Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '10

 
Kategori
Anılar
 

Siyah beyaz anılar

Siyah beyaz anılar
 

bir ayaküstü sohbetti; bir varoş sevdası
bir diken sızısı, bir kenar mahalle anısı...
arsız, durmak bilmeyen bir çoşku ile heryerimizi kaplayan

dokununca dikenlerinin farkına varamadığımız
kokusuz bir çiçekdi
bizi birbirimize dolayan bir SARMAŞIK GÜLdü belki...

sen Gariban Süleyman' ın bir tanecik Elifi
ben komşu mahallenizin yalınayak delisi...
sen imam-hatipdeydin ben ise düz lise
bir çete kavgasında tanışmıştık seninle...
debelenirken attığımız kitap çarpmıştı yüzüne
özür... af... derken, bir sarmaşık gibi sardık birbirimizi...
hergün beklerdim okul çıkışı bir köşe başında
elimde gazete kağıdına sarılmış '' sarmaşık gül''
hafif gülümseme olurdu yüzünde, dalarken diken batmış elime...
emekli Hüsnü amcanın bahçesinden çalardım gülleri
bağırırdı arkamdan, babama da şikayet etmiş kaç kere
felçli eşi dikmiş o çiçeği , yayılsın duvarı kapatsın diye
sevgili eşinin pencereden gördüğü tek manzaraymış meğer,
ne bilsin gözü senden başkasını görmeyen serseriyi
sırtıma yediğim kaya parçası da uslandırmazdı beni
hergün senin için hırpalarken o sarmaşık güllerini...

sonra ailemiz çakmış manzarayı
onca dayaklar yetmemişti ayırmaya bizi.
ama okumak zorundaydık yoktu başka çıkış yolu
sen erzurumu kazandın ben ise parasızlıkdan köşedeki tamirciyi
4 sene sonra sen öğretmen çıktın, ben ise usta...

bir kaç kere selam yollamışsın bana
ama yakışmaz uzak görmüştüm seni kendime
sessize aldım kendimi, içimdeki titremeye rağmen
en son duyduğumda, evlenmişsin öğretmen bir gençle
şok oldum önce, tutamadım yağmur gibi boşalan göz yaşlarımı
sonra teselli verdim kendi kendime
dikenler korur tomurcuğu, yaprağını dökse bile
'' aferin ..''dedim '' yakışanı yapmış kendine ...''
ve sonrası malum, karıştık gittik ikimiz de maziye...


taaa ki; en son internette profiline rast gelinceye kadar,
adı Elif, evli, kız annesi, en sevdigi ise ''SARMAŞIK GÜLLERİ''...


''artçı bir sarsıntıydı...'' dedim , '' sallar ama yıkmaz beni...''
birçok diken yarası kapandı, bir çok gül soldu
gelir mi artık geri....!

geçen yıl kaybettik Hüsnü Amcayı
az koşmamıştı peşimden helal eder hakkını diye...

bayramlarda giderim kabrine
elimde gazete kağıdına sarılmış SARMAŞIK GÜL ile
sanki kopardıklarımı ödüyorum tek tek kendilerin ...

ilahi Hüsnü Amca yine yaptı yapacağını ağlattı beni
bir taş parçasına razıydım bu sefer binayı yıktı üstüme
meğer en son sırtıma indirdiği kaya parçası ile
'bir şeymi oldu aceba çocuğa' diye takip edermiş beni
görmüş sırtımdaki hafif kan ile sana uzattığım sarmaşık güllerini
koşmuş direkt... felçli eşine anlatmış, hata mı yaptım diye
göz yaşına boğulmuş, eşinin kıpırdayan kirpiği ile...
ölmeden önce evini bağışlamış bir hayır kurumuna
sıkı sıkı tembih etmiş '' heryeri yıkın ama o çiçeğe dokunmayın'' diye..

bir ara benim dükkana geldiler inşaata bağış istemeye
eskinin hatırına ne var ne yok verdim ben de
bugün postacı diken desenli yeşil bir zarf getirdi.

''SARMAŞIK GÜLLERİ TALEBE YURDU'' açılışına da bekleriz diye...

 
Toplam blog
: 27
: 606
Kayıt tarihi
: 03.10.10
 
 

En çok kullandığım kelimeler; boşver, farketmez ve sen bilirsin'dir! Denizi, kumsalı, rakıyı, şar..