Sivrisinekler bu dünyadan göçüp giden ölülerden ne ister?

Yüce Allah sivrisinekleri vızzzz, vızzzz diye ses çıkarsınlar, kirlilikle uğraşsınlar, insanlara rahatsızlık versinler diye yarattı.

Sivrinekler ne dirileri, ne de ölüleri rahat bırakmıyorlar.  

Bilmem ki kimin görmeyen gözüne, kimin kirli yüreğine girmek istiyorlar.

Belki de birilerinin urbalarına yama olmak için hep vızzzz, vızzzz diye sesler çıkarıyorlar.  

Sivrisineklerin zaman, zaman çıkardığı sesler mideyi bulandırıyor. 

Ölülere dil uzatıyorsunuz, onlara iftira ediyorsunuz. Bu konuda birçok rahatsızlıklara neden oluyorsunuz. 

Etrafı rahatsız eden bu vızzzz, vızzzz sesleri kendiniz tasdik edip kendiniz tatmin oluyorsunuz.  

Ey sivrisinekler siz Atatürk’ün yakasında miskalde zerre kadar bir toz dahi olamazsınız.

Ah, ah kuru bir kafatası içinde çürümüş beyinli sivrisinekler.

Atatürk olmasaydı sizin gibi sivrisinekler hala hürriyetsiz, Cumhuriyetsiz, kula kul, emre amade olarak yaşardınız.

TV ekranlarında çıkardığınız vızzzz, vızzzz seslerinize perde arkasında gizlenen büyük sivrisinekler çok sevinmişlerdir.  

Sivrisinekler hiçbir zaman vatan için, millet için ve insanlık için yararlı sesler çıkarmadı.  

Sivrisinekler  bıkmadan, usanmadan daima yıkıcı söz ve söylemlerine devam ederler. Ömrünü hep gıybet yapmakla, iftira atmakla geçirirler.

Bu dünyada omuzlarındaki heybeyi sevapla değil, taşlar misali ağır günahlarla doldurdular.

Bir Müslümanın, ağzına, imanına ve ahlâkına hiç mi hiç yakışmayan sözlerden öte, üstelik hiç çekinmeden sınırsız bağış ve sonsuz merhamet sahibi Yüce Allah adına yargıda bulunamaz, ölülere iftira edemez

Ölen ya hayırla anılacak, ya iyiliği konuşulacak, ya da ebediyen susulacaktır.  

Allah’ın Elçisi, bunun gerekçesini ve doğuracağı sonucu şöyle özetlemiştir:

Sakın ölenlerin ardından ve hakkında kötü şeyler konuşmayınız. Çünkü ölen biri hakkında kötü şeyler konuşmak diriyi rahatsız eder; yaşayanları üzer; ölüye de konuşulan hiçbir şey ulaşmaz 

Ölüler hakkında kötü şeyler konuşmak bir Müslüman’a yakışmaz. Konuşulan ölüye ulaşmaz. Ancak yaşayanları incitir, sevenlerini kırar.  

Ölülerinizi güzellikleri ile anınız; yalnızca iyi taraflarını dile getiriniz. İçinizden biri vefat ettiği zaman onun bağışlanması için dua ediniz.  

Ölülerinize sakın dil uzatmayın; hele ki sövüp saymaya kalkmayın.

Çünkü onlar bu dünyada yapmış oldukları kötülüklerin ve iyiliklerin ödülünü alacakları âdil mercie gitmiş bulunmaktadırlar, onların arkasında gıybet yapmak, onlara iftira atmak size düşmez. 

Kendileri cehennemden kurtulmuş gibi ona buna din ve dindarlık adına dil uzatanların Allah Elçisinin şu uyarısına uymaları gerekir:

Bir kişi, bir kişiye lânet eder; imanına yönelik bir söylemde bulunursa bu söz ve söylem gökteki görevli melekler tarafından Yüce Allah katına ulaşılması engellenir ve dünyaya geri gönderilir.

Sözü söyleyenle söylenen sözün mutlaka bir sonuca bağlanması gerekir. Eğer kendisine dil uzatılan kişi, söylenenleri hak etmiyorsa söz, söyleyene geri döner ve o kişi işlediği suç ve günahın cezasını çeker. 

Mümin, kimseyi kötülemez; kimseye lânet okumaz. Allah adına kimseyi kötülemeye ve lânetlemeye kalkmayın! Sakın Onun adına birini yargılamaya ve cezalandırmaya yeltenmeyin.  

HADİS: Peygamberimiz (sav) buyurdu ki.

Kıyamet günü kişiye amel defteri verildiğinde okur dünyada iken işlemediği biri takım iyiliklerin yazılı olduğunu görür. Ben bu iyilikleri işlemedim dediğinde “ Bu iyilikler senin gıybetini yapanlar, sana iftira atanların neden olduğu iyiliklerdir” denir.  

Bu dünyadaki sivrisineklerin kolaylıkla yaptıkları gıybet ve iftira insanı bu dünyada sıkıntıya, ahirette ise ateşe sürükler.

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN