operasyondan bahsetmezdiniz, çünkü sınırın ötesinde olurdunuz. Bugün Türkiye'nin dış ve iç güvenliği, siyaseti birbirinin içine girmiş ve çorba olmuş vaziyette. Çok tehlikeli bu.

İç siyasi çekişmeler, hesaplar, dış siyasetimizi ve savunma politikamızı etkiliyor.

Niye?

Çünkü Irak'a savaş açacaksınız. Bakın... Eğer karşı taraf size sıcak takip izni vermediyse, 'sınır ötesi operasyon' diye bir şey yoktur uluslararası hukukta.
Ordu, bir başka devletin sınırları içine girip, orayı işgal edecek demektir. Ama bu konuda TSK'nın baş komutanı olan Cumhurbaşkanı tek kelime ediyor mu? Başbakan ediyor mu? Genelkurmay Başkanı 'İzin isterim' sözünün ötesinde gidip Başbakan'la konuşuyor mu? Hayır.

Bütün bunların nedeni iç siyaset işte. Oysa böyle operasyonlarda hem içeride birlik olmak hem de dışarıdaki aktörleri ikna etmek zorundasınız.

Bunların tam tersi yapıldı bizde.

Genelkurmay Başkanı, K. Irak'a askeri bir müdahale gerektiğini bir basın toplantısında açıkladı. Müdahale, PKK saldırılarını gerçekten sona erdirebilecek mi?

Mümkün değil. Çünkü sorunun kaynağı K. Irak değil.

Sorunun kaynağı Türkiye. Bu terör Türkiye terörü.

Büyük hata yapıldı ve insanların ümidi artırıldı. İnsanlar operasyon yaparsak, terör biter sanıyor.

Bugüne kadar 24 büyük operasyon yapıldı Kuzey Irak'a. PKK çökertilemedi çünkü terör böyle çökertilemez.

Terör silahla çözülmez. Terörist, yani sivrisinek balyozla öldürülmez.

Kandil Dağı'na, İran'ın yıllar süren desteğiyle tüneller, mağaralar, sığınaklar yapıldı.

Çok güçlü bombalar da atsanız, derinlere nüfuz etmeniz çok zor artık.

Biz sınır dışı operasyon yapmak istiyoruz ama sınırlarımızın içine de pek hâkim olamadığımız görülüyor. Niye sınırlarımıza ve sınırların içine hâkim olamıyoruz?

Sınırlarımız delik deşik demek yanıltıcı olmaz. Zaten Genelkurmay Başkanı da, iki-üç yıl önce, kara kuvvetleri komutanıyken, 'Sınırlarımızdan 2 bin terörist girdi. Terör eylemleri artacak' demişti.

Sınırlarımızın korunmasında büyük problem var. Sınırdaki coğrafi zorluklar gerekçe gösterilemez.

Çünkü sınırda bazı yerler var ki, yerel halk da, bürokratlar da oraya 'koridor' diyor. Hiçbir engelle karşılaşılmadan herkes istediği gibi girip çıkıyor.

Doğu'da 250 bin asker var. Değil 250 bin, 2 milyon asker yerleştirin, terörist gene gelir bombasını atar.

Bir ili, 50 kişiyle terörize edebilirsiniz. Çünkü ordular hantaldır. Orduyla iç güvenlik sağlanamaz.

Siz 10 bin kişiyi oradan oraya sevk ederken, 50 kişi ıslık çalarak başka bir yere gidiyor.

Devam edecek...

 
Toplam blog
: 19
: 1463
Kayıt tarihi
: 20.09.08
 
 

80'li yılların sonunda, IBM’ in ve Dansk Data Elektronik'in (Danimarka)PC/ Mainframe/Unix, HW/SW ..