Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '15

 
Kategori
Psikoloji
 

Siyam ikizleri: Sevgi ve saygı

Siyam ikizleri: Sevgi ve saygı
 

funda's


"Saygı olmayan yerde, aşk da olmaz."
 
Emile Zola
 
Saygı, bir kimseye karşı ölçülü ve özenli davranmayı ifade eden bir olgudur. İnsanlar arası ilişkilerde saygının önde olması gerektiğini savunan düşünce sistemi bireylerin karşılıklı insani değerlerine ilişkin farkındalığın yok olmamasına işaret eder. Saygı, karşımızdaki insanın benliğine karşı gösterilen özenli ve ölçülü tutum ve davranışlardır. Sevgi ve saygı arasında şu şekilde bir ilişki vardır: Saygının olduğu her yerde sevgi olmak zorunda değildir; ancak sevginin olduğu her yerde saygı olmak zorundadır. Bu da demektir ki; saygı, sevgiden bir adım önde ve öncelikli bir olgudur.
 
Sevgiye dayalı ilişkilerde, saygının yeri ve önemi nedir? Bundan bahsetmek istiyorum biraz…
 
Bağlantı Saygı, öncelikle sevgi için doğru iklimi oluşturan bir duygudur. Yukarıda da belirttiğim gibi sevgiye dayalı ilişkilerde saygı olmazsa olmaz bir olgudur; çünkü saygının bulunmadığı bir ortamda sevgi tohumları yeşeremez. Bilhassa sevgiye dayalı ilişkilerde, ilişkinin zeminini oluşturan bir unsurdur saygı… Bir insanla tanıştığımız ilk günlerde ona karşı sergilediğimiz tavırlar belirli ölçüler dahilindedir. Örneğin karşımızdaki bireye hitap şeklimiz, kullandığımız dil, itinayla kurduğumuz cümleler; bunlar saygının birer göstergesidir. Yeni tanıştığımız bir insana karşı sergilediğimiz saygı çerçevesindeki tutum ve davranışlar o insanla iletişimimiz geliştikten sonra da devam ediyorsa o ilişkinin sağlam bir zemin üzerine kurulduğundan söz edebiliriz; çünkü saygı, sevginin temelinı oluşturur ve birinci şartıdır. Ruh güzelliğine duyulan sevgiyi şekillendiren karşımızdaki insanın nezaketi, olumlu tutum ve davranışları değil midir zaten? Saygı ve nezaketten uzaklaşmak sevginin sürdürülebilirliğinin önündeki en büyük engeldir. Bir insana saygılı davranmak için o insanla aramızda resmiyet olması gerekli değildir. Yakın ilişkilerde saygı, kurulan samimiyetin içerisinde belli bir ölçüyü ve özeni korumak anlamını taşır.
 
Her insan herşeyden önce varoluşundan ötürü saygıyı hakeder. Bir insana karşı iyi duygular besleyebilmenin ön koşulu o insandan gördüğümüz saygıdır. İletişimin kurallarından en önemlisi yine saygıdır. Öyleyse önce kendimizden başlamalıyız; önce kendimize saygı duymalıyız. Kendine saygısı olan birey kendine saygısızlık yapılmasına izin vermez. Kendine saygısı olan bir birey karşısındaki bireyin de aynı haklara sahip olduğunun bilinci ile ona saygı çerçevesi içinde davranır ve aynı saygıyı ondan bekler. Bu bir saygı alışverişidir ve olması gerekendir. İletişim kurarken kullandığımız sözcükler, kurduğumuz cümleler karşımızdaki insana olumlu sinyaller mi gönderiyor, yoksa olumsuz diye tabir edebileceğimiz -bir değeri ifade etmeyen- yaklaşım mı içeriyor? Bunları kendi içimizde sorgulayarak, insanlara karşı olan tutum ve davranışlarımız hakkında fikir sahibi olabiliriz. Sonuç itibarıyla bireyler arası iletişimin en önemli unsurlarından biridir saygı. Karşımızdaki insana değerli olduğunu hissettirmek,söylediklerini duymak değil dinlemek, önyargılı yaklaşmamak, kendimizi saldırıya geçmeden ifade edebilmek, empati ile yaklaşmak, herhangi bir tartışma durumunda incitici olabilecek kontrolsüz tepkilerden kaçınmak… Bunlar, hem iletişimin sağlıklı olabilmesinin hem de saygının ‘olmazsa olmaz’ larındandır.
 
Saygısızlık, bir insanın benliğine yöneltilmiş bir tehtittir. Saygının olmadığı bir ortamda sevgiden bahsetmek hiçbir anlam ifade etmez. Kim saygı duymadığı bir insanı sevebilir veya kim saygı görmediği bir insanı sevebilir? Elbette zaman zaman stresli anlarımız olabilir; karşımızdaki insanın bizi anlayamadığını, haksızlığa uğradığımızı düşünebiliriz veya herhangi bir şekilde kızgınlığımız olabilir; ama içinde bulunduğumuz durum her ne olursa olsun karşımızdaki insana yönelttiğimiz davranışlar, sarfettiğimiz sözcükler nezaket kuralları ve saygı çerçevesi dışına taşmamalıdır. Çünkü hiçbir koşul bir insanın benlik bütünlüğüne yöneltilen incitici söz yada davranışların mazereti değildir.
 
İnsan olarak zaman zaman negatif duygu durumları yaşıyor olabiliriz. Üzüntü, sıkıntı, öfke, kırgınlık, kızgınlık ve benzeri… Bu duygular çevremizden kaynaklanan veya yakın ilişkide bulunduğumuz kişiden kaynaklanan etmenlerle oluşabilir ve davranışlarımızı etkileyebilir. Zaman zaman öfke, kızgınlık gibi durumlar karşımızdaki kişi ile kurduğumuz iletişime yansıyabilir; ancak böyle bir durumda dahi tartışma, belirli bir saygı çerçevesinde yaşanmalıdır. Karşımızdaki insanın benlik sınırlarına girmeden, incitmeden… Ancak bu da, bireyin özdenetim (otokontrol) sistemini geliştirmesi ile mümkündür. Özdenetim; kişinin kendi kendini yönetme. idare etme yetisidir. Özdenetim dediğimiz kendi kendini kontrol edebilme mekanizması ile içinde bulunduğumuz duygu durumu ne olursa olsun iletişimde saygı dediğimiz o ölçüyü koruyabiliriz. Sevgiye dayalı ilişkilerde saygı zedelendiği taktirde ilişkinin temeli sarsılır ve sarsılan bir temel üzerinde sevgi, zamanla yerini olumsuz duygu ve davranışlara bırakır ve de tükenir.
 
Saygı, aynı zamanda bir değer ifadesidir. Karşımızdaki insana verdiğimiz değerin tutum ve davranışlarımıza yansımasıdır. “Ben, seni önemsiyorum ve sana değer veriyorum” mesajıdır.
 
Eskiden,yani bizden önceki kuşaklarda çiftlerin birbirlerine Ali Bey - Ayşe Hanım diye hitap etmeleri aradaki saygının korunmasına dair çok güzel bir örnektir aslında. Elbette insanların birbirlerine karşı saygıyı koruyabilmesi için resmi sıfatlar kullanması zorunlu değildir. Bu, yalnızca saygının eskiden nekadar öncelikli bir duygu olduğuna ve belki de uzun ilişkilerin sırrının araştırıldığı günümüzde düşünmemiz gereken güzel bir örnektir. Ne dersiniz?
 
 
 
 
Sevgiyle…
 
Funda Kocatürk
 
funda’s
 
www.facebook.com/fundaa.kocaturkk
 
https://twitter.com/funndas
 
Toplam blog
: 33
: 406
Kayıt tarihi
: 17.03.15
 
 

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji. Felsefe Grubu Öğretmeni. ..