Siyaset Sosyolojisinden Kamu Diplomasisine

En somut tanımla coğrafi bir haritadan ve nüfusuna kayıtlı vatandaşlarından oluşan devletin yönetim modeline göre siyaset sosyolojisi oluşur veya siyaset sosyolojisi yönetim modelini oluşturur.

Kuzey Kore gibi otoriter bir devlette vatandaşlar neredeyse köle tanımında yaşarken, İsviçre gibi referandumun en çok kullanıldığı özgür bir devlette de vatandaşlar insanlığını yaşamaktadır.

Her iki örneğin yönetim modellerinin oluşturduğu siyaset sosyolojileri geleceklerinin de alt yapısını oluştururken aynı zamanda kamu diplomasilerine de dayanak oluşturduğunu gözlüyorum. 

Türkiye’de yakın zamanda peşi sıra farklı siyasi tercihlerin organizasyonu olan ‘Adalet Yürüyüşü ve Demokrasi Mitingi’ toplumsal aktivitelerle dünyaya mesaj vermek olan Kamu Diplomasisine en somut iki önemli örneği oluşturmuştur. 

Büyük bir olgunlukla yaşandığını izlediğimiz iki organizasyonun tarafları dünyaya kendi mesajlarını duyururken (detaylarda bazı eksikler oluşsa da) aynı zamanda demokrat bir devlet mesajı da vermişlerdir.

Her toplumsal problemin tarafları tepkilerini benzer şekillerde verseler ve yönetimce önemsenerek çözümlenebilse işte o zaman akılcı demokratik işleyişi olan bir devlet olma niteliğine kavuşulmuş olur ki; her kesimin ideali bu olmalıdır.

Literatürde, Kamu Diplomasisi hükumetlerin inisiyatifinde tanımlansa da muhalefette gerçekleştirdiği organizasyonlarla kamu aracılığıyla dünyaya mesaj verirken Kamu Diplomasisine örnekler oluşturabilmektedir. 

Kadri KANPAK