Siyah Ağıt ve çifte standart

ÖNCE ELLERİNDE İNCİL, SONRA TÜFEKLE GELDİLER.

EVLERİ, EKİNLERİ BİZİM OLAN TOPRAKLARA
UZAK ÜLKELERİN UĞURSUZ İNSANLARI
NE HAKLA GELDİLER ANAM, NE HAKLA GELDİLER

"misafir olmak, dost olmak dururken
şart mıydı ellerinde silah olması.
bizim de yüreğimiz vardı 
sevmesini bilirdik.
suç muydu derilerimizin siyah olması.
dövdüler, vurdular, sürdüler
öz çocuklarımızı öpüp koklayamadık
bize ait olan her şeyimizi 
yeni efendilerimiz aldılar.
namusumuzu bile saklayamadık.
ve işte onlardan geriye kalan:"

BOŞ BİR KİLİSE, 
TAŞ BİR KULE
BRONZ BİR ÇAN

"gel bunları da götür, gideceğin yere.
adaletsiz medeniyetin babası,
ölçüsü menfaat olan, beyaz insan." 

SİYAH AĞIT, Abdurrahim Karakoç’un bir şiiri. Sanatçı Hasan Sağındık besteledi. Afrika’nın yeni keşfedilmiş yerlerine giden emperyalist güçler, oradaki insanları sömürdüler, ırzına geçtiler, köle gibi kullandılar. O ileri, çağdaş dünya bu feryatları görmedi ya da işine öyle geldi.

Son yıllarda aynı emperyalist güçler Irak’ı işgal ettiler oradaki insanlara akıl almaz işkenceler uyguladılar. Bir de bunu barış getirme adına yaptıklarını iddia ettiler. Irak’ta yüzbinlerce insan katledildi. Kadınların ırzına geçildi.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri bu zulmü seyrederken, sessiz kalırken, göz yumarken şimdi ne oldu da Mısır ve Suriye için gözyaşları dökülüyor?

Mısır ve Suriye’deki Müslümanların haksız şekilde öldürülmesine tepki göstermek insanlık gereğidir. Bunu kimse inkar edemez. Ancak yıllardır Kerkük’te, Doğu Türkistan’da Müslüman-Türkler akıl almaz işkencelere tabi tutulurken, zindanlara atılırken, toplu katliamlar yapılırken; Mısır ve Suriye için gözyaşı dökenler nerede idi? Ya da şimdi kınama yaparken, gözyaşı dökerken, dua ederken; Doğu Türkistan, Kerkük, Musul, Türkmenistan, Karabağ, Uygurlar da cümlenin içine alınamaz mı? Bu kardeşlerimiz  için de dualar edilemez mi?

Geçtiğimiz Cuma günü yapılan vaazı dinlerken içim burkuldu. Suriye ve Mısır’daki mazlum insanlar için yapılan dualar, Türk-İslam coğrafyasında zulüm gören diğer kardeşlerimiz için de olsa idi olmaz mıydı? Maalesef onlar unutulmaya devam edildi,

Urumçi katliamı için bir Cuma namazı öncesi dua edilemez miydi? Doğu Türkistan’da Kur’an öğrenirken katledilen çocuklar için gözyaşı dökülemez miydi?

 Zulme uğrayan Müslümanları düşünürken bu Arap, bu Türk diye ayrım yapmak insanlık suçudur.

Bu zihniyeti kınıyorum. Geçtiğimiz Cuma günü unutanlar, yapacağı vaazda (bu Cuma günü) Mısır ve Suriye ile birlikte Dünya’da zulme uğrayan ; Doğu Türkistan, Kerkük, Musul, Türkmenistan, Karabağ, Uygur Türkleri için de dua yapmasını diliyor ve bekliyorum.