Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Siyah bir kuş, yüreği asil, yüzü gül...

Siyah bir kuş, yüreği asil, yüzü gül...
 

Sevdiği adama inanmaktı tek suçu. Çok sevmişti. Yüreğini o adama adamıştı tüm asilliğiyle. Onu sadece çok sevmişti. Ama asaletini hiç bozmadan yaşadı ömrünü. Siyah giyinirdi. Hâlâ siyah giyiniyor gerçi. Hâlâ onu ilk tanıdığımız günkü gibi. Siyahlar içindeki güzelliğini, duruluğunu, zarafetini ve asaletini koruyor. Öyle bakıyor ki gözleri, insanın içine aşkı işletebiliyor. Bir insan başka ne ister ki? Sevdiğin, yüreğine içinin en kıymetlisini akıtıyor gözleriyle, hem de hiç sakınmadan, cömertçe... insan daha ne isteyebilir sevdiğinden?

İşte böyle bir kadındı o. Bir şarkı söylerdi, insanın yüreğine hüzün damlatırdı. Şimdi gözlerinden yalnızca acı akıyor. Buram buram acı kokuyor sözleri, elleri... Gözünün önünde bir kız, sevdiğine sarılmış cam gibi gözleriyle ona meydan okuyor güya. Ama ne bilsin o. Esas yüreğini kanatan, cam bakışlı kız değil, yüreğini adadığı adamın, bir gün aniden karşısına dikilip “ben dört yıldır başkasını seviyorum” demesi. Ne adîlik... Oysa öyle asil bir kadın ki o, daha ilk gün söylese adam bunu ona, “başkasına aşık oldum” dese, kadın onu serbest bırakmaz mı sanıyor? Yollarına taş döşer, yaşamına çirkef katar ya da belki sadece huzur bozmak için adamın istediği boşanma kağıtlarını imzalamaz mı sanıyor? İmzalardı oysa. Eğer daha ilk gün gelip de, ben başkasını seviyorum artık deseydi, eğer dört yıl boyunca ona yalan söyleyip aptal yerine koymasaydı onu, gözleri böyle acı acı kanamazdı. O zaman yalnızca sevdiğini kaybetmenin hüznü olurdu ellerinde tuttuğu.

Ama erkekler işte... O kadar cesur olamıyorlar. Âdilik yapmak daha kolay geliyor onlara. Eğer bir kadından uzaklaşmak istiyorlarsa, denedikleri yalnızca iki yöntemleri var, istisnasına henüz şahit olmadım. Ya kadına düpedüz kötü davranıyorlar, kendilerini çok kötü bir insanmış gibi göstermeye çalışıyorlar, ki kadın onu terk etsin, o da kolayından sıyırsın bu işten. Ya da kadından habersiz, canlarının istediğini yapıveriyorlar, isterlerse yine ondan uzak kalarak. Beyinleri bazen o kadar sığ işliyor ki, kadının karşısına geçip de basitçe “ben artık seninle birlikte olmaktan eski hazzı duyamıyorum” demek akıllarına bile gelmiyor. Halbuki böyle davranmayı becerebilseler biz kadınlar gibi, her şey o zaman daha kolay olurdu. Hiç değilse daha onurlu olurdu ilişkiler, ilişkiler sonrası kişiler, kişilerden arta kalan hayatlar...

İnci yüzlü siyah kuş... Hayatını işine adamak, zamanı akıtır yalnızca... Şarkı söylemekse, buruk bir kendine acıma... Söylediği sözler ise etinden et koparırmışçasına acıyan canının silik birer şahidi...

“Yalnızlığım...
Yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin
Yalnızlığım, canımsın, kanımsın
Sen benim vazgeçilmezimsin
Yalnızlığım, tek bilebildiğim
Sen benim çaresizliğimsin.....”

Resim: http://www.sorularlaislamiyet.com/yazi/Kuslar-1.jpg

 
Toplam blog
: 10
: 1642
Kayıt tarihi
: 05.09.07
 
 

Zevkler ve renkler tartışılmaz demişler. Herkesin zevki kendinedir tabii. Göreceli bir kavramdır z..