Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '12

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Siyasetçi uçmaz, gazeteci uçurur!

Siyasetçi uçmaz, gazeteci uçurur!
 

Türkiye’de siyasetinde gelenek bozulmadı, havadayken konuşmak, ayakları yere basmadan konuşma her devirde ilgi çekiyor. Politikacı havada, havaalanında açıklama yapmaya bayılır. Yurt dışı seyahatlere çıkarken veya dönüşte kamuoyuna açıklama yapan siyasetçinin ayağı yere basarken söyledikleri hedefine ulaşmıyor ki en önemli açıklamalar ayaklar yerden kesilince, bilemediniz dokuz bilemediniz on bin feette yapılıyor.

 

Medyanın önemli ve şanslı(!) kalemleri dikkat kesilip, neredeyse her sözcükte bir mana/ehemmiyet ararcasına kayıt cihazlarını sözcük ıskalamayacak mesafeden politikacıya uzatıyorlar.

 

Havadayken, ayaklar yerden kesilince gerçeklik algısı sadece açıklama yapan politikacının değişmez; gazetecinin de ayakları yerden kesilmiştir; gerçek algısı bulutların üzerinde işe yaramaz. Gazeteci politikacıya “olağanüstü yetenekleri olan” tabiri caiz ise “şeyh muamelesi” çeker. Hani derler ya “Şeyh uçurmaz mürit uçurur” sahne bulutların üzerinde adeta her defasında yeniden yaşanır.

 

Politikacı -cek, -cak çekim ekleri ile adeta mest eder dinleyenleri. Kendinden geçmiş, trans halindeki gazeteci adeta söyleyenden daha çok inanır –cek, -caklara. Gazetesine manşet kotarmak için programlanmış gazeteci sanki politikacı “ol dediğinde her şey olacak”mış gibi  daha ayakları yere basmadan oluşturuyor manşeti;

 

“Sınav Kalkacak!”

“Üniversiteye giriş sınavsız olacak!”

”Dershaneler kapanacak!”

 “Dershaneler okul olacak!”

”Yeni sistem kızlarımızı okumaya teşvik edecek!”

”YGS, LYS kalkacak!”

”Komisyon kuruyoruz darbelerle ilgili gerçekler ortaya çıkacak!”

“Dershaneler ya lise olacak ya kalkacak!”

”Üniversiteye giriş sınavı kalkıyor!”,”dershaneler tarih oluyor!”

“Muhatap PKK değil, BDP olacak!”

“AKP’nin 3 perdelik yeni açılım oyunu!”

“Kandil ve İmralı devre dışı bırakılıyor, Barzani “muhatap” alınıyor.”

“Kemal Burkay liderliğinde “İslami Kürt Partisi” kurulması düşünülüyor.”

“Yerel yönetimlere tanınacak ayrıcalıklarla özerkliğin önü açılacak.”

“Light Apo devrede!”

Gazete manşetlerine bakan yurdum insanı adeta manşeti döşeyen gazeteci gibi huşu içinde değil! Kendinden geçerek “eğitim” ve “Kürt sorununun” çözüleceğine inanamıyor.

 

Açılım süreçleri ile aklı karışık olan yurdum insanı azıcık düşününce işlerin gazete manşeti döşemek kadar kolay olmadığının farkına varıyor. Okullar arasındaki eşitsizlik giderilmediği sürece dershanelere olan talebin iktidarın 4+4+4+ 12 Yıllık kesintili eğitim tasarısı ile daha da artacağının farkında.

 

Vatandaş bunun farkında fakat gazeteci çıkıp kamuoyu adına,” Okullar arasındaki eşitsizliği nasıl gidereceksiniz? Eğitimin niteliğini artırmak için ne düşünüyorsunuz? Öğretmenlerin, okulların ekonomik problemlerini çözmek için ne yapacaksınız? Fatih projesi ile ilgili alımları Kamu İhale Yasası dışına neden çıkarıyorsunuz? ...” diye soramıyor!

 

-cek, -cak hipnoz etkisi yaratıyor, gazeteci gözleri kısık ağzı bir karış açık dinliyor, tek derdi yarının manşetini kotarmak. Eeee durum bu olunca gazete satışları sürekli düşüyor, vatandaş masal okumak istemiyor, ne de olsa ayakları yere basıyor!

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..