Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '08

 
Kategori
Siyaset
 

Siyasal ve toplumsal olayların şifresi

Siyasal ve toplumsal olayların şifresi
 

Türkiye’de siyasal ve toplumsal olaylar için kullanılan meşhur bir laf vardır: Türkiye öyle bir ülkedir ki “hiçbir şey göründüğü gibi değildir”. Aslında bu söz yabana atılacak bir söz değildir. İletişimin baş döndürücü bir hızla yaygınlaştığı günümüzde görsel ve yazılı basının da çeşitlenmesi sayesinde yurdum insanının artık gözü ve kulağı açılmıştır. Başka bir deyimle maymun gözünü açmıştır. Bu yüzden Türk toplumu üzerinde operasyon uygulayan dahili veya harici mihraklar toplumu istedikleri şekle sokamamaktadırlar. Aslında birçok insanın toplumsal olaylara bakarken düşündüğü ihtimalleri biraz kategorize ederek anlatmak istiyorum. Örneğin siyasal bir cinayet, bir bombalama, bir linç veya toplumu istikrarsızlığa sürükleyen bir olayda aşağıdaki ihtimaller mutlaka düşünülmelidir:

1. Olay gerçekten göründüğü gibidir. Arka planı yoktur. Olaya karışan kişi veya kişilerle sınırlıdır. Söz konusu kişiler bir ideolojiye veya gruba mensup olabilirler. Ama olaya karışanlar mensup oldukları gruptan bağımsız olarak bu olayı gerçekleştirmişlerdir.

2. Olaya karışanlar belli bir ideolojik örgüt veya grup tarafından yönlendirilmiş ve/veya görevlendirilmişlerdir. Gerçekleştirilen olay sonucunda karşı örgüt veya gruba doğrudan zarar vermek veya imha etmek amacı güdülmüştür. Bu arada örgütün bu yolla propagandası yapıldığı gibi toplumu sindirme ve korkutma gibi avantajları da gözetilmiş olabilir.

3. Olay tamamen hedef saptırmaya yöneliktir. Örgüt veya grup karşıt grupları toplum nazarında suçlu duruma düşürmek veya itibarsızlaştırmak amacıyla geniş halk kitlelerine mal olmuş veya ön plana çıkmış kendi içinden kişi veya sembolleri hedef almıştır. Bu ülkemizde sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Tetikçi olarak kendi örgütleri içinden birilerini kullanmaktan çok, yakalandıklarında kurulan tezgah açığa çıkmasın diye karşıt gruptan bu işe yatkın meczup veya zayıf karakterli birileri tahrik edilerek olay gerçekleştirilir. Yani örgüt kendi mensuplarını veya sempatizanlarını feda etmiştir.

4. Olay belli bir gruba, kişiye veya simgeye yönelik olmakla birlikte 2. ve 3. maddelerde anlatılanların dışında daha üst seviyeli ve yurt içi kökenli bir derin organizasyonun istihbarat operasyonu olabilir. Olaydan sağlanacak yarar tamamen konjonktüreldir. Yani operasyonu yapanların o anki amaçlarını gerçekleştirmeye yöneliktir. Duruma göre 2. ve 3. maddelerde anlatılan tetikçiler kullanılır. Yalnız burada önemli bir ayrıntı vardır. Söz konusu yurtiçi derin organizasyon, operasyon kararını kendisi vermiş olabildiği gibi bazen dış istihbarat örgütlerinin taşeronluğunu da yapabilir. Burada yurtiçi derin organizasyon ile dış istihbarat örgütlerinin menfaatleri örtüşmüş olabileceği gibi tamamen dışarının verdiği görev doğrultusunda da hareket edilmiş olabilir.

5. Olay tamamen dış kaynaklı bir operasyondur. Tetikçi olarak kendi elemanlarını nadiren kullanırlar. Çoğunlukla 2., 3. ve 4. maddelerdeki tetikçiler ve yöntemler kullanılır. Bu operasyonları yapan dış istihbarat örgütleri kendilerini gizlemek isterlerse gizlerler. Operasyonu yaptıkları ülkeye mesaj vermek istediklerinde de işaretlerini operasyonun bir yerine ustaca yerleştirirler.

İşte bu kategorik sınıflamayı ülkemizde gerçekleştirilen tüm siyasi suikastlara (Uğur Mumcu, A. Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Hrant Dink, Rahip ve Misyoner Cinayetleri, Danıştay saldırısı v.s.) ve toplumsal olaylara (Cumhuriyet gazetesinin bombalanması, Ankara-Ulus’taki bombalama olayı v.s.) uyarlamak mümkündür. Vatandaşlarımız artık bu kategorik sınıflamadan haberdar olduklarından dolayı ne mutlu bizlere ki operasyonel mihraklar çoğunlukla emellerine ulaşamamaktadırlar.

 
Toplam blog
: 7
: 418
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Doçent'iyim. Halen İstanbul'da önemli bir laboratuva..